Islak tahta ve yoğun küf kokusu, fuların arasından ince ince sızan ışık ve onu kucağında taşıyan bir adam..
Ne kadar zaman geçtiğini, nereye geldiklerini, şu anda nereye oturtuğulduğunu..
Hiçbir şey bilmiyordu kız. Oturtulduğu sandalyeden kalkmaması için bacağı ve bel bölgesine pek çok kemer sarılıyor, hareketleri sıfıra iniyordu.
İdam edileceğini bile düşünmüştü kız"İsmin?"
Farklı bir erkekti bu. Aynı ses değildi, bir kaç tıkırtı geldi ve aynı kişi daha yüksek bir şekilde tekrar sordu
Cevap vermeliydi"Beni öldürebilirsiniz"
"Adın bu mu?"
"Doğru dürüst cevap ver lan!"
Arkadan gelen tanıdık ses kükreyince nasıl bir yerde olduklarını merak etmişti.
"Hee lin.. Yang Hee lin"
Tıkırtılar adım seslerine dönüşürken dizlerinin üstüne örtü gibi bir şey örtülmüştü
"Hipotermiden ölmeni istemeyiz. Seninle daha çok işimiz var"
"K-kaç kişisiniz"
"Hmm.. 1,2,3,4,5,6,7,8,9? 9 kişiyiz. Seninle birlikte 10"
Boş depoda duran Jae, gülmemek için elini ağzına siper eden Will'e sus işareti yapıyordu.
"Neden o kadar çok? Bir kişi beni zaptedemez miydi?"
Ellerini kızın omuzlarına koyup kulağına yaklaştı Jae
"Hee lin? Hee lin.. Neler yapabileceğimi bile bilmiyorken bu zevkten adamlarımında yararlanmasını istedim. Kötü mü yapmışım?"
Alaycılıkla sorduğu sorudan sonra yanağını öpüp uzaklaştı kızdan
"Evet! Sen, kontrol et bilgileri falan"
Will gülüp not defteri açık olan bilgisayarda klavye tuşlarına saçma saçma basmaya başlamıştı bile
"Kim için çalışıyorsun?"
"Biri için çalıştığımı da nereden çıkardın"
"Bir saniye hemen tahmin ediyorum. Mark sang lee?"
Kız gerilmişti. Bir sandalyeyi karşısına çekip oturdu Jae. Kızı biraz inceleyip Will'e köşedeki suyu getirmesini işaret etti
"Madem konuşmayacaksın, bende seni konuşturmasını bilirim. Gel buraya!!"
Son söylediği cümle kızın kulağına çok yakınken sandalyeyle birlikte havalandı kız.
Deponun diğer ucuna bıraktı sandalyeyi adam.
Kız çırpınmaya başlamışken omzuna biraz su döktü
Gelen soğukluk ve belirsizlikle çığlık atan kızı umursamadan diğer omzuna döktü.
Bacaklarındaki örtüyü hızla çekip uzak olmayan bir kenara fırlatırken öyle bir çırpınıyordu ki kız..Sandalye de onunla birlikte bir sağa bir sola hızla harekete başlarken soğuk suyun hepsini hızla sırtına boşalttı Jae.
Ve sandalye bir anda yere düştü
Jae'nin refleksleri bile son anda ucundan yakalamıştı sandalyeyi"EEH! YETER LAN!"
Sandalyeni sertçe düzelttikten sonra kızın gözündeki fuları çekip çıkardı Jae
Gözleri loş ışığa alışınca sağa sola baktı kız, bir ordu görmeyi beklerken sadece iki kişi bulmuştu.
"Diğerleri nerde?"
"Bakkala gönderdim ekmek bitmiş"
Gözlerini kırpıştırmaya devam eden kız, bakışlarını kendi vücuduna, omuzlarına indirdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|KUSURSUZ| Düzenleme Yapılacak
Non-Fictionİnsanların gözünde kusursuzdu. İsimlerini bilmeseler de olurdu nasıl yaşadıklarını kim olduklarını, bilmeleri gereken tek şey bu dünya üzerinde kusursuzu arayan insanların henüz onları kesfetmemis olmalarıydı. onlar baştan yapılmıştı ve kusursuzdu...