"SEN CIDDI MISIN JAE?!"Olan biten her şeyi doğru bir şekilde anlatmıştı Jae
Gün bitmiş gece olmuş, Hwan gitmiş ölüm makinesi Jae geri gelmişti
Patrondan ölüm izni almaları gerekiyordu ve bunu kimin yapacağı konusunda henüz karar vermemişlerdi
Jae elindeki beyaz bandajı değiştirirken Will'de bilgisayarda takılıyordu.
"Öyle bir deliyi sadece tutsak edip öldürmeden bırakmak saçmalık!"
Sessizliği bozan Jae olmuştu, Will'in yanına geldiğinden beri benzer şeyleri söyleyip duruyordu.
Önündeki kum torbasına güçlü darbeler ve yumruklar savurduktan sonra devam etti"Duymadın mi kızı ne hale getirmiş! Sonra da bir kağıt gibi buruşturup atmış-"
"Ve sen de o kızı altına aldın?"
"WİLL! KONUYA ODAKLAN!"
"Aman iyi be! Senle de uğraşmaya gelmiyor.. Çık git biraz hava al. Hatta dur! Bende seninle geleyim, gidip bir şeyler içeriz? Hem izin meselesi patronun lehine olur ve kabul ederse bu son eğlencemiz olabilir."
Jae kum torbasını ardı ardına yumruklarla sarsarken bir yandan da bu teklifi düşünüyordu. Bir kaç tekmeden sonra bandajları çıkardı ve sandalyede oturan Will'in kucağına attı.
Bunun bir evet olduğu bilen Will ise duşa giden kişinin ardından sessiz çığlıklar atıyordu.
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Sarı, kırmızı, mavi ışıkların altında kızların arasında dans eden Will'e bakıyordu. Abisi eğleniyorsa kendisi de eğleniyordu.
Boş cam bardağı doldurması için barmene uzatırken uzaklardan bir çift gözün onu izlediğini hissetti.
Kalabalığa bakınca onu izleyen gözleri bulmak zor olmamıştı. Ona öpücükler gönderen kıza gülümsemeden edememişti.
Beni takip et benzeri işaretler yapıp çıkışa yönelen kızın ardından bardağındaki son yudumu da alıp ayaklandı Jae. Eliyle kemerindeki silahı kontrol etmeyi unutmamıştı.Kapıdan çıkmadan önce bakmıştı Will'e. Bir kaç kızı aynı anda idare etmeye çalışan Will, mutlu görünüyordu. Abisinin belindeki silahın varlığından da emin olunca barın ağır kapısını itti ve gürültüyü ardında bırakarak temiz havaya çıktı
Loş sokakta kendine gülümseyen kişiyi bulmaya çalışıyordu ki sırtını duvara yaslayan biriyle göz göze geldi.
Dekolteli A kesim mini elbisesinde bir dizini yukarı kaldırmış, topuklu ayakkabısını duvara yaslamıştı
Uzakta kalan tek sokak lambasının aydınlattığı kadarıyla göğe doğru ince duman dizileri yayılıyordu.Kıza doğru bir kaç adım attığında dudağı hafifçe kıvrıldı. Çok tanıdık ama bir o kadar da yabancı duygulara kapılırken eli istemsizce silahının bulunduğu yere kayıyordu
Kizin dudağı biraz daha kıvrılırken gözlerini göremediğini fark etti
"Gözlerim kapalı. Şimdi incelemeyi bırak ve yanına gel"
Ona emir mi veriyordu? O neden emirlere uyuyordu ki. Vücudu kasılırken ona doğru yürümeye devam etti
Karşısında duran kız parmaklarında duran sigarayı dudakları arasına aldı ve Jae'ye bir sigara uzattı.Bu bir ikramdı. Sigarayı almak için bir adım yaklaştı kıza ancak ona uzatılan sigara yerine kırmızı dudakların arasında duran sigarayı çevik bir hareketle kapıp kendi dudakları arasına yerleştirdi
Kızın karanlıkta lacivert tonlarına bürünen gözleri gözlerine kenetlenmeyi bırakmış gibiydi
Kimse Jae'nin aklını okuyamazdı ama Jae onların aklını okuyabilirdi.
Bunun en büyük kanıtı ise ona ikram edilen özel sigaranın şuanda kızın topukları altında eziliyor oluşuydu.
Sırtını duvardan çekti ve doğruldu kız. Ancak bu hareketi bile aradaki boy farkını azaltamamıştı.
Içine çektiği dumanı kızın beyaz yüzüne üfleyince bir adım geri kaçtı kız.
Aynı hareketi tekrar tekrar yaparken müziğin duyulmaz hale geldiğini ve ışığa doğru biraz daha çıktıklarını fark edince küfür etti içinden.Ondan kaçan kız şuanda lacivert gözlerini onun gözlerine dikmiş, garip bir etkileyicilikle gülüyordu.
Jae'ye yaklaşıp biraz yükseldi
Jae kaskatı kesilmişken kız yavaşça dudaklarına yaklaşıyordu.
Dudağının köşesindeki küçük noktaya değen dudaklar, tüm vücuduna elektrik vermişti sanki
Dudaklarını dudaklarına tamamen kapatan kızla birlikte sağ arkada bir hareketlilik hissetti Jae
Karşısındaki kızı itip elini artık yerinde olmayan silahına atınca kızın bıkkın gözleriyle karşılaştı gri gözleri
Silahı geri almak için karşısındaki kıza doğru atılmışken silahı çantaya koyan adam karanlığa karışmıştı bile.
Üstüne gelen adamın bir kaç hamlesini savurmasına rağmen bu kadar güçlü olacağını bilmiyor gibiydi kız.
Jae ise sonunda kollarıyla kızı sarmalarken ellerini vücudunda gezdiriyordu
Kurtulmak için son gücünü kullanırken sarı sacları savruluyordu kızın
"Bırak beni! Bırak lütfen!."
"Ne oldu? Az önce çok cesurdun"
Bir eliyle kızın iki bileğini sabitlemiş, işini kolaylaştırmak için duvara doğru sürüklüyordu.
Sırtını duvara yasladığı kızın ardından diz kapaklarını kızınkilere bastırdı ve ondan kurtulma ihtimalini düşürdü.
Kızın kulağına yaklaşıp yanağını öptüğü sırada halâ yalvarıyordu kız
Boynuna bıraktığı öpücüklerden sonra iyice çırpınmaya başlayan kızın teniyle temasını kesmeden kulağına tırmandırdı dudaklarını.
"Kapa çeneni!"
"Bana ne yapacaksın?!"
"Susmazsan her şeyi!."
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
KİTAP İŞLERİ BEKLEDIĞİMDEN DAHA YAVAŞ YÜRÜYOMUŞ
AĞLİMMİ
BIDE ŞU ALTTA BI TANE YILDIZ VAR YA HANI..
BI TIK YAPSAN ONAEVET. TEŞEKÜR.
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|KUSURSUZ| Düzenleme Yapılacak
Non-Fictionİnsanların gözünde kusursuzdu. İsimlerini bilmeseler de olurdu nasıl yaşadıklarını kim olduklarını, bilmeleri gereken tek şey bu dünya üzerinde kusursuzu arayan insanların henüz onları kesfetmemis olmalarıydı. onlar baştan yapılmıştı ve kusursuzdu...