|2| Kanadı Kırık Kuğu

426 41 23
                                    

Fici bu şarkıyla okuyun bebişlerrrr🌼

10 Haziran 2009
Selam kuğu... bugün annemle babam yine kavga etti. Ve kavga ettikleri şey o kadar saçmaydı ki bi an onlar çocukmuş, ben de ebeveynmişim gibi hissettim. Artık alıştım. Artık kendimden başka kimsem yok. Kardeşim çok etkilenip ağlıyor ama ben artık takmıyorum. Çünkü evde birinin güçlü kalması gerekiyor. Sürekli aynada kendime güçlü olmam gerektiğini hatırlatıyorum. Bu siyahlarla kaplı dünyada ben beyaz kalacağım. Buna kararlıyım.

16 Haziran 2009
Şarkılardan çok şey öğrendim bu zamana kadar. Bazen yıldızlarla bile konuşmak istemiyorum. Sadece ağlıyorum. İşte o zaman şarkılara sığınıyorum. Beni bembeyaz elleriyle grilere bulanmaya başlamış ellerimden yakalayıp götürüyor.

Ama eskiden böyle değildi... küçükken daha fazla etkileniyordum. Geceleri hep ağlardım. Çünkü onlar yüzünden kötü yetişiyordum. Bunun farkındaydım. İstemesem de etkileniyor ve gittikçe onlara benziyordum.

1 Temmuz 2006
Merhaba kuğu... sana, seni neden ruhumu içine döktüğüm bir kadeh gibi kullandığımı söylemedim. Bir keresinde bir öğretmenim herkesin bir dert ortağı olduğunu söylemişti. Benimse yoktu. Sadece kendimle konuşuyordum. Tabii bunu öğretmenime danışmadım. Çünkü onun benim hakkımda bilgi sahibi olmasına gerek yoktu. Ama o derste "Acılarınızı kelimelere fısıldayın" cümlesinden çok etkilenmiştim. Ve sonuç olarak sana yazmaya başladım Kanadı Kırık Kuğu... hayatımda bir sen varsın, bir yıldızlarım ve bir de o... henüz kim olduğunu bilmiyorum ama bir kişi çıkacak benim ruhuma aşık olacak... bunu hissediyorum...

11 Temmuz 2006
Ben artık dayanamıyorum Kuğu... çok fazla bunlar... ben siyahtan çok korkuyorum kuğu. Ellerim gride. Artık şarkıların bile beyaza boyayamadığı gride. Kollarım henüz beyaz. Ama kalbimin siyah olmasına çok az kaldı kuğu. Lütfen biri beni kurtarsın.

Jeongguk bu çocuğu bulup henüz çok geç olmamışsa eğer- olmuşsa bile bu Jeongguk'un umurunda değildi- ona ellerini uzatıp, kendi elleri de siyah olsa bile onu koruyup kollamak istiyordu. Onu çok iyi anlıyordu. Çünkü çocuk resmen kendisinin kopyasıydı...

23 Temmuz 2009
Çok korkuyorum... Gerçekten çok... hayatım boyunca o kadar diken üstündeydim ki artık beni seven, bana yaklaşan herkes bir gün gider diye deli gibi korkuyorum. Bu yüzden insanları kendime yakınlaştıramıyorum. Bir iki kişi dışında...

Jeongguk'un gözünden bir damla yaş düştü...

iki farklı kişiliğe sahibim. İçimde çok konuşkanım. İç sesimle konuşmayı çok seviyorum. Sanırım bir diğer dert ortağım da o... adı da var biliyor musun: Vantae... ama dışımda çok farklıyım. Hiç konuşkan değilim. Bana bakan kişi gözlerimde dünyanın tüm acılarını görebilir. Ama ben insanlar bana acımasın diye göz teması da kurmuyorum. Sadece bana acımadan arkadaş olduklarına emin olduğum kişileri alıyorum yanıma.

16 Ağustos 2009
Annemle babam ayrılıyor. Ben yeterince büyük olduğum için ikisiyle de yaşamak zorunda değilim. Ayrı eve çıkacağım. Bu evi bırakıp yeni bir başlangıç yapma zamanı geldi

1 Eylül 2015
Dayanacağım kuğu. O kişiyi bekleyeceğim. Aramama gerek yok. Eğer kaderimde varsa onunla karşılaşacağım. Bunu biliyorum...
Hoşçakal...

__

Jeongguk ağlıyordu. Kaç saat ya da kaç dakika oldu bilmiyordu ama bu çocuğa ağlıyordu Jeon Jungkook hıçkıra hıçkıra... onu bulmalıydı. O eve yarın tekrar gidecek, gerekirse emlakçıya soracak, ama onu bulacaktı. Kararlıydı.

Resurrection |TAEKOOK| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin