9

2.4K 317 140
                                    

Bugün canımın içi, bebeyim, kardeşim @laviniapiaf 'ın doğum günü. Naçizane bu bölüm aracılığıyla buradan da kutlamak istedim. Sonuçta insan her zaman dönemeyeceği yollara beraber girip, tanımadığı insanlara dublaj yaparken gülmekten yere yatıp, Barış Manço'nun banyosunda fotoğraf çektirebileceği birisini bulamıyor. Sen iyi ki varsın, iyi ki benim yanımdasın Karakuş!

Ata Öztürk & Atıl - Güzelsin

Yarılırcasına gürleyen gök benim de göğsümü yarmış gibi olduğum yerde donakalıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yarılırcasına gürleyen gök benim de göğsümü yarmış gibi olduğum yerde donakalıyorum. Sıkı sıkıya kapattığım gözlerim ve tek kurtuluş yolummuş gibi tutunduğum şemsiyemle yanımdan geçerken üstüme su sıçratan arabaları umursayacak gücü bile bulamıyorum kendimde. Korkunç bir kâbusun içinde kapana kısılmış gibiyim.

Her yere ulaşmayı başaran ıslaklık uzun çizmelerimle eteğimin açık bıraktığı alandaki çorabıma bile geçmiş vaziyette. Saçlarım uçuşarak gözlerimi yerinden çıkarmaya çalışıyor gibi hissediyorum. Boynuma kat kat doladığım yün şalıma gömülürken gözlerimi tekrar açtığımda sıcak yatağımda olmak istiyorum sadece. Hızlı hızlı korna çalarak geçen arabalardan ve öfkeli bir aslan gibi kükreyerek üzerime yağmurlarını döken bulutlardan çok uzakta.

Bu dileğimi gerçekleştirecek sihirli peri uyuyakalmış gibi bütün kuvvetiyle esen rüzgâr şemsiyemi elimden almak için inanılmaz bir kuvvetle uğraşıyor. Kaybedeceğimi çok iyi bildiğim bu savaşa inatla katılırken dizlerimi kırarak şemsiyeye asılıyorum. "Beni bırakıp gidemezsin." diyorum bir aptal gibi ağlamaklı çıkan sesimle. Bu hale geldiğim için kendime daha çok kızarken ters dönmeye meyleden şemsiyeyi tehdit etmeye başlıyorum.

Kırılacağına olan inancım tamamlanırken bir anda sapına sarılan tanıdık parmaklarla bütün göğün ağırlığı omuzlarımdan kalkmış gibi rahatlıyorum. Ulaş neredeyse neşe saçtığına yemin edebileceğim bakışlarla ikimizi de şemsiyemin altına sığdırırken sırıtıyor. "Bir şemsiye için bu kadar uğraşmaya değmez güzelim."

Yağmurdan dolayı ıslanmış saçları, kirpikleri, boynuna doladığı gri atkısıyla bu dünyada gördüğüm her şeyden daha güzel gözüküyor. Ben rezil olmuşken böyle görünebilmesine güceniyorum neredeyse. Suratımdaki huysuzluğu yanlış yorumlayıp yüzüme düşen saçları eliyle ittiriyor. "Gidelim hadi." derken başıyla sanat merkezini işaret ediyor. "Bu surat ifadesiyle donarsan bir daha hiç kimseyi alamayız okula."

Vereceğim tepkiyi beklerken kahkahasını içinde tutmaya çalıştığını görüyorum. Sinirlerimin bozulduğunu ele veren bir gülümsemeyi serbest bırakınca o da gülüyor. "Sonunda." diye mırıldandıktan sonra uçup gitmemden korkarmış gibi beni kolunun altına alıp parmaklarıyla da montumun üstünden bile tenimi ateşe vererek kolumu sarıyor.

Kendi başıma her adımım kurşun ağırlığında gibi gelirken Ulaş yanımdayken merkeze giden yolu saniyeler içinde aşıyoruz. İçeri girer girmez dışarda patlayan şimşek ve gök gürültüsü içimden şükretmeme sebep oluyor. Ulaş şemsiyeyi kapayıp bana doğru uzatırken bakışları bir an suratıma kancalanıyor. Aradığı şey her neyse hiçbir açık vermemek için sabit durarak bakışlarımı kaçırmıyorum. Uzattığı şemsiyenin ucunu tuttuğumda bırakmayı reddederek bir adımla aramızdaki mesafeyi kapatıyor. Nefesi yüzüme değecek kadar yakınımdayken gözlerimi açık tutmak da giderek zorlaşıyor. İkimiz de şemsiyesi bırakmayı reddederken aramızda saçma bir bağ oluşturduğumuz düşüncesi tenimi karıncalandırıyor.

Kalbimin Kusursuz ŞüpheleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin