Tessa, boş odanın kapısını kilitledi ve ayaklarını yere sürüyerek yere yerleştirdiği daktilosunun karşısına bağdaş kurarak oturdu. Duvarı kaplayan camdan şehrin sisler içindeki silüetine baktı. Tek soğuk olan şey hava değildi. New York soğuktu. Betondan yapılmış bu koskoca orman soğuktu. İnsanlar, kelimeler, sıcak bir kahve bile soğuktu.
Müzik çalarından rastgale bir şarkının üzerine tıkladı ve onun için karamsar olan bu şehre yaraşır Marlboro sigarasını cebinden çıkardı. Fakat daireyi kiralarken çıkarttıracağına dair aklının bir köşesine not aldığı yangın alarmı sigaranın dumanı yüzünden ötecekti. Bu yüzden sigara içmekten vazgeçti. Bağdaş yaptığı bacaklarını uzattı ve sırtını duvara yaslayıp daktiloyu bacaklarının üzerine koydu. Oldukça ağır olduğunu farketmesiyle kucağından kaldırdı ve tekrar yere koydu.
Antikacıya girdiğinde gözüne çarpan bu siyah daktilo diğer gözalıcı eşyaları silikleştirmişti. Ve Tessa girdiği antikacıdan beş dakika içinde bu daktiloyla çıkmıştı. Bu durumdan oldukça memnundu. Garip bir şekilde bu daktilo ona büyülü geliyordu.
Kağıdı yerleştirdi ve gözlerini yumup derin bir nefes aldı. Bu soğuk New York şehrine göre daha sıcak ve daha renkli olan bir serüvene başladı. "Michael Clifford Avustralya'da yaşayan ve sıklıkla saçlarını renklendiren pizza aşığı müzisyen bir çocuktu."
Michael'ın gerçekten var olduğundan habersiz olan Tessa, onun hayatını yönlendirdiğini bilmiyordu.
***
Voodoo bebeği gibi ama değil lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Please Don't Kill Me | Clifford
FanfictionMichael'ın gerçekten var olduğundan habersiz olan Tessa, onun hayatını yönlendirdiğini bilmiyordu.