Yüzüme vuran güneş ışınlarıyla gözümü açtım. Bir gün daha başlıyordu hayatımda kısa bir gecenin ardından yine güneş herzaman ki tatlılığla beni uyandırmayı başarmıştı... Komodinin üzerinde duran telefonumdan saate baktım. Aman Allah'ım! Kalkmam gerekiyordu ama yorganımın altına iğnelenmiştim sanki!
Yataktan kalkıp mutfağa gittim. Derin, kettle (ketıl) su koymuştu. gözümü oğuşturarak yanına gittim.
''Kahvemi yapıyorsun?'' diyerek sordum.
''Evet.'' diyerek gülümsedi. Belliki kalkalı bayağı olmuştu..
''Nescafeler hazır.'' dedi ve bana baktı.
--
Masaya geçtiğimizde bir yandan kahvemi yudumlarken, bir yandan da Derinle sohbet ediyorduk.
Derini size biraz tanıtmam gerekirse;Benim herzaman yanımda olan, ciddi bir mizaha sahip dostumdur. Bu arada kız olduğunu belirtmek isterim.
Kısa bir süre sohbet ettikten sonra iş görüşmem için gitmem gerektiğimi açıkladım. Odama gidip gardrobumu açtım, sıradan kot ve bluz ikilisini birleştirdim ve evden çıktım.
--
Dışarı çıktığımda bankamatiğe uğrayıp belli bir miktar para çektim ve taksiye bindim. Adresi verip telefonla uğraşmaya başladıktan hemen sonra ani bir frenle ön koltuğa yapışmam bir oldu. Ben daha nefes almaya fırsat bulamadan trafiğe takılmıştık. Saate baktım, 11.55'ti benim oraya yarım saate yetişmem imkansızdı..
Taksiye bindiğime pişman olmuştum. Taksiciye beş lira uzatıp arabadan indim ve hızlı adımlarla trafiğin çözüldüğü yere doğru yürümeye başladım.
Yolda gördüğüm taksi durağının şöförüne;
"Beni kısa yoldan Şahmeran holdinge götürür musunuz?" diyerek sordum. Evet anlamında başını salladı yaklaşık 25 dakika sonra Şahmeran Holding'in önündeydim. İşin kötü yanı saçım başım dağılmıştı. Telefonumun ön kamerasından bakarak son kez toparlandım ve içeri girdim. Hemen kapının karşısında duran danışman masasının önüne gittim;
"Afadersiniz ben iş görüşmesi..." kimse beni dinlemiyordu bile! O sinirle merdivenleri hızlıca çıkmaya başladım. Önüme çıkan ilk kapıyı çaldım, cevap veren olmayınca kapıyı açtım oda boştu. Sanki beni kasıtlı olarak sinir etmeye çalışıyorlardı -ki zaten başarmışlardı.- arkamı döndüğümde bir erkekle karşılaştım. Merakla sordum;
'' Bu odanın sahibi siz misiniz ? ''
''Evet. '' diyerek sertçe bana baktı.
''Ben iş görüşmesi için...'' daha cümlemi bitirmeden
''Bunları içeride konuşuruz.'' dedi
--
İçeri geçtik bir süre sessiz kaldıktan sonra cümleye girmeye karar verdim..
''Ben Esin AKPINAR'' diyerek gülümsedim.
''Oğuz soyadımı biliyorsundur heralde.''
'' 21 yaşındayım, turizm okudum, yabancı dilim çok iyidir.'' dedim ve diplomamı uzattım.
'' Hiç başka bir işte çalıştınız mı?''
Hayır anlamında başımı salladım bu tip sorular beni hep bunaltmıştır..
''Sağlık raporu?'' deyince beynime giden kan, yanaklarımda birikerek toz pembe bir renk almıştı;
''Şey ben hamileyim ama işe ihtiyacım var.''
''Bu durumda sizi'' lafını keserek;
''Bakın size söz veriyorum doğuracağım güne kadar elimden geldiği kadar işimi en iyi şekilde yapacağım.'' dediğimde susup kalmıştıi Kesinlikle bana acıyordu. Lanet olsun çok mu duygu sömürüsü yapmıştım..
Bir müddet düşündükten sonra bana dönerek;
''Yarın senin için deneme günü, iyi değerlendir.'' diyerek odadan çıktı.
--
Taksi durağına doğru yürürken bir taşa takıldım ve tabiki de düşmedim çünkü ayağım değil gözüm takılmıştı. Kalp şeklinde taş mı olurmuş? Olduysa da neden benim önüme çıkar ki böyle anlamsız şeyler?
İLGİDEN DOLAYI HERKESE ÇOK TEŞEKKÜRLER ✌