373 31 67
                                    

"Biraz ağır mı konuştum acaba?"

Wanda, Bay Howlett'in torpidodan çıkardığı peçete ile burnunu silerken ikizine dönerek söyledi. Peter inanamazcasına güldü. "Hah, biraz mı? Adamın ağzına sıçtın ama sen bilirsin-"

"Sözlerine dikkat et, Peter."

Peter abartıyla gözlerini devirdi ve arkasına yaslanarak yolu izlemeye kaldığı yerden devam etti. Adam beklediğinden daha iyi çıkmıştı,  Peter'ın hayal ettiği kadar kötü değildi hiç değilse. Ancak asıl şaşırdığı kısım, Wanda'nın konuşmasıydı. Pardon, sövmesi miydi? Evet, bunca yıl yüzünü göremediği için ona kızgındı fakat adam hiçbir şey bilmiyordu ve bugünün drama kraliçesi kesinlikle Wanda Maximoff'tan başkası değildi.

Genç kız, son kez sildi burnunu ve peçeteyi elinin arasında sıkıştırdı, "Of bilmiyorum, bir an karşımda öyle görünce patladım işte." Ardından kırmızı deri ceketinin cebinden çıkardı titreyen telefonunu. "Pete,"

"Hm?"

"Annem arıyor?"

Oğlan kaşlarını çatarak kardeşine döndü. "Neden?"

"Bunu öğrenmek için açmam gerekmez mi, zeki çocuk?"

Peter gözlerini devirdi, yine. Bugün rolleri değişmişlerdi anlaşılan. "Aç, belki önemli bir şey olmuştur."

Wanda ikizinin tavsiyesine uyarak cevapladı aramayı. Annesinin yarı meraklı, yarı endişeli sesini duyması da eş zamanlı oldu tabii. "Alo?"

"Anne?"

"Wanda, neredesiniz?"

"Uhm, aslında..."

"Bir de bütün eşyalarınızı topladığınıza inanamıyorum! Dur tahmin edeyim, Peter mavi arkadaşına yaptırdı değil mi? Siz adımı mutantfobik koymadan söyleyeyim, böyle seslenmemin sebebi çocuğun adının baş harfini bile hatırlamıyor olmam."

"Anne-"

"Her neyse, ergenlik dozunuzu aşıyorsunuz. Lütfen eve gelin. Ben sizin annenizim, sorunlarımızı çözmemiz gerekiyor. Her kavgamızda böyle kaçacak mısınız siz?"

Peter istemsiz olarak araya girdi. "Bizi kovan sendin!"

"Haddini aşmıştın çünkü, Peter! Konu kapanmıştır. Bir saat içinde evde olun lütfen."

Ve telefon kapandı.

Peter elini alnına koyup sabır dilenirken Wanda bıkkınca bir nefes almış, yardım ister gibi dikiz aynasından araba kullanmakta olan Bay Howlett'e bakıyordu. Adam üzerindeki bakışları hissetmiş olmalı, yalnızca birkaç saniye sonra bakışları dikiz aynasında birleşti. "Kişisel algılamayın fakat çocuk bakacak son kişiyim ve anneniz haklı."

Belki de anneleri haklıydı. En ince ayrıntısına kadar konuşmalı ve her şeyi öğrenmelilerdi böylece bir daha babasıyla konuşursa daha az köpürürdü. Öte yandan daha Pentagon'dan ayrılalı on dakika bile olmamıştı ve içini ince bir sızı kaplamaya başlamıştı bile genç kızın. Adamın mavi gözlerinde gördüğü kendi yansımasını uzun bir süre unutamayacaktı belli ki. Ah, bir de başka konu yokmuş gibi adamın en hassas yarasına tuz basmıştı. İçindeki kaos seven kısmı bastırmakta bazen oldukça zorlanıyordu.

Bay Howlett'in sözü üzerine yol boyunca arabada duyulan tek ses, öğretmenlerinin yön sorması ve Peter'ın ara sıra yolu tarif etmesinden ibaretti. Fazla uzun sürmeyen yolculuklarının ardından araba, tanıdık evin önünde durdu, Bay Howlett eşyalarını yarın göndereceğini söyleyip gözden kayboldu. Peter cidden duvara kafa atmak istiyordu. Evden kaçılabilirdi de, bütün eşyalarıyla birlikte tarih öğretmeninin evine gitmek... daha utanç vericisi zor gelirdi biraz.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 01, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

saving daddy • cherikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin