"Ne oldu ?" Dedi Doğukan.
" Bizim eve gidiyoruz"
"Neden Kainat annen ne dedi kötü Birşey mi var ?"
"Hayır kötü birşey yok tam tersine çok güzel canım" diye dalga geçtim.
"Kainat tamam uzatma da annen tam olarak ne dedi onu bi anlatır mısın ?"
"'Kızım biliyorum bana hala çok kızgınsın bu kızgınlığınında kolay kolay geçeceğini sanmıyorum. Sen duyduğum kadarıyla Doğukan'ın evinde kalıyormuşun. Ben hem düzgün kararlar verebilmek hemde biraz senin rahatlaman için Sinanıda aldım Antalya'ya taşındım. Senden çok özür dilerim kızım. Bu arada yıllardır isteyipte alamadığım mini cooper evin önünde duruyor. Seni çok seviyorum kızım kendine dikkat et öpüyorum görüşürüz' dedi. Doğukan hala yüzsüz yüzsüz nasıl o adamla birlikte olabiliyor anlamıyorum. Her neyse hadi biraz daha hızlı sür şu arabayı" biraz biraz Keyfim yerine geliyordu. Ne de olsa kapımın önünde bir 'MINI COOPER' duruyor ve beniiiiiiiim. Tamam iç ses sakin ol.
"Işte geldik ve senin arabanda şu olmalı" dedi.
"Ohaaaaaaaaaaaaaaa! Abi bu çok iyi yaaa!" derken hızlıca arabadan indim ve arabamın yanına gittim. Doğukan da benimle birlikte geldi. Anladığım kadarıyla o da çok sevmişti.
"Cidden çok güzelmiş Kainat"
"Bende bayıldım" deyip içeriye girdik annemin odasına gittim. Herşey bomboştu. Ne kıyafeti ne malzemeleri hiç bir şeyi kalmamıştı. Gözlerim doldu. Bi adam için annesiz mi olcaktım ben. Keşke babam olsaydı böyle bir şeye asla izin vermezdi. O hep beni severdi. Hep korurdu kollardı. Hep mutlu bi aile Olmuştuk biz. Tek çocuk olmama rağmen çok mutluydum. Çok özledim babamı çok. Doğukan;
"Kainat iyi misin?" dediğinde ağladığımı farkettim.
"Iyi değilim Doğukan ben babamı çok özledim hemde çok" diyerek hıçkırıklara boğuldum.
"Gel buraya" deyip sımsıkı sarıldı bana. Doğukanı hep abim olarak görmüşümdür. Ona sarılınca kendimi hep güvende hissettim. Bi an düşününce aklıma bisey geldi.
"Doğukan senin ailen nerde?" Doğukan hiç bu konularda konuşmak istemezdi neden bilmiyorum.
"Bilmem."
"Ne demek bilmem?"
"En son 12 yaşındaydım onları gördüm. Beni bıraktılar. Ben yıllarca yetimhanede kaldım. Sonra bir gün bana bi miktar para geldi. Bi sekilde çıktım. Sonra işte hep tek başıma yaşadım. Hiç bir zaman keske olsalardı demedim. Çünkü hep onlardanbnefret ettim. Böyle işte Kainat" demesiyle anladım ki ailevi durumu tek kötü olan ben değilim.
"Doğukan ben napacam? Ben şu zamana kadar annemle yasadım. Daha babamın acısı geçmeden beni terketti Doğukan. Içim yanıyor anlıyor musun? Daha ona veda bile etmeden bıraktı gitti beni. Her ne hata yaparsa yapsın annem o benim olum. Annem. Öyle kolay mı bırakmak? Off her neyse gel hadi bişeyler yiyelim. "
"Tamam hadi" deyip asağı indik. Makarna yaptım. Koydum yemeğe başladık. Aklıma bişey takılmıştı.
"Doğukan sence bu Sinan'ın çocuğu falan yok mudur?"
"Bilmem hiç düşünmedim değil yani. "
"Bi kızı falan vardır belki" derken kapı çaldı. Kapıda hiç tanımadığım bir erkek duruyordu.
"Kime bakmıştınız?"
"Kainat Altınsoy siz misiniz?"
"Evet benim."
"Bu sizin için şuraya imzalayabilir misiniz?"
"Teşekkürler" dedim ve kapıyı kapattım.
"O kimmiş" diye bağırdı Doğukan. "Birisi bunu göndermiş" diyerek çicekleri gösterdim bi tanede not var.
'Hiç bir sey için moralini bozma güzelim annenin gitmesi belki senin için daha hayırlıdır. Öptüm.
D. '"Doğukan'ım çok sağol canım benim. Ne gerek vardı cicege falan canım ya. "
"Ne çiceği Kainat ne sacmalıyorsun?"
"Bilmemezlikten gelme işte D. Yazmışın sende başka kim olabilir?"
"Lan ben cicek falan almadım ki"
"D. Yazıyor kim bu o zaman? Hem annemin gitmesini bilen tek sensin. Noluyor olum telefon olayıda böyle oldu. "
" Kainat d harfiyle Doruk var. "
"Doruk gönderse bile annemin gittiğini nerden biliyor Doğukan?"
"Ne olduğunu anlamış değilim ama Kainat şunu biliyorum ki bu çocukta bişey var. Ve ben Doğukansam bunu çözerim"