five

15.9K 302 179
                                        

|THE NEIGHBOURHOOD - SWEATER WEATHER|

Bay Styles'ın bana sunduğu seçeneklerden sonra kara kara ne halt yiyip de matematikten 80 üstü not alabileceğimi düşünüyordum. Ve benim sadece Lara Ve Dylan'a anlattığım bu olay Lara sayesinde iki günde tüm okula yayılmıştı. Gelen geçen benimle dalga geçiyordu. Arkadaşlar arasında iyi makara oluyordu, ortamda dalgası geçilirken eğleniyorduk ama ben ciddi ciddi strese girmiştim.

Son dersten çıkıp bir kaç arkadaşla kafeye gitmek için bahçede buluşmuştuk. Yedi sekiz kişiydik ve hangi kafeye gidecegimizi tartışıyorduk.

Archie kolunu omzuma atarak beni kendine çekti. Aslında başka birisi bunu bana yapsa onu terslerdim ama doğruyu söylemek gerekirse Archie baya hoş çocuktu. Ve ikimiz arasında ufak bir flörtleşme vardı.

Kendisi okulun basket takımı kaptanıydı ve tahmin edersiniz ki okulda da fazlasıyla popülerdi. Artı olarak notları da fazlasıyla yüksekti. Yani tam olarak okulun örnek öğrencisiydi. Şu sıralar ona daha bir yakın davranıyordum çünkü dersler konusunda bana yardımcı olması için aklını çelmem gerekiyordu.

Sırıtarak iyice ona yanaştığımda bizimkiler hala hangi kafeye gideceklerini tartışıyorlardı ve bu tartışma sonsuza kadar sürecek gibi durduğundan olaya el koydum.

"Aç olan yoksa ve sadece kahve içeceksek okulun iki sokak ilerisindeki vintage kafeye gidelim. Hem aşırı tenha sakin bir yer hiç gürültü çekmeyelim şimdi." dedim.

Bir süre de benim önerim üzerine tartıştıktan sonra önerimi mantıklı bulup vintage kafeye gitmeye karar verdik.

Okulun çıkışına doğru yürürken Archie'nin kolu hala omzumdaydı. Bu durum hoşuma gitse de çocuk basketçi olduğundan fazla uzundu ve ben yanında fındık kadar kalıyordum. Bu durum arşlarda gezinen egomu bir tık düşürse de çok takmamaya çalışıyordum.

Archi'yle en arkadan yavaş yavaş yürürken arkamızdan Bay Styles'ın sesi duyuldu.

"Ooo okul sonrası arkadaşlarınla buluşacak kadar vaktin var sanırım Madie. Umarım arada matematiğe çalışmayı unutmuyorsunur." Kafamı çevirip Bay Styles'a bakarken o çoktan yanımıza gelmişti.

Anlamlandıramadığım bir şekilde Archie'nin omzumdaki koluna baktı. Daha sonra kaşları çatık bir şekilde yavaşça Archie'nin suratına baktı ve sonra tekrardan bana döndü. Rahatsız edici bir imayla gözlerimin içine içine bakıyordu.

Bay Styles'ı geçiştirmek için "Yok hocam unutmuyorum." diye kısa ve net bir cevap verdim.

"İyi madem size iyi eğlenceler(!)" diyerek arabasına doğru yürüyordu ki arkasından koşturarak Bay Styles'a yetişmeye çalışan Bayan Isabel'i gördüm.

Bayan Isabel, Bay Styles'a "Harry!" diye seslenerek onu durdurdu. Bay Styles'ın geçen gün onu bu konuda bozmasına rağmen hala ona sadece adıyla hitap mı ediyordu?

Bay Styles gülümseyerek Bayan Isabel'e döndüğünde "Hey Isabel ben de seni bekliyordum." dedi enerjik bir şekilde.

O da mı ona sadece ismiyle hitap etmişti bana mı öyle geliyordu?

Aralarındaki fazla samimiyete şaşırarak kaşlarımı kaldırdım. Archie ise "Aralarında bir şeyler var sanırım." diye gülerek beni sinir etmişti.

Umursamamaya çalışarak omzumdaki elini ittirerek bizimkilere yetişmek için hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Sesli bir nefes vererek önümdeki test kitabını kapattım ve Archie'ye döndüm.

"Beynim yandı. Bence bu günlük bu kadar yeter."

Yoğun ısrarlarımla birkaç günlüğüne basketbol kursunu asıp okulda bana ders anlatması için onu ikna etmiştim.

Gülerek "Tamam." dedi ve devam etti. "Yarın bizim eve gidip orda çalışalım. Hem annemler de o saatlerde evde olmuyo, yani bizi rahatsız edecek kimse olmayacak. Ne dersin?"

Ders çalışma ayağına ev boş iması yapmıştı.

İmasını anlayıp utanmış gibi yaparak kafamı önüme eğdim ve "Olabilir." dedim. Daha sonra kafamı kaldırarak masum bir ifadeyle gözlerinin içine bakmaya başladım.

Şuan benden deli gibi etkilendiğine kalıbımı basabilirdim. Hatta o bunu kanıtlamak istercesine bir elini belime yerleştirerek bana doğru eğilmiş ve ilk hamlesini yapmıştı. Bende ona doğru biraz yaklaşıp beni öpmesini bekleyerek gözlerimi kapattım.

Dudakları yavaşça dudaklarıma değdiğinde sınıfın kapısı açılmıştı.
Aniden kendimi geri çekerek panikle elimi saçlarıma götürdüm.

Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda bize kınayan gözlerle bakan bir adet Harry Styles görmüştüm.

Bay Styles bizi görmüştü! Başım yeterince belada değilmiş gibi birde beni okulda öpüşürken yakalamıştı. Sikerler böyle işi gerçekten!

Durumu toparlamak amacıyla sanki bizi öpüşürken yakalamamışcasına gülerek "Merhaba hocam." dedim.

İyice batırmıştım...

Bay Styles beni takmayarak gözlerini Archie'ye dikmişti. Yapmacık gülüşüm yüzümde soldu. Archie ise tek kelime etmeden gayet rahat bir şekilde Bay Styles'ın bakışlarına karşılık veriyordu.

Bay Styles Archie'nin gözlerinin içine bakmaya devam ederken "Çık dışarı." dediğinde ona dediğini düşünerek Archie'nin çıkmasını bekledim. O da öyle anlamış olacaktı ki ayağa kalkıp Bay Styles'ın yanından geçerek sınıftan çıkıyordu ki Bay Styles onu göğsünden ittirerek durdurdu. Bu sefer bana dönüp gözlerimin içine bakarak "Sana diyorum Madie, çık dışarı ve dışarda beni bekle." dedi.

Benimle dışarda konuşacağını düşünerek çantamı alıp hızla sınıftan çıkmıştım ama ben sınıftan çıkar çıkmaz kapıyı suratıma çarpıp Archie'yle yanlız konuşmaya başladı. Kapıya yaslanmış ne konuştuklarını duymaya çalışıyordum ama hiç bir halt duyulmuyordu.

Bir kaç dakika geçtikten sonra çat diye kapı açıldı ve Bay Styles beni onları dinlemeye çalışırken yakaladı. Kaşları çatık bir şekilde bana bakarak "Düş peşime." dedi ve önden yürümeye başladı.

Yine Bay Styles'tan azar yiyecektim. Harika(!)

𝐭𝐞𝐚𝐜𝐡𝐞𝐫'𝐬 𝐩𝐞𝐭 || 𝐡.𝐬.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin