Giriş

256 13 4
                                    

Genç kadın telefonu çalınca tırnakları ile uğraşan kadına üzgün bir gülümseme gönderip elini çekti. Çantasında telefonunu bulmaya çalışırken bir yandan da kendisine kızıyordu. Ne vardı çantayı bu kadar dolduracak ? Sonunda telefonu bulduğunda telefonu çıkarıp ekranına bakmadan açtı. Alışkanlık olmuştu artık bu. Manken olmanın getirilerinden biri olarak telefonu neredeyse hiç susmuyordu.

" Efendim ? " dedi duru bir sesle. Karşı tarafta sessizlik olunca kaşlarını merakla kaldırdı. Yoksa telefonuna sapık mı dadanmıştı ? Tam telefonu kapatacağı sırada karşıdan kısık bir ses duydu.

" Hazal Ünsal siz misiniz ? "

" Evet. "

" Ben çalıştığınız ajanstan arıyorum. Buğra bey'in sekreteriyim. Buğra bey sizinle görüşmek istiyor. "

Genç kadın duraksadı. Patronunun adını elbette biliyordu. Buğra bey kesinlike patronuydu. Ama bu zamana kadar hiç görüşmeleri gerekmemişti. Her işini sekreteri yoluyla halletmişlerdi. Acaba bir sorun mu çıkmıştı ? Yoksa... Yoksa işine son mu verilecekti. Kendini toparlar toparlamaz cevap verdi.

" Ne zaman ? "

" Aslında hemen. "

Bir an şaşırsada sesini çıkarmadı. Sonuçta patron o'ydu. İstediğini, istediği zaman yaptırırdı. O yüzden itiraz etmedi. İşini seviyordu.

" Tamam. Ben hemen geliyorum. " dedikten sonra kapadı telefonu. Kuaföre ücretini ödedikten sonra bir taksiye bindi ve adresi tarif ederek arkasına yaslandı.

MASKENİN ARDINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin