Aklım Ekseninde

Aklım Ekseninde|6

iyi okumalar❃
__

Ne diyordu bu yine? İnat ettim, giymeyeceğim işte.

Ceketimi elime alıp yürümeye başladım. Daha birkaç adım atmıştım ki genç bir kız önümde durdu.

"Bi' yakışıklı ceketini giymeni söyledi."

Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken lafı ağzıma tıkıp gitti.

"Eğer o ceketi giymezsen gördüğü herkesi senin yanına gönderecekmiş."

Sabır çekip yürümeye devam ettim. Kendini Mısır'ın Firavun'u falan mı sanıyor bu? Giymiyorum, kolaysa gel kendin giydirmeyi dene.

Ceketi avuçlarımın arasına sıkıştırıp yürümeye devam ettim. Bana babam bu kadar karışmıyordu. İsmini bile bilmediğim adamın biri gelmiş, ne yapıp yapmayacağımı söylüyor. Artiste bak!

Rüzgâr tişörtümden tenime değiyordu. İçim titremeye başlamıştı bile. Vücudum bir kere de benden yana tepki verse şaşırırdım zaten. Hızlı hızlı yürümeye devam ettim.

"Asmin Hanım, bakar mısınız?"

Derin bir nefes çekip, bana doğru gelen adama anlamsızca baktım. Elinde pike mi vardı onun?

"Asmin Hanım, sizsiniz değil mi?"

Gözlerimi devirdim. "Yok abi, ben Asmin falan tanımıyorum." Arkamı dönüp yürüyecekken adam yüksek sesle konuşmaya başladı.

"Eğer elinizdeki ceketi giymezseniz, beyefendi yol boyunca sizi bu pikeye, sadece burnunuz görünecek şekilde sarıp götürürmüş."

Gayet sakin bir şekilde konuşmak için dudaklarımı aralamıştım ama oldukça sesli ve sinirli bir şekilde cümleler ağzımdan dökülüverdi.

"O beyefendiye söyleyin, manyakça fantazilerini kendine saklayıp beni rahat bıraksın. Gelirsem o pikeyi burnundan sokup ağzından çıkarırım!"

Tamam, belki bu dediğimi yapamazdım ama çok da şey yapıp sorgulamaya gerek yok yani. Zaten üşümüştüm. Zatürre olur muydum acaba? Ben giyeyim de n'olur n'olmaz şimdi.

"Sırf sen istedin diye giymiyorum, havalara girme hemen. İnsanları rahatsız etmeyi kes ve beni rahat bırak." diye bağırıp orta parmağımı kaldırdım. "AL ŞİMDİ SEN DE BUNU GİY!"

Koşarak ara sokağın birine girdim. Eve doğru yaklaşınca da hızımı kesip yavaş adımlarla yürümeye devam ettim. Olaylarla dolu hayatıma bir entrikanın girmediği kalmıştı. O da olduğuna göre daha ne yaşayabilirim ki?

"Asmin!"

Bahçede oturan Begümle gözlerimiz buluşunca gülümsedim.

"Oo Begüm Hanım, beni ne çabuk özlüyorsunuz öyle?"

"Asmin, konuşmamız gereken konular var. Derin'e de haber verdim."

"Kızlar günü mü yapıyoruz? Keşke daha önce haber verseydiniz, abur cubur bir şeyler alırdım."

"Hayır, daha çok ciddi bir şeyler konuşacağız."

"Olsun, konuşalım ama burada kalın. Benim de size anlatacaklarım var. Bir sürü saçma şeyler oldu bugün."

Kapıyı açıp içeri girdim. Begüm girmeyince güldüm.

"Davet mi bekliyorsun kızım, girsene. Evdekiler daha gelmedi. Rahat rahat oturur konuşuruz işte."

"Yok. Ben burada konuşup giderim."

"Begüm deli misin? Hava yeterince serin zaten, ne dışarısı ne gitmesi?"

"Asmin hayır diyorum, anlamıyor musun?"

Begüm'ün yüzü sararmaya başlayınca korktum.

"Neyin var, ne oluyor?"

"Beni kapılarda mı karşılıyorsunuz? Şımartmayın beni bu kadar, alışırım bakın."

Derin'i görünce gözümle Begüm'ü gösterdim.

O da Begüm'ün halinde bir tuhaflık olduğunu anlayınca kaşlarını çattı.

"N'oluyor burada? Begüm, niye tuhaf görünüyor?"

Bilmiyorum der gibi kollarımı kaldırdım.

"İçeri girelim diyorum, kabul etmiyor. Bize bir şeyler anlatacakmış."

"Tamam ama Asmi'nin dediği gibi içeri girelim önce."

"Anlamıyor musunuz? Sizinle oturup çene çalmaya gelmedim. Aksine, söyleyeceklerim hoşunuza gitmeyecek."

Derin'le birbirimize bakıyorduk. Saniyeler sonra "İtiraf sayfasının sahibi yakın arkadaşlarından biri" cümlesi zihnimde dolanmaya başladı.

İnkâr ettim. Kendi içimde savaş verirken, ısrarla aklımdan çıkarmaya çalıştığım o cümleyi Begüm tek seferde yüzüme vurdu.

"O yazıları yazan bendim."

Hani bazı anlar vardır ya... Böyle yeterince düşüncelerle savaşıyorsunuzdur. Sonra biri çıkar ve daha çok düşünmeniz için size sebepler verir. Yoğun olan zihninize başka şeyler sıkıştırmaya çalışır. Bunu yaparken de sizi düşünmez hiç.

Acaba bunu kaldırabilir mi diye sormaz kendine. Bencillik eder. O an sadece düşündüğü, içinde bir yerlerde onun canını yakandan kurtulmaktır.

Aynı şu an Begüm'ün yaptığı gibi.