1~ TAZE KAN

63 14 5
                                    


"Bune hal oğlum, yine kimi kaptırdın kıskacına"

Dağınık odada yatakta yarı giyinik, dağınık saçlı ve alkol kokan biri oturuyordu. Kafasını hafifçe kaldırıp sisli ve boş gözlerle cümlenin sahibine baktı.

Daha sonra ise uzanıp plastik komodinin üstündeki sigara paketini aldı. Birini kendi dudaklarına yerleştirirken kalan paketi de karşıdakinin göğsüne fırlattı ve gelecek çakmağı bekledi. Akşamdan kalmalığın getirdiği baş ağrısının arasında sakinleşmeyi bekliyordu. Sigara dumanının da yardımıyla uyku hali ve baş ağrısı azalmışken yavaşça ayağı kalkıp hala tepesinde dikilen adamın gözlerine baktı

"Ne istiyorsun?"

Öyle bir sesle sorulmuştu ki bu soru, arkasında yatan buz dağı ve sisli gözler içinize işliyor, tüylerinizi diken diken yapıyordu. Onu uzun süredir tanıyan arkadaşı bile sormak ile sormamak arasında gidip geldi

"Bak dostum farkındayım kızacaksın ama şu halimize bak, çöplükte yaşıyoruz, sigaramız bitmek üzere ve kalan son içki stoklarını da fahişelerle bitirdin-"

"Yani?!"

Sakin ses tonu arkadaşının yüzünü incelerken sabırsız olduğunu belli ediyordu. İçinde kaldıkları bok çukurunu tabiki de biliyordu. Tekrara gerek yoktu..

"Yanisi şöyle kardeşim, kızacağını bilsem de senin için iş buldum"

Gözlerinde çakan şimşeği hiç kimse görmek istemezdi, herkesi korkutan bu şimşekler 'yakında iş bulabilecek kadar sağlam olamayacaksın' der gibiydi. Tüm bunlara rağmen devam etti arkadaşı.

"Çok hızlı bir paket işlemi, öldürme yok. Kaçırılacak elemandan bilgi alacaksın. Eleman reşit.. parası da iyi"

Arkadaşı, banyoya yürümeye başlayan adama ayrıntıları vermeye devam ediyordu.

".. isim Andrew lee. Yaşı 22 olarak tahmin ediliyor, annesi yaklaşık 5 yıl önce ölmüş. O da annesi gibi avukat olmak üzere. Babası Mark Sang Lee, korece adı Lee sang min. Amerikada ünlü bir psikolog olarak çalışıyordu. Baba oğul amerikada yaşıyorlardı ancak koreye dönmek isteyen oğluna kıyamadı, emekli oldu ve koreye döndü. Yaşadıkları yer, eşyaları çok pahalı ve emekli birine gore çok para kaldırıyor. Karaborsada ki tahminimiz doğruysa burada işin içine patron giriyor. tehlike unsuru olarak görülen lee sang min oğluyla tehdit edilerek borsadan itilmesi planlanıyor birazdan bilgilerin devamını da alacağım ve Sen temiz bir iş çıkarıp bize birkaç çıtır ayarlayacaksın.."

Yandan gülümsemesiyle 'peh' gibi bir ses çıkaran adam ıslak elini arkadaşının omzuna koydu

"Sen bu beyinle fazla yaşayamazsın Will Demedi deme"

"Biliyorum. demedi demem zaten En çok da o yüzden.. Ne kadar çıtır varsa o kadar iyi"

Sinsi Bir gülümsemeyle ona bakan arkadaşının kırışık kazağına ellerini sürterek kuruttu duruma alışmış olsa gerek arkadaşı yalnızca çıplak kaslı göğsüne hafifçe yumruk atmıştı.

Banyodan çıkan adam üzerine bir şey giyme gereği duymadan küçük mutfak tezgahına ilerledi. üstündeki t-shirtin ıslaklık durumuna bakıp omuz silken arkadaşı ise garip mekanik sesler çıkartan bilgisayarların başına geçti.

Ekranda gördükleriyle gözleri büyürken ellerini hızla klavyede gezdirmeye başlamıştı.

Bir sorun olduğunu anlayan adamsa dağınık mutfak tezgahına yaslanıp elindeki bira ile birlikte arkadaşını yan profilden izlemeye başlamıştı. Kaşları çatılan ve ekranda farklı farklı şeyler açan arkadaşının klavyedeki hızına hayran kalıyordu.
Tam ne olduğunu soracakken ekranda büyük bir fotoğraf belirdi. Ekrandaki fotoğrafı görmek için yaklaştığında arkadaşı ellerini klavyeden kaldırıp 'İşte bu' dedi Sessizce

|KUSURSUZ| Düzenleme YapılacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin