H O M E [𝖇𝖆𝖐𝖚𝖉𝖊𝖐𝖚]

35.bölüm

Takvimin yaprakları bir bir yerinden sökülüp ilkbahar yerini yaza bırakmışken güneş kavurucu bir sıcakla vuruyordu. Henüz Mayıs yeni bitmişti. Basit bir evde yapılan güzel bir sabah günün sıradanlığı ile ölçülüyordu.

Güneş camlardan içeri girip çiçeklerin parıldamalarına yol açıyor, güzel bir sabahın haberini verip geçen 2 ayın monotonluğunu vurguluyordu.

Ne mi olmuştu?

Her gece sarılamadan uyuyan minik, yatak odalarını basarak tam ortalarına yerleşmişti.

Ne mi olmuştu?

Her sabah yapılan güzel kahvaltının ardından çocuğun utancı aşılıp parktaki arkadaşlarıyla kaynaşması sağlanmıştı.

Ne mi olmuştu?

Şimşeklerin çaktığı o gün buldukları ıslanmış minik beyaz kedi, her sabah mırıldayarak küçük sarışın ile film izlemeye başlamıştı.

Ne mi olmuştu?

Bir aile kurulmuştu.

O sabah ilk uyanan küçük sarışındı. Genelde hep ilk o uyanırdı ya. Birkaç kez gözlerini ovuşturdu. Favori programının başlamasına az kalmıştı, saate baktığında. Üzerindeki pikeyi attırdı ve yeşil saçlı çocuğun kollarının arasından çıktı. Geceleri genelde ona sarılırdı Izuku abisi. Bazen ise Katsuki'nin kolları arasına girerdi Izuku. Bir elini çocuğun göğsüne koyup ona sarıldığı sırada kapıları açılırdı.

"Yine mi?" diye söylenirdi Bakugou.

Küçük sarışın bunu komik bulup kıkırdardı. Her zamanki gibi ayıcığını yatağa atar sonra ise kendi zor da olsa tırmanırdı yatağa. Artık boyu uzamıştı, kendi başına dağın zirvesine ulaşmayı öğrenmişti.

Yatağa çıktığında Midoriya abisi rahat yastığının -Bakugou'nun göğsü- getirdiği mayışıklıkla hemen uyumuş olurdu. Yeşil saçlı abisi bilmiyordu belki ama o çok gizli bir sır biliyordu. Gece olduğunda sarışın daima çocuğun anlına düşmüş yeşil saçları açtırır dudaklarını bastırırdı usulca.

( Bölüyorum ama, Bakugou değişmedi. Sadece olgunlaştı. Zaman atlaması var zaten farketmişsinizdir. Bunlar küçük bir çocuğun düşünceleri, çok uzun zaman yanlız büyümüş ve sevgi görmemiş bir çocuğun. Bu yüzden etrafında olan olayları olduğundan daha romantik gösterebilir, hissedebilir, farkedebilir. Kısaca sevgiyi gördüğünde şaşırdığı için bunu büyütebilir.)

Minik sarışın usulca sokulurdu böyle gecelerde. Aralarına yatmazdı çünkü sarışın oğlan çenesini yeşilin kafasına yaslamış bir kolunu ona dolamış olurdu sıkıca. Küçük sarışın ise diğer kolunu alırdı oğlanın. Hafifçe, sarışının giydiği siyah tişörtün omuz kısmına yanağını yaslar. Yan dönerek iyice kıvrılarak ayıcığına sarılırdı.

Çünkü biliyordu. Katsuki abisi hep diğer kolunu onun için açıyordu. Uyuduğunda güvende hissetmesinin sebebi de buydu.

Yeni bir sabaha uyanıp yüzüstü yatarak elini yeşil saçlının beline atan bir sarışın gözüküyordu şimdi. Yeşil saçlı çocuk da tıpkı onun gibi yüzüstü yatmış yastığının altına ellerini sokuşturmuş ve hafif çapraz bir şekilde uyuyordu. Sıcağın bunaltıcılığından mı yoksa arada sırada erken uyuyan küçük çocuğun arkasından yaptıkları kaçamaklardan mı bilinmez son günlerde epey geç uyanıyorlardı.

Küçük onları böyle görmeye alıştığı için öfleyerek yataktan kalktı. Aslında güne başlamak için iki çocuğu da sarsarak uyandırmak istiyordu ama bu sefer yapmayacaktı. Sadece bir an önce kaçırmak üzere olduğu  çizgi filmini izlemek istiyordu o.