C•B•12

275 24 119
                                    

Hayatı hep görerek yorumladım. Babam bana üzüntüyü,mutluluğu, acıyı bütün duygulara nasıl tepki vereceğimi öğretti gerçekten mutluluk neydi nasıl hisettirirdi. Ve ya öbür duygular nasıl hissettirdi.

Sabah erken kalkmıştım ama kime göre erken. Dün Baran işi olduğunu ve bugün benimle dışarıya gelemeyeceğini söylemişti. İnternette çok güzel gömlekler vardı ve H&M de satılıyormuş bende gidip almak istedim. Çünkü neden olmasın. Ama yalnız gitmek istemiyordum. Buse kuzenine gitmiş. Azra da babası ile golf oynayacakmış. Uzay'a sorardım ama yani şimdi işi falan vardır. Belki benimle vakit geçirmek istemez. O yüzden ona sormadım. Uzay bana çok iyi davranıyordu ama ondan ister istemez çekiniyordum. O yüzden el mahkum tek gidicez malbayım. Üstümü değiştirmeden önce düş alıp bakım yaptım ve üstümü giyindim.
Üstümü giyinince aynada kendime bakıp göz kırptım iyice çıldırıyorum. Çantamı hazırladım montuda alıp kapının oraya gittim ayakkabılarımı giydim kulaklık, şapka ve kaykayı mı alıp evden çıktım. Kulaklıkları mı takıp kaykayı sürmeye başladım. Umarım düşmem bekle beni AVM ben geliyorum. Sonunda varmıştım içeri girince önce güvenlikten geçtim sonra emanet dolabına ilerlerdim. Müzik beni sıkardı ama hani belki bi ara dinlerim diye silmek istemediğini ama hiç dinlemediğin bir şarkı işte bu şarkı onlardandı. Telefonuma bakıp ilerlerken bir şeye takılıp düştüm ya da çarptım o an anlayamadım. Ama yere düşmüştüm ve götüm acımıştı. Allaha umarım duvar değildir diye durmadan yalvarıyorum. Düşünsenize avm de dolaşırken malın biri duvara çarpıp düşüyo. Ben daha önce 1 kere yaşadım kesinlikle hiç hoş değil.

