Nefret ~Attack on Titan~

Hastalık

Saat gece bir gibi uyandım. Uyanmamın nedeni mide bulantısıydı. Kusacak gibi oldum ve hızlıca lavaboya gittiğimde ise kusmuştum. Resmen içim dışıma çıkmıştı, bu işlem altı yedi kere oldu. Rahatladığımı hissettim sonra ağzımı çalkalayıp yüzümü yıkadıktan sonra mide bulantım için nane limon kaynatmaya mutfağa gittim.

Ama kendimi öyle bir halsiz hissediyorum ki sanki bir an bayılacakmışım gibiydi.
Malzemeleri çıkartıp hazırladığımda ayak sesleri duydum.

Sesin geldiği yere doğru baktım ve Eren'i gördüm.

"Bu saatte neden ayaktasın?" diye sordum.

"Uyku tutmadı bende birşeyler atıştırayım dedim. Asıl sen ned-"

Suratıma endişeyle bakarak.
"Ne oldu?" dedi.

"Ne, ne oldu?"

"Suratın, bembeyaz"

"Önemli birşey değil"

Eren yanıma geldi ve yanağıma dokundu.
"Darcy! Ateşin var!"

"Geçer birşey olmaz"

"Ama bak ken-"

"Eren, teşekkür ederim ama ben kendi başımın çaresine bakarım, benim için endişelenme"

Odama gittim. Nane limonumu içip yatağa yattım ve yorganı kafama kadar çektim.

"Darcy! DARCY!"

Ne? Neler oluyordu! Burası neden bu kadar çok sıcak? Ve neden heryer dönüyordu?
Odamda olduğumu fark ettim ve Levi bana, tepemden endişeli bir şekilde bakıyordu.
Güçlükle hareket edebiliyordum.

"Levi, ne oluyor?"

Zar zor konuşabiliyordum çünkü güçlükle nefes alabiliyordum.

"Bu böyle olmayacak" dedi ve beni kucağına alarak taşımaya başladı.

Çevredeki insanların şaşkınca bize baktıklarını görebiliyordum. Dünya adeta hızlı bir şekilde dönüyordu ve sanki içime ateş atılmışçasına alev alev yanıyordu.

"Levi, su. Soğuk, su"

"Darcy, dayan!"

Hızlıca kapı açıldı ve odaya girerek bir yatağa yatırıldım.

Etrafa baktığımda burasının revir olduğunu anladım.

"Çok ateşi var" dedi hemşire.

O sırada gözüme bir görüntü geldi.
Bu görüntü Kallen'dı.

Kallen ve ben güzel bir yoldan gidiyorduk etrafımız çayır çimendi ve hava, günlük güneşlikti.

"Daha ne kadar gideceğiz Kallen?"

"Şimdi göreceksin"

Bir kaç adım attıktan sonra çok güzel bir manzara ile karşılaştım.

Büyük bir şelale ve yanlarında akan birkaç tane küçük şelaleler, önümüzdeki uçuruma akıyordu. Bu manzaraya bayılmıştım.

Derken, kendimi revirde buldum ama herşey bulanıktı hatırladığım tek şey ise hemşirenin üstümü çıkarıp beni buzlu bir küvete sokmasıydı.