0.2

400 47 8
                                    


'Gökyüzüne bak, birlikte
seçtiğimiz yıldızların
intihar edişini göreceksin.'

Günlerden pazartesiydi, herkes gibi benim yapmam gereken sorumluluklarım vardı. Tabii senin de vardı.

Üzerime giydiğim siyah hoodienin kapşonunu kafama geçirmiş kemikli gözlüklerimi uzun bir aradan sonra takmayı akıl edebilmiştim.

Okula gitmek için otobüs durağına geldiğim sırada şansıma yine bulutlu ve neredeyse yağdı yağacak olan havada beklemek zorunda kalmayacağımı belirten otobüs tam önümde durmuştu.

Dediğim gibi, sorumluluklarımız vardı Lee Donghyuck.

Aynı okullara gitmek, yetmezmiş gibi aynı bölümlerde okumak gibi.

Aslında senin Edebiyat gibi sıkıcı bir bölümü seçeceğini kırk yıl düşünsem yine tahmin etmezdim. Sen kafa karıştıran şeyleri sevmezdin ki.

Otobüse binerek öğrenci kartımı okuttuktan sonra tek tük insanın bulunduğu otobüste her zaman ki yerime oturdum.

Her zaman burada oturur, tek başıma yol boyunca dışarıyı izleyerek hayatımı gözden geçirirdim. Bugün de öyle yapmayı planlıyordum.

Tâaki sen, nefes nefese bir şekilde otobüse binene kadardı bu planım.

Normalde otobüse binmez seni almaya gelen lüks arabalara sahip arkadaşlarından yararlanırdın. Seni böyle, öğrenci kartınla otobüse binerken görmek beni şaşırtmadı desem yalan olurdu.

Kendine oturmak için yer bakınırken, yıllar sonra ilk defa gözlerin gözlerime değdi.

Kalbimin seyri amansızca değişirken bir değişiklik olsun istedim; yine bana gül, gözlerinin içi parıldasın istedim. Bu kasvetli havaya rağmen güneşin parıltılarını barındıran gözlerin beni iliklerime kadar rahatlatsın istedim.

Ancak yine olmadı, yine gülümsemedin bana.

Sen arkada bir yerlere ilerlerken ben hareket eden otobüs ile başımı cama yaslayarak gülümsedim usulca.

'Neyse,' dedim içimden, 'En azından yıllar sonra gözleri gözlerime değdi.'

Bazen nedendir bilinmez, sana karşı olan sevgimi sorguluyorum içten içe.

Neden sen diyorum; onca insan dururken, onca kişi, onca kişilik dururken neden sen?

Ama sonra kalbim sessizce fısıldıyor bana 'Fazla düşünme, sonunda yine kırılacaksın.'

Fazlasıyla kırılmış, darma dağın olmuştum çoktan ancak yine de bu bile, içinde sırf sen varsın diye gülümsetiyordu beni.

Bir zaman sonra cama damlayan yağmur taneleri ile iç çektim sessizce.

Güneşli havaları bile sırf sen seviyorsun diye severdim ben.

Şimdi senin olmadığın hayatımda, kasvetli havalara esir olmuş gibi hissediyordum kendimi.

Tıpkı yapayalnız hissettiğim gibi.


*
*
*
*

Sun Shine † Markhyuck ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin