Okulun kapısından içeri girdiğimde, her zamanki gibi erken gelen bir kaç öğrenci vardı.
Bankta oturmuş öpüşen yada birbirinin içine girmiş çiftlere iğrendiğim bakışlar atarak yoluma devam ettim. İlk işim tabiki kantine gidip bizimkilerle buluşmaktı.
Pitos ve ayranımı alarak bizimkilerin oturduğu masaya ilerledim. Ama benden başka bir kız daha vardı masada. Şaşırmıştım, arkası bana dönük olduğu için yüzünü göremiyordum.
Kulağımda çalmaya başlayan Tankurt Manas şarkısı ile yüzümde bir gülümseme oluştu. İçimi kıpır kıpır yapmıştı bu şarkı.
"Beni bir salınn"
Rap kısımlarını çok söyleyemediğim için sadece nakarat kısmına eşlik edebiliyordum. Masaya yaklaştığımda "günaydın" diyerek oturdum ve şarkıyı kapattım.
Gözüm kıza takılmıştı. Bu... Bu kız o gün sevgilisiyle kavga eden kız değilmiydi.
Furkan kıza baktığımı fark ettiğinde konuşmaya başladı.
"Bu benim sevgilim Çisem"
Dedi kıza bakıp gülümseyerek. Ve kolunu omzuna attı.
Furkan'ın bizi kızlarla tanıştırmasına alışmıştık. Bununda öyle geçici bir kişi olduğunu düşündüğüm için çok fazla sesimi çıkarmadım, elimi uzatarak kendimi tanıttım.
"Ece"
Uzattığım elimi tutarak "memnun oldum" dedi.
"Bende"
Sessiz sessiz ne kadar oturduk bilmiyorum ama dikkatimi çeken şey Meriç'in ilk defa hiç sesinin çıkmamasıydı. Normalde boş yapar, yada kendi kendine şarkı söyler ama konuşurdu. Kulağına doğru eğilerek konuştum.
"ne düşünüyorsun lan"
Kafasını odaklandığı yerden kaldırıp benim yaptığım gibi o da kulağıma eğilerek konuştu. Bu biraz ürpermeme sebep olmuştu.
"Seni düşünüyorum"
Gülümseyerek omzuna vurduğum sırada Furkan konuştu.
"Toplum içinde kulaktan kulağa konuşulmaz, öğretmediler mi size"
"Öğretmediler kardeşşiimm"
Meriçin verdiği cevaptan sonra, "He tamam o zaman" diyerek tekrar sevgilisine döndü, Furkan.
Bu haraketi gülmeme sebep oldu. Sessizlikten sıkıldığım için, konuşmaya başladım.
"Ee ne zamandır tanışıyorsunuz?" Dedim, Furkan'la Çisem'e bakarak.
"Bir aya yakın oluyor"
Tabikide sorumu Furkan cevaplamıştı.
Ve hatırladığım kadarıyla bu kızın sevgilisinden ayrıldığını bir aydan daha kısa bir süre önce gördüm.
Yani sevgilisi varken Furkan ile mi konuşuyordu?
Tam söylesem mi acaba diye düşünürken zil çaldı. Daha sonra söylemeye karar vererek herkes gibi bende ayağa kalktım.
Sonunda ders biyoloji olmuştu. Hala yeni hocamız gelmemişti. Dersin boş olduğunu düşünen herkes, kendi kafasına göre takılıyordu.
Halil ise her zamanki gibi bir lira topluyordu. Bu evden hiç para getirmeyip herkesten bir lira dilenen beleşcilerden nefret ettiğim kadar kimseden nefret etmiyordum.
Sınıfın kapısının açılması ile herkes kapıya odaklandı. İçeriye kırklı yaşlarda kilolu bir kadın girdi.
