~I Don't Belong In This Clup~

58 19 12
                                    

Merhaba~
.
.
.
Öncelikle şarkıdan bahsedelim;

Geçen sen, 2019 yılında, çıkış yapmış olan bu şarkı, Amerikan erkek grubu(Why don't we) ve Macklemore(rapçi) tarafından söylemektedir.

Şarkı tamamen İngilizce sözlerden oluşuyor.
Bu şarkıyı sevebilirsiniz. 😊

    
~Şarkının çevirisini aşağıya bırakıyorum~

 

Bir adam önümden atladı
Some guy skipped in front of me

Giriş ücreti ödediğime inanamıyorum
Can't believe I paid an entry fee

Ve enerjiye bile sahip değilim
And I don't even got the energy

Bir selfie için gülümsemek
To smile for a selfie

Ve biliyorum ki eve gitmeliyim
And I know that I should go home

Ama hala burada duruyorum
But I'm still standing here so

Sanırım yol için bir tane daha
I guess one more for the road

Kadeh kaldırmak istiyorum yani
I wanna raise a toast so

Bu havai fişekler için
This one's for the sparklers

Karanlıkta gölgeler giyen adamlar
Dudes wearing shades in the darkness

Ama DJ'e şapka çıkar
But hats off to the DJ

Bir akşam iki kez aynı şarkı (1, 2,3)
Same song twice in an evening (1, 2,3)

Oh, kurtar beni (kurtar beni), dayanamıyorum (al)
Oh, save me (Save me), can't take it (Take it)

Bu kulübe ait değilim
I don't belong in this club

Bir dans (Bir dans), şans yok (şans yok)
One dance (One dance), no chance (No chance)

Çünkü kendimi garip hissediyorum (Oh)
'Cause I'm feeling awkward as (Oh)

Bir saat boyunca sırada bekliyordum
I was waiting in line for an hour

Sadece içeri girmek için, dışarı çıkmak istiyorum çünkü (Oh)
Just to get in now, I wanna get out 'cause (Oh)

Ben yorgunum (yorgunum), taklit edemiyorum (Taklit edemiyorum)
I'm jaded (I'm jaded), can't fake it (Can't fake it)

Bu kulübe ait değilim, hayır
I don't belong in this club, no

Uber'den atladı (Uber)
Hopped out of the Uber (Uber)

Kendimi hissediyordum (Lanet olsun)
I was feeling myself (Goddamn)

Polo ile bolo vardı (ben yaptım)
Had the polo with the bolo (I did)

Kayışta biraz yılan balığı (Hoo)
With some eel on the belt (Hoo)

Bouncer'a doğru yürüdüm (Hey, ne haber dostum?)
Walked up to the bouncer (Hey, what's up man?)

Şa̺͆r̺͆k̺͆ı K̺͆l̺͆a̺͆s̺͆ör̺͆üHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin