İçinde hep kocaman bir eksiklikle büyüyen bir çocuktu Peter. Hatırlamasa da o ve ikizi Wanda doğduğunda, yanlarında hiç kimse yoktu. Peter ilk adımlarını attığında annesi oldukça yoğun bir mesaide çalışıyordu. Kendisini bildi bileli babasızdı ve buna rağmen ilk kelimesi 'baba'ydı, üstelik bunu duyan tek kişi o sırada ona bakıcılık yapan dadısıydı.
Babasızdı, annesinin işi sebebiyle günün çoğu saati annesizdi, bir de kardeşsiz kalmıştı. Sevimli ikizler henüz beş yaşlarındayken üvey kardeşleri Lorna, onun merdiven boşluğundan aşağı düşürdüğü balonunu almaya çalışırken kafa üstü düştü ve daha hayatın ne olduğunu dahi tam olarak idrak edemeden yumdu gözlerini hayata, kalıcı olarak. Tanrı aşkına, beş yaşındaydı daha! Suçlu olmadığını o da biliyordu ancak o kadar büyük bir vicdan azabı duyuyordu ki bu azap yakıp kavuruyordu içini. Üstelik sık sık rastlıyordu annesinin içten içe onu suçlayan bakışlarına. Üzgünüm, anne, demişti bir keresinde. Çok üzgünüm, keşke onun yerinde ben olsaydım. Annesi ise dolu gözleriyle uyuyacağını söyleyip, odasına adımlamakla yetinmişti. Peter Maximoff, ilk defa iliklerine kadar yalnızlığı hissetti neredeyse. Wanda'sı vardı onun, o da olmasa bu hayat katlanılır gibi değildi zaten.
Şimdiyse yine anneleri sabah daha güneş bile mesaisine başlamadan evden çıkmıştı ve ikizi Wanda mısır gevreğini kaşıklarken masada uyuklayan Peter'ı ayıltmaya çalışıyordu. "Pete, uyuma!"
"Hmm..."
Wanda usulca kaşığını beyaz kâsenin kenarına bıraktı ve müthiş zevk aldığı şeyi yapmaya koyuldu, masanın üzerindeki su dolu bardağa odaklanarak onu kaldırdı, ardından suyu kardeşinin kafasına boşalttı. Peter kendine yakışır şekilde çığlık atarak ayaklandı birden, "Wanda, sikeyim, neden hep aynı şey!"
Genç kız memnuniyetle sırıttı, kardeşine göz kırptı ve kahvaltısına kaldığı yerden hiçbir şey olmamışçasına devam etti. O sırada hâlâ küfrederek gümüş rengi, klasik, deri ceketini giyen Peter'a söyledi. "Bugünkü sınavdan da düşük alırsan Bay Howlett seni mahvedecek, biliyorsun değil mi?"
Peter omuzlarını silkti ceketinin yakasını düzeltip çantasını gelişigüzel bir şekilde geçirdi sırtına. "Ne olacak? Bir güzel fırça çekip annemi arar, annem de eve gelince bana bir güzel fırça çeker ama çok yoğun olduğu için okula gidemez. Klişe."
"Belki Jean'i sana kopya vermesi için iknâ edebilirsin." Wanda boşalan kâsesini ve kaşığı bulaşık makinesine koyarken imayla söyledi.
"Hah! O Scott dışında herhangi birine günahını bile vermez. Iy," yüzünü buruşturdu Peter, "Fazla romantik ve iğrençler." Kız hafifçe kıkırdadı, "Çıkalım hadi, geç kalacağız yoksa."
Evden çıktıklarında Peter bahçeye, kısa çimlerin üzerine atılan gazeteyi Wanda'nın bir adım atma süresinde alıp tekrar ikizinin yanına geldi. Onunla eş zamanlı adımlarla ilerlerken ilk sayfaya şöyle bir göz gezdirdi ve diğer sayfayı çevirdi. Wanda onunla dalga geçse de Peter bayılırdı gazete okumaya. Aslında bayıldığı kısım haberlere bakıp insanlarla dalga geçmekti ama sevgili ikizi ona ahlaki kurallar hakkında uzunca bir nutuk çektiği için bunu uzun zamandır söylemiyordu.
Okula yaklaştıklarını gazeteden başını kaldırdığında ancak fark edebilmişti. Gazeteyi Wanda'nın eline tutuşturup sonra görüşeceklerini söyleyerek okuldaki en yakın ve muhtemelen tek arkadaşının yanına ilerledi. "Kurt!" Kurt Wagner zeki, eğlenceli ve oldukça anlayışlı bir çocuktu. Mavi cildi ve kuyruğu ile okuldaki çoğu insan -mutant veya insan fark etmeksizin- tarafından dışlansa da dediği gibi, Peter'ın en yakın arkadaşıydı.
"Günaydın, Peter-tarihten-nefret-ediyorum-Maximoff!" Peter sırıttı ve bankta oturan arkadaşının yanına yerleşti. "Bana gerçek adımdan daha çok yakıştı diyebilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
saving daddy • cherik
FanfictionErik Lehnsherr, işlediği suçtan zerre pişmanlık duymasa da varlığını yeni öğrendiği çocukları için hapisten çıkması gerekiyordu. Bu da aptal ve sevimsiz avukatı Xavier'a katlanmak demekti tabii. [50% Maximoff Twins + 50% Cherik]