Lütfen hikayenin sonunda görüşlerinizi belirtin. Düşünceleriniz benim için değerli.💕
Her sabah aynı tantana. Aşağıdan çok fazla ses geliyordu. Gözümü araladım telefonuma baktım saat 7 ye geliyordu, odamın perdesi kapalıydı odaya ışığın girmesini engelliyordu. Kafama doğru battaniyeyi çektim ve iyice yastığımdaki sıcaklığa gömüldüm. Gece geç yatmıştım çünkü bugün senenin başından beri hazırlandığım projemi teslim edecektim biraz gergindim. Bu lisede ki son senemdi heyecanlı mıyım? Sayılır. Ama üniversite sınavına girmeyeceğim çünkü abim evi satılığa çıkardı ve bende yeni bir ev yeni bir okul diye düşünüyordum.
Bu ev bize dedem ve babaannemden kalmaydı burada bir çok anımız yaşanmışlıklarımız vardı iyiside kötüsüde olsa bu ev başkaydı bu evde doğdum bu evde büyütüldüm. Annem ve babam ben 6 abim 13 yaşında iken vefat ettiler bizi dedem ile babaannem büyüttü onlar bizim tek limanımızdı onlar da 7 ay arayla 3 sene önce vefat edince abim bayağı bir dağıttı. Kumara ve içkiye verdi kendini zaten zor bir çocukluk geçirmiştik çünkü dedemler hep yanımızda da olsa anne ve babamızın yerini dolduramazlardı gerçi ben çok küçüktüm abim onları benden daha iyi tanımıştı onun için daha ağır geçmişti haliyle. Abim Gürkan her zaman beni çok korurdu onun bu koruyucu tavrı bana babaymış hissi verirdi hep çocukken bile duygularını çok yoğun yaşardı fazlasıyla olgun bir çocuktu. En güzel anılarım ise dedemle olan zamanlarımda birikti ben annemle babamı özlediğimde o baş parmağıyla elini havaya kaldırıp onlar seni izliyor ağlarsan üzülürler sakın üzülme derdi. Bazen hâlâ onları özlediğimde gökyüzüne bakarım dedecim sen oradasın ve inanki üzülmüyorum.
Sesler hâlâ devam ediyordu her sabah böylelerdi uykusuz olduğum için bu sabah rahatsız etmişti. Abim yengemle tartışırdı böyle her sabah bende komşularda alışmıştık artik, mahallede sesleri yankılanırdı bu saatlerde kaç defa polis kapıya şikayetten dolayı dayandı hatırlamıyorum bile mahallelinin alarm kurmasına bile gerek kalmıyordu tabi benimde öyle. Yengem Derya abim Gürkanla 2 sene önce evlenmişlerdi ve 1 yaşında dünyalar tatlısı bir yeğenim var Tuğra o benim yakışıklım. Bunları sunacağı yok bende banyoya girmek için yatağımdan doğruldum havlumu alıp duşa girdim. Eminim ki bu iyi uykusuzluğuma iyi gelecekti.
Çıktığımda sertçe dış kapının kapandığını duydum. Bu seferki başkaydı birbirlerini kedi köpek gibi yiyip yine aynı sofraya otururlardı. Abim dışarı çıkmıştı galiba. Üstümü giyinip saçımı kuruttum salık bıraktım çantamı aldım içine projemin kayıtlı olduğu usb belleği de atmayı unutmadım. Aşağıya indim yengem kahvaltıyı hazırlamış tezgaha yaşlanmış bir şekilde gözlerini köyü renkli parkeye dikmiş öylece duruyordu hafif buğulu gözlerini bana çevirdi, derin bir nefes alıp verdi, hafifçe gözlerini silip masaya yöneldi çayları doldurdu Tuğranın bu kadar sese uyanmaması beni şaşırtmıştı. Her sabah onu öpüp okula giderdim hele ki bugün onun yanaklarını öpüp stres atmaya ihtiyacım vardı. Masaya doğru yürüdüm sandalyeyi çekip oturdum.
"Abim dışarı mı çıktı?"
"Hmm defolup gitti."
Umursamaz bir şekilde tepki vermişti niye böyle yaptı anlayamadım.
"Nereye gitti ki bu saatte?"
Çaydanlığı yerine koydu sandalyesini çekip oturdu. Kafasını bana doğru kaldırdı.
"Cehennemin dibine heralde onun gibi bir ayyaşı ancak orda kabul ederler."
Haklıydı aslında Derya abime iyi bile dayanıyordu onu gerçekten sevmese yanında bir dakika bile durmazdı. Cevap bekler gibi gözlerime baktı.
Ağzıma bir kaç lokma atıp kalktım çantamı sağ omuzuma atıp kapıya doğru yöneldim,
"Şey çıkıyorum birşey olursa falan ara beni habersiz bırakma."
Yerinden kalkıp bana doğru geldi beni süzüp hızlıca sarıldı bir anda şaşırdım açıkçası karşılık bile veremedim. Bir eliyle sırtımı sıvazladı.
"Kendine dikkat et birtanem sen benim tek kardeşimsin."
Bunu söylemesi hoşuma gitmişti zaten hissettiriyordu bana bir abla gibiydi kaç defa omzunda ağlamışımdır.
"Tamam yenge duygusala bağlama bizi sabah sabah Tuğrayı öp benim yerime görüşürüz."Durağa yaklaşmıştım. Ebru ve Yasin bana el salladılar. İkisi de en yakın arkadaşımdı Ebruyla ilkokuldan Yasinle liseden arkadaştık onlarda lisenin başında tanışmışlardı ve sevgililerdi. Arada bir küçük tartışmaları da olsa çok tatlı uyumlu bir çifttiler. Ebru'nun tribini çekmek çok zordur Yasin bunu başarıyordu gönlünü de almasını iyi biliyordu. Ben hiç gelemezdim Ebru'nun ergen kız triplerine o da bana çok yapmazdı. Sarıldım ikisinede,
"Günaydın Ebrumm."
"Günaydın Çiçeğim."
"Günaydın Yasin."
"Günaydın Çiçek."
Yasin sabahları huysuzdur. Onda da durumlar biraz sıkıntılı okuldan sonra evlerine yakın bir cafede garsonluk yapıyor eve geç gittiği için sabahta uykusuz yorgun ve huysuz oluyor. Ebru ise tam tersi aramızda ki iyi aile çocuğu babası bankada çalışıyor annesi ev hanımı bir de küçük bir kız kardeşi var.
"Sonunda ya ağaç olduk burda."
Otobüs gelmişti daha geleli 2 dakika olmadan ne ara ağaç olup kök saldın acaba Ebru.Umarım bu bölüm hoşunuza gider. Birdaha ki bölüme hazırlıklı olun olaylar müthiş gelişicek.Hepinizi öpüyorum.
28 Haziran, Pazar 00:35
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMAR BORCU
RandomAbisinin kumar borcuna karşılık esir alınan genç bir kızın dramı.Büyük serzenişlerin kopacağı bir anda alt üst edilen bir hayat!