"Allahım nolur yine duvar olmasın." yavaşça gözlerimi açıp baktım.
"Duvar mı? yine mi sanırım bunu sıklıkla yapıyorsun."
Bu ses çok tanıdıktı. Kafamı hızlıca kaldırıp kim olduğuna baktım.
"Meriç"
"Lâl"
"Meriç"
" Hadi kalk artık insanlar sana bakıyo." dedi ve elini uzattı. Elini tutup kalktım.
"İyi misin?"
"Evet iyiyim sadece biraz popom acıdı."
"Sen iyi misin."
"Duvar gibi sapa sağlamım." dedi ve güldü.
"Gülme meriç ben onu içimden düşündüğümü sanıyodum." böyle diyince daha çok gülemeye başladı.
"Ya meriç gülme."
"Tamam tamam gülmem. Tek misin erkek arkadaşın yok mu?" erkek arkadaşım mı benim erkek arkadaşım mı varmış.
"Erkek Arkadaş?"
"Şu evine gelen dün uzay gide kağıt oynuyorduk. Sizi gördük ondan sordum arkadaşın mı diye."
"Ha sen baranı diyosun onun bugün işi varmış. Yoksa birlikte gelicektik."
"O zaman size ben eşlik ediyim hanım efendi."
"Size sıkıntı olmasın bayım."
" Sizin gibi güzel bir hanım efendinin nasıl sıkıntı çıkarabilir ayrıca gurur duyarım"
" Peki o zaman mutluluk duyarım."
Sonra birbirimize bakıp gülmeye başladık.
"Sen neden burdasın."diye sordum.
" H&M de çok güzel Unisex gömlekler varmış onlar için geldim."
"Bende onlar için geldim. Yoksa sen büyücü müsün?"
"Şşşş sırrımı açığa vurma lâl eğer bildiğini duyarlarsa seni öldürdüler."
"Kimler öldürür beni."
"Biri dedi büyücüler öldü yazsınlar yüce büyücüler konseyi geri döndü tarikatı."
Gülmemek için yanakları ısırıyorum şuan. Bana bakıp gülmeye başladı bende tutamayıp gülmeye başladım. O arada emanet dolaplarına gelmiştik. Kaykayı mı koyup şifre girdim.
"Evet meriç H&M bizi bekler."
"Hadi gidelim bi tık heyecanlandım."
Ona baktım çocuk gibi heyecanlıydı birlikte H&M'e yürüdük içeri girince görevliye yerini sorduk. Bizi üst kata unisex bölümüne yönlendirdi.
"İşte geldik sonunda."
"Hadi başlayalım."
Birbirimize bakıp sırıttık bazen aynı bazen farklı şeyleri beğenip bedenlerine bakıyorduk.
"Deneme kabinleri nerde acaba."
"Lâl kabinler burda hadi gel."
"Geldim"
Denme kabinleri yan yanaydı saat biraz erken olduğu için belki boştu bizde yan yana girmiştik ama bura erkek kabiniydi asla utanmam böyle şeylerden.
"Lâl giyindin mi?"
Ne diye içine dantelli sütyen giyersin be kızım lâl.
Öyle deme lâl çok iyi duruyo.
Sen bi sus iç ses.
"Lâl öldün mü?"
"Çıktım düğme bağlamakta çok kötüyüm."
"Ben beğendim sende güzel durmuş."
"Sende de çok iyi durmuş uuu."
Kalanları da deneyip kasada ödeyip çıkmıştık. Meriç ben öderim diye tutturmuştu ama izin vermemiştim. Sonunda ona bakış atmam ile susup geri çekildi bende zafer gülümsemem ile parasını ödeyip bekledim.
"Şimdi biraz daha işim var benim istersen sende gel."
"Olur napıyoruz."
" Önce şöyle ki gratis'e uğrayacağız çok kısa çünkü öyle yerleri aslına çok sevmem ama sende dışarda bekle bunalma."
"Olur beklerim."
Gratis çok uzak değildi. Hemen girdim benim formülün ürünlerini ve dudak parlatıcısı alıp hemen çıktım.
"Şaşırtıcı kısa sürdü."
"Sana dedim ben öyle çok sevmem."
"Şimdi o zaman D&R gidelim kitap almam lazım."
"Olurrr. D&R bayılırım hadi."
Elinden tutup sürüklemeye başladım.
İçeri girince hemen kitap bölümüne geçtik.
"Meriç şuna bak."
" Bakıyım bu kitabı biliyorum. 1 kitabıda var."
" 1. Kitabını bitirdim ben bunu alıcam."
"Sen seçtin mi."
" Evet seçtim. Hadi kasaya gidelim ver bi bakıyım ne anlatıyormuş bu kiatabta ."
"Merhaba D&R hoşgeldiniz. Ürünlerinizi alıyım."
" Buyrun."
"Meriç dur dur napıyosun."
" Lâl lütfen bak öbürün de izin vermedin bunu sana aldırmam."
" Hayır. Kabul edemem."
" Lâl!"
"Ama meriç bak."
"Şşşşş sus bakıyım. Hata sen git şurada bekle." dedi ve beni uzaklaştırdı.
"Buyrun beyfendi kartınız ve kitaplarınız."
"Teşekkürler. Hanım efendi sanırım bu kağıtı yanlışlıkla verdiniz."
"Hayır beyfendi."
"Meriç noldu niye bu kadar uzun sürdü."
"Hiç küçük bir sorun varda."
" Ne sorunu bir dakika bu ne."
"Hanım efendinin numarası." bana yardım der gibi bakışlar attı.
"Hanım efendi. Benim sevgilime numaranızı vermek hiç hoş bir davranış değil. Hem nasıl böyle birşey yaparsınız."
" Merhaba. Ben yetkili Asu Aksu sorun mu var."
" Hayır patron bir sorun yok."
" Hayır asu hanım bir sorun yok. Bizde gidiyorduk tam." Meriçin elini tuttum ve kıza döndüm.
"Buyur canım numaran sende kalsın insanların segililerine bir daha numaranı verme hemde iş sırasında. Bu çok yanlış. Neyse iyi günler asu hanım." arkamı dönüp meriç ile el ele yürüdüm mağazadan çıkarken arkama baktım Asudan azar yiyordu. Biraz ilerledikten meriç ile ellerimizi ayırdık.
"Yardıma ihtiyacım olduğunu nasıl anladın."
"Bakışlarından anladım. Yani öyle düşündüm. Hadi gel şunları bırakıp yemek yemeğe çıkalım yoksa açlıktan ölücem."
"Olur. Hadi."
Eşyaları emanet dolabına koyup geldi meriç ve yemek katına çıktık. Yemeklerimizi yerken konuşup güldük. Eve gitmek için kalkıp aşağı indik.
"Ben çok eğlendim. İyiki karşılaşmışız. Bu arada kitap için teşekkürler."
" Bende çok eğlendim hem bu kadar çok ortak noktamız olduğunu bilmiyordum. Birde önemli değil asıl sana onu almasam ben üzülürdüm."
Ona bakıp gülümserken gözüme birşey takıldı.
" Anam yatak." İçeri girip yatağa oturdum. Sonrada kendimi geriye bıraktım.
" Sen delisin kızım cidden." elimi yatağa vurup gel gel işareti yaptım. Yanıma gelip o da yattı. Sonra ayağa kalkıp bana baktı.
" Napıyon şizo seni."
" Kızım bir dur fotonu çekiyim."
" Uuu tamam." diyip poz verdim. Sonra kalkıp ona baktım.
" Saat 7 olmuş istersen gidelim."
" Olur ya çok yorulmuşum yatınca anladım."
"O zaman sen bekle seni eve götüreyim ama önce eşyaları alayım sen burda bekle."
" Tamam acele etme." sonra arkasını dönüp gitti. Bende içeri bakmaya başladım. Çok güzel bi yatak çarşafı vardı. Onu almazsam içimde kalırdı. Hemen alıp dışarı çıktım.
" 2 dk yalnız bıraktım hemen birşeyler almışsın."
" Öyle deme seni duyar kırılır sonra."
" Sen delisin."
" Hadi hadi hızlıca gidelim."
Arabaya ilerlerken ne kadar güzel bir gün geçirdiğimi düşündüm. Meriç aslında o kadarda soğuk biri değilmiş aksine çok kafa dengi biriymiş.
"Dur."
"Durdum."
"Onları arabaya koyda bir fotonu çekiyim."
" Tamam çek bari." arabaya koyup kapattıktan sonra fotosunu çektim ve arabaya bindik.
" Müzik dinlemek ister misin?"
" Tabi"
" Ne dinlemek istersin."
" İkimizinde bildiği birşeyler olsun ama."
"Tamam bakalım"
" Bunu biliyo musun?"
"Evet."
" O zaman hadi birlikte söyleyelim ve açtım."
" Bu şarkıyı çok severim." ikimizinde aynı anda söylemesi çok garip olmuştu. Birbirimize bakıp sırıttık.
İkimizde şarkıyı söylemeye başladık o kadar eğlenceli bir şarkı değildi ama anlamı ve adamın söyleme tarzı çok hoştu. (Medya❣)

CARMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin