Lütfen hikayenin sonunda görüşlerinizi yazın. Düşünceleriniz benim için değerli.💕
Banyoya girdim kapıyı içeriden kilitledim. Aynaya döndüm ve görmek istemediğim bir haldeydim gözlerim kızarmıştı ve boğazım acıyordu sanırım evin orda fazla bağırmıştım. Ayaklarıma baktım çıplaktı ayakkabılarımı giymemiştim, ayaklarım çamur olmuştu.
Küvete doğru yöneldim sıcak su doldurup kısa bir duş aldım yorgun hissediyordum. Yengemle konuşmam gerekti Tuğranın sesini duymam gerekti. Abim yapmıştı yapıcağını ama ona kizamazdim o da böyle olmasını istemezdi saçımım teline zarar gelse dünyaları yakardı biliyorum.
Ama şuan ne yapıyordu düşünmeden edemiyordum.
Saçlarımın ıslaklığını havluyla aldım tişört ve eşofman büyük bir ihtimalle Serkana aitti bana biraz büyük gelmişti. Banyodan çıktım odanın kapısınıda içeriden kilitledim kimseye güvenmem sonuçta. Yatağa oturdum cama doğru baktım aşağıda araba yoktu kimse gözükmüyordu. Başımı yastığa yasladım gözümden kan sıcak yaşlar soğuk yanaklarıma düştüğünde biraz ürpermiş gibiydim üşümüştüm. Yorganı üstüme atma gereği duymadan iki büklüm bacaklarımı kendime çekerek uykuya dalmıştım.
Sabah güneş doğmuştu dün geceki yağmurdan sonra bulut yoktu pek fazla ağaçlar ıslaktı camı açtım içeri ıslak toprak kokusu dolmuştu sanki dünkü araba bahçedeydi. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım saçlarımı düzeltmeyi önemsemeden kapıyı açıp aşağıya doğru yöneldim merdivenden bir kaç basamak inince aşağıdan gelen sesleri duygum üstünde durduğum basamağa oturdum.
Birisi telefonla konuşuyordu arkası bahçedeki havuza doğru dönüktü yüzünü görmemiştim. Konuşmayı net duyamıyordum.
Bana döndü hiç beklemediğim bir anda,"Tamam siz halledin ben bugün pek müsait olamıyıcam."
Serkan telefonu kapattı gözlerini üstüme dikerek hiç bakışlarını kaçırmadan merdivenin aşağısında durdu."Ne yapıyorsun orada?"
"Ben aşağıya inip rahatsız etmek istemedim."
Bakışları sertti yavaşça ayağa kalktım. Yutkundum.
Odaya yöneldim arkamdan geliyor olucak ki merdivenlere her adım atışında sanki beynimin içinde ses yankılanıyordu.
İçeri girdim kapıyı kapatıcakken eliyle kapıyı tuttu. Ardımdan içeri girip kapıyı kapattı tam çıkmak isterken belimden kavradı kendine doğru çekti."Nereye gidiyorsun prenses."
"Gerçekten beni burada mı tutacaksınız eşkıya mısınız ya siz kumar oynarken bana mı sordunuz meselenizi başka türlü halledin ben sizin esiriniz olamam."
Dediklerim karşısında ben bile şaşkındım bir anda yüksek sesle ağzımdan çıkıvermişti o da bu tepkiyi beklemiyor olucak ki kaşlarını çattı."Vay vay dilin açıldı demek dün kedi gibiydin bu halinde fena değil cesur kızsın hoşuma gidiyorsun burada uzun bir süre birlikteyiz gitmek gibi düşüncelerini sil aklından."
Yo yo bu adam laftan anlamaz mı nasıl bir hayvasın sen hayvanlara hakaret gerçi. Kendine daha da fazla çekti aramızda mesafe kalmamıştı neredeyse
Onu itmeye çalışsam da kurtulamıyordum. Bir anda dönerek beni kapıya yasladı belimi tutmaya devam ediyordu diğer elini başımın üstüne koydu."Ne istiyorsunuz zorbalık senin soyadın falan mı? Konuşarak anlaşmaya varamaz mısın sen insanlık nedir bilmez misin? Gecenin bir vakti kapıma dayandın şimdi de gidemezsin diyorsun zorla tutsan da
eline ne geçicek borcuna karşılık insanları mı alırsın sürekli ne yapacaksın öldürücek misin ha?
Alayla güldü kafasını önüne eğip başını salladı gözlerime baktı."Öldürmek mi? Hayal gücün baya iyiymiş. Sana kıyılır mı hiç Çiçek. Benim olmak varken kara toprak neden?
Belime sardığı elini yüzüme doğru yaklaştırdı çenemi okşayıp yüzüme düşen saçımı eliyle kulağımın arkasına doğru götürdü. Bana acımasını istemiyordum bu yüzden gözyaşlarımı kontrol etmeye çalışıyordum. Sanırım bu konuda zorlansamda akmasına engel olamadım korkuyordum ilk defa bir erkek bana bu kadar yakındı ve bu şekilde dokunuyordu. Baş parmağıyla göz yaşımı sildi."Neden ağlıyorsun senin gibi güzel bir kıza ağlamak hiç yakışıyor mu?
Elimin tersiyle yüzümdeki elini ittim. Hoşuna gitmemiş olucakki kendini bir adım geri attı."Fazla sinirlisin bu benim işime gelir ama senin için iyi olmaz. Bu yüzden uslu bir kız ol."
Elimden tuttu beni yatağa doğru itti. Ne yapıcağımı nasıl kaçabileceğimi düşünüyordum ama hiç bir yolu yoktu.
Bir dizini yatağa koydu üstüme yöneldi.
Ağlamamı durduramıyordum. Bağırmak istesemde sesim çıkmıyordu."Lütfen çekil."
Ağlayarak söyledim boğuk bir şekilde çıkmıştı sesim."Şşş ağlama canını yakmayacağım."
Ellerimi göğsüne koydum daha fazla yanaşmanası için uğraşıyordum gücüm ona yetmiyordu ba daha fazla sinirlerimin bozulmasına ve ağlamama neden olmaktan başka bir işe yaramıyordu."Bana dokunmayacağına söz vermiştin."
Gözlerinin içine baktım yüzü ciddiyetle bana sert bir şekilde bakıyordu gözlerinde biraz bile merhamet duygusu yoktu." Sen verilen her sözün tutulduğuna mı inanırsın? Mesela abin verdiği her sözü tuttu mu?
Abimi karıştırması zoruma gitmişti. İnkar edemem ki onun yüzünden bu haldeydim hiç bu kadar çıkmaza göreceğimi düşünmezdim.
Bir şey diyemedim çünkü verilen her söz tutulsaydı bunların hiçbiri olmayacaktı.
Hafifçe güldü üstümden kalktı."Bende öyle düşünmüştüm. Ama şunu bil ki ben verdiğim sözleri tutarım istemediğin sürece dokunmam sana merak etme."
Kapıyı sertçe kapatıp dışarı çıktı.Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümde neler olucak ben bile merak ediyorum🤗 hepinizi öpüyorum sevgiler.💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMAR BORCU
RandomAbisinin kumar borcuna karşılık esir alınan genç bir kızın dramı.Büyük serzenişlerin kopacağı bir anda alt üst edilen bir hayat!