Ders bitmişti ve herkes çıktıktan sonra Yeliz'i karşıma alıp konuşmaya karar verdim. Tam söze başlayacakken, Yeliz "Dur Damla ya, konuşmayalım bu konu hakkında. Daha fazla morelimi bozmak istemiyorum." dedi. Banada "Peki." demek düşmüştü bu durumda. Biraz suskunluktan sonra hemen Yeliz sordu "Neyin var canım? Canın sıkkın gibi?". Bense omuzlarımı yukarı kaldırıp "Bilmiyorum ki." diyerek gülümsedim. "Bugün seni bulamayınca aramak istedim, ama tam o anda çantamda bi kağıt parçası buldum." dedim ve hemen yazıyı çıkardım. Yeliz içinden okudu yazanları ve gözlerini büyüterek bana baktı. "Kız sen neymişsin öyle? Yere bakan yürek yakan seni." diyerek gülmeye başladık. "Ya Yeliz, dalga geçme lütfen. Sence biri şaka mı yapıyor yoksa gerçek mi? " diye sordum bende. Yeliz ne diyeceğini bilemiyordu. Bende daha fazla kurcalamadan "Kalkalım mı?" diyerek odadan dışarı çıkmıştık beraber. "Canım, istersen bize gidelim. Hem annemlerde dönmüşlerdir Sincan'dan." demiştim ve Yeliz'de sevinerek "Olur." diyerek kabul etmişti. Eve vardığımızda annem kapıyı açarak hemen boynuma sarılmıştı. Kız kardeşim Leyla'da annemin arkasından koşup bacağıma sarılmıştı boyu yetişmediği için.
Daha 5 yaşındaydı ve babam onu genellikle 'bizim tekne kazıntımız' diye severdi. Annem ağır bir hastalığa kapılmıştı. Herşeye rağmen çok şefkatlidir benim annem, hiçte isyan etmez. Babam'da çok merhametli bir adamdır. Hiç eli kalkmamıştı, ne bize karşı, ne de anneme. Sesini bir kere bile yükseltmemişti. Yufka yüreklidir yani. Babam Sincan'da ki fabikamizda calistigi icin sadece hafta sonları evde oluyor. Annem ise Sincan'da tedavi görüyor. Bu yüzden yaklaşık 3 aydır çoğu zaman babamla ve kardeşimle halamlarda kalıyorlardı, hastaneye ve fabrikaya daha yakın olduğu için. Yeliz'in annesi hiç bir zaman kızının verdiği kararlara saygı duymadığı için, Yeliz ayrı bir eve taşınmıştı. Ara sıra bizde kalıyordu, dertleşiyorduk. Annemde Yeliz'i kızı gibi severdi. Yemek yaptığında hep onada hazırlayıp gönderirdi.
Leyla'yı hemen kucağıma alıp gıdıklamaya başladım. Gülmeye başlamıştı. Yeliz'i de çok severdi ve ona "Yelizciğim" derdi, artık nerden öğrendiyse. Yarım saat sonra kardeşim uyumuştu ve biz odama geçmiştik. Yeliz başladı hemen sorgulamaya "Kızım anlatsana hadi, n'oldu o yazıyı yazan kim?". -"Ya vallaha bilmiyorum benim kimseye yüz verdiğim falanda yok." dedim hemen. "Bence varya bu çocuk sana şaka falan yapmıyor. Bence bu sana baya baya aşık." dedi Yeliz ve ben sinirlenip attım o kağıdı. -"Tamam Yeliz. Kapansın konu burada." diyerek camdan dışarı bakıp uzaklara dalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimin Oyunu (DÜZENLENİYOR)
Romance2002 - Kızılcahamam "Gidiyorsun demek, ha?" Üzücü bir ses tonuyla sormuştum Damla'ya. Herzamanki gibi hayal kurup sırlarımızı paylaştığımız o ağacın altında oturuyorduk. İlk defa böylesine aşık olmuştum. O benim ilk tutkum olmuştu ve ben ondan nası...