Bazı sesler duymamla kendime gelmeye çalıştım.Gözümü açtım.Ya da en azından denedim.Göz kapaklarımın açıldığını hissediyorumdum ama göremiyordum.
Belkide etraf benim görebileceğimden daha karanlıktır düşüncesiyle "Birisi ışığı açabilir mi lütfen?"diye rica ettim.
Bunu dedikten sonra bir burun çekme sesi duydum."Işık açık kızım."dedi.Heeey dur bir dakika bu benim annem!
"Işık açık olsaydı önümü görürdüm.Kör değilim ya!"dedim
O sırada bir hıçkırık sesi duydum ve ard ardına gelen derin nefesler.Annem neden ağlıyordu ki?!
"Anne seni kim üzdü böyle?!"diye Sorun yönelttim ama cevap gelmedi
"Şu an bir şey göremiyorsun değil mi?"diye sordu bende evet diye cevap verdim ve o sırada babamın kalın ve gür sesi duyuldu.
"Işte sorunda bu.."dedi.
Neler oluyor burada?!Benden ne saklıyorlar bunlar?!
"Burada ne oluyor açık olun biraz."dedim ve o sırada babam derin bir nefes aldı.
"Bir şey görmemeye alışmalısın.Çünkü bundan sonra böyle olacak."dedi.
Ne diyor bu adam ya?!!
"Geçirdiğin kaza var ya..işte o sırada beyninin görme bölümünde bir hasar oluşmuş bu yüzden göremeyeceksin."dedi annem güçsüz ve titrek sesiyle.
Ne kazasından bahsediyorlardı ki?!Biraz hafızamı zorladım ve o anlar aklımdan bir filim şeridi gibi geçti.
Evden enerjik ve bir o kadar da neşeli bir şekilde çıktım.Kulağımdaki kulaklığımda çalan şarkının temposuyla yürüyordum.Bir yandan şarkıyı mırıldanıyordum.Biraz daha ilerledikten sonra karşıya dikkatlice geçtim ve kitap mağazasına girdim.
Gözlerimi raflarda dolaştırıyor ve favori yazarım olan John Green'ın kitabını arıyordum.Bu adamı ilk Aynı Yıldızın Altında adlı kitabıyla tanıdım.Bütün kitaplarını okumuştum.Kağıttan kentler dışında.
Çok merak ediyordum nasıl bir kitap olduğunu.
Kitabı bulduğumda elime alıp hızlı bir şekilde kasaya yürüdüm.Ödemeyi yapıp çıktım. O kadar heyecanlıydım ki acele etmeli ve hemen eve gidip kitabı okumaya koyulmalıydım.
Karşıdan karşıya geçmek için harekete geçtim.Tek istediğim karşıya tek parça halinde geçmekti ama ben başaramamış yolun ortasında yatıyordum.
Her yerim ağrıyordu.Üstümde sanki bir fil tepiniyordu.Belkide binlerce.En son gördüğüm şeyler başıma üşüşen insanlar ve masmavi gökyüzüydü..belki bu gördüğüm son şeydi..
Keşke hiç acele etmeseymisim.Keşke dikkatli olsaymışım.Ama keşkeler beni bu durumdan kurtarmaz ve kör olduğum gerceğini değiştirmezdi.
Nasıl alışacaktım ben buna?Hayatım büyük oranda değişecek.Önümde binlerce engel olacak ve bende onları aşamayacağım.Çok mu şey istemiştim?
Garipti.Kendimi eksik hissediyor içime bir şey oturmuş hissini olusturuyordu bende.
İçim kararmıştı resmen.
Artık benim için tek renk vardı. Çünkü tek gördüğüm şey siyatı..
Tekrardan merhaba!Yeni bir bölümle karşınızdayım.Yorum yapmaktan,eleştirmekten çekinmeyin her türlü elestiriye açığım.İyi veya kötü fark etmez.Beğendiyseniz vote yapmayı unutmayın.Yazım hataları olabilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's Getting Darker
RandomZaman.Hayatımızın yörüngesine belirleyen,bazen bizi kısıtlayan... Hayatının değişmesi bir saniye kadar sürdü.Çünkü o saniyeler içinde kör olmuştu.Peki bu onun hayatı için nasıl bir engel?Özellikle kendini aşka kaptırmışken.. Kör kızın aşk hikayesi...