9

1.2K 17 0
                                    

Sabah uyanıp yatakta bolca dün olanları düşündüğüm için az kalsın geç kalıyordum, saati farkedince hızlıca hazırlanıp şirkete gelmiştim. Bernard'la yine asansörde karşılaştığımızda ona içten bir gülümseme verdim. "Günaydın Lily, bugün güzel görünüyorsun" ben de üstündeki takıma baştan aşağı baktım ve "Günaydın Bernard, sağol. Sen de öyle" asansör yukarı çıkana kadar başka bir şey konuşmadık, kendi katına geldiğinden "Görüşürüz" diyerek indi.

Katıma geldiğimden asansörden çıkıp hemen karşıdaki ofisime ilerledim, anahtarımla kilidi açıp içeri girip kapıyı arkamdan kilitledim. Jaden'ın buraya gelme ihtimalini yok sayamam. Derin bir nefes alıp masama oturduktan sonra kafamı toparlamaya çalıştım, beş dakika sonra kapı çalmıştı.

"Rose, kapıyı aç güzelim. Burda olduğundan haberim var" Tabii ki haberin var, kahrolası patronsun çünkü. "Jaden nolur beni yalnız bırak, şu an tek istediğim şey işimi yapmak. Sırası değil" dedim sessizce. Dışarıdaki çalışanların konuşmamızı duymadığını umdum. "Zaten iş için geldim" evet hep böyle dersin...yerimden bıkkınca kalkıp kapının kilidini açtım.

Beni hızlıca süzdükten sonra yanımdan geçip odaya girdi. "Gel otur şuraya, bir proje getirdim. Birkaç fikrim var tasarım konusunda, nasıl olduğunu sormak istedim" gerçekten iş için gelmesine şaşırırken hemen koltuğuma oturdum. Getirdiği flash belleği bilgisayarıma takıp, projeyi ekranda açtım. Jaden arkamda ayaktaydı, bana doğru eğilmişti, yüzünü hemen yan tarafımda görebiliyordum.

Parmağı bilgisayar ekranında gezip bazı noktaları işaret ederken konuştu "İşte buraya şirket sloganını senin tasarlayacağın bir fontla yazarız, ama okunaklı olmasını ve gerçekten dikkat çekmesini istiyorum. Bir sonraki sayfada da benim yaptığım birkaç ekleme ve detaylar var. Nasıl göründüğünü söylemeni istiyorum, sence olmuş mu?"

Bana birazcık fazla yakın duruyordu, ama bunu aklımdan atmaya çalışıp yaptığı çalışmayı yorumlamaya başladım. "Yani gerçekten iyi gözüküyor ama kenarlara koyduğun yazı kutucuklarının rengini bir ton daha açık yapmaya ne dersin? Öyle kesinlikle tamamlanmış olur" deyip ona döndüğümde burunlarımız birbirine değdi.

Hemen sandalyemi geri çekip önüme döndüm, bu aptal olaylar sürekli yaşanmasa olmazdı. Bir şey demesi için içimden yalvarırken boynumda dokunuşunu hissettim. Kulağımın altına sürten burnu tüylerimi diken diken ediyordu. Eli diğer taraftan yüzümü bulup kendine daha çok çekmişti. Derinleşmiş sesiyle yavaşça ismimi fısıldadı "Rose..."

Mr. PsychoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin