21.bölüm

91 12 5
                                    

Sabah sabah Kimya mı olur?

OLUYOR!

sinirle dersi dinlemeye çalışmaya devam ettim anasını satyım ben bu kainatın!

Kapının çalmasıyla hemen oraya döndüm öğrenciyi kurtaran iki kapı tıklaması

1.si= nöbetçi öğrencin sınıfa girip toplantı var demesi

2.si= nöbetçi öğrencin sınıfa girip hocam müdür bey sizi çağırıyor demesi

Kısaca nöbetçi öğrenci gelse yeter

Ve beklenen son nöbetçi öğrenci sınıfa girdi

"Hocam Mahşer YILDIRIM'ı müdür bey çağırıyor"

İşte bu da nöbetçi öğrencinin gelişine ettiğim lanet sebebi

"Lan bir şeyde yapmadım niye beni çağırıyor bu müdür"

"Mahşer!"

"Tamam hocam ne cırlıyonuz yaw" diyerek sınıftan çıktım

Nöbetçi öğrenciyi arkamda bırakıp müdür odasına ilerlemeye başladım

"Müdür orda değil" dedi nöbetçi öğrenci arkamı yavaşca döndüm

"Nerde?" dedim şüpheyle müdür neden odasında yokken beni çağırsın ki

"Bodrum katta kitap odasına" dedi sesi titremişti

"Kaçıncı sınıfsın sen" dedim kolundam sıkıca tutarak

"Do..dokuz"

"Nöbet sırası dokuzuncu sınıflarda değil" dedim ve onu duvara ittim

"Amacın ne lan senin hemen öt yoksa senin şuracıkta canını alırım!"

"Ben bir şey bilmiyorum abla beni de tehtit ettiler sahte nöbetçi öğrenci olmam için abla lütfen in aşağı yoksa beni hiç rahat bırakmazlar" diye zırlamaya başladı

Kafamı olumlu anlamda salladım onu bırakıp merdivenleri üçerli beşerli atlayarak bodrum kata indim ışıklar kapalıydı merdivenin başında olan düğmeye bastım ve tüm bodrumun kolidoru aydınlandı

Kitap odasına ilerledim kapının önüne geldiğimde kapıda masamın üzerinde bulduğum mektuplardan vardı

Derin bir nefes alıp mektubu aldım içini açtığımda 'ben bay ukalâ lütfen korkma ben içerideyim' yazıyordu

Büyük bir heyecanla içeriye girdim sonunda kim olduğunu görecektim  gerçekten buradaydı sırtı dönük bir şekilde oturuyordu

"Daha iyi bir numara beklerdim senden çömezleri bu işe bulaştırman çok komik" dedim dalgayla

Bekledim bana cevap vermesini bekledim ama vermedi bir süre sonra oturduğu yerden hafif kaydı ve bıraktığı boşluğa eliyle  iki kez hafifce vurdu

Bende ne demek istediğini anlayarak gidip yanına oturdum önüme bir kağıt itti 'senden uzak duramadım peri kızı' yazıyordu

Güldüm hattâ kahkaha attım

"İnsan çekeceği ile göreceğine aşık olurmuş" dedim kendi kendime

"Bak bay ukalâ senin kalbini kırdım bu doğru buna da tek bir lafım yok ama şunu bilmenin isterim ki ben bu gizli saklı işleri pek sevmem" dedim ciddiyetle

Kağıt ve kalemi eline aldı benle konuşmuyor bile ve güvenmemi bekliyor kağıdı önüme ittirdi

'Biliyorum peri kızı bende sevmiyorum. Karşına ne zaman çıkmamı istersin?'

"Hiç bir zaman çıkma ukalâ ben kimseye güvenmiyorum sana da güvenmiyorum güvenmeyi de hiç düşünmüyorum sen daha sesini bile duyurmazken benim sana aşık filan olmamı bekleme benden" diyerek oturduğum yerden kalkıp kapıya yönlendim

Kolumun tutulmasıyla durdum elime bir kağıt daha verdi sıkıntıyla kağıdı okumaya başladım 'bir kere sarılabilirmiyim kokunu bir kere ciğerlerime kadar alabilirmiyim'

Bu kadar kötü biri değildim yani buna izin verebilirdim bence kafamı olumlu anlamda salladım

Ellerini yavaşca belime yerleştirdi kıralacak birşeymişim gibi davranıyordu

Saçlarımda hissettiğim nefesle gözlerimi kapattım bu nasıl bir huzurdu böyle kollarını belime sardı ve sımsıkı sarıldı bana kokumu içine çekişleri bile huzur dolduruyordu insanın içine bende kollarımı belimde olan kollarına sardım

Bir kaç dakikalık huzurdan kimseye zarar gelmezdi ya da biz birbirimizi böyle yakıp kavuracaktık...

Güven bana| Yarı texting (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin