Röntgenci - 12

163 19 13
                                    

12.BÖLÜM

Boralara gitmek için evden çıktım. Aslı, Ulaş falan derken bir türlü üçlü takılamamıştık. Evet beşli takılmak eğlenceliydi ama kemik kadro hepimizin önceliğiydi. Sadece üçümüz birlikteyken kendimiz olabiliyorduk.

Ulaş hortumla bahçeyi suluyordu. Yanına gittim. Dün akşam çok eğlenmiştik. Özellikle de Salih amca Ulaş'ın rezil anılarını anlatınca akşam keyifli bir hâl almıştı. Bu rezil anıların başında da Ulaş çocukken yakın bir akrabalarına kız istemek için gittiklerinde Ulaş'ın evin küçük kızını öpmeye çalışması ve sonucunda kızı vermemeleri vardı. Tabi sonrasında Ulaş'ı bir daha götürmeyip kızı almışlardı. Ne kadar komik olsa da Ulaş'ın en nefret ettiği anıydı. Utanç verici olduğunu düşünüyordu.

Bunu kullanıp ona takılmak eğlenceli olabilirdi. Yaptım da.

" Ulaş beni istemeye gelecekler ama ben evlenmek istemiyorum. Yardıma gelir misin ? " Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Her ne kadar dudaklarımı birbirine bastırsam da dayanamayıp yüksek sesli bir kahkaha patlattım. Suratım gülmekten kıpkırmızı kesilmiş olabilirdi.

" Evin küçük kızı olmadığına göre seni öpmem gerekecek " dedi sırıtarak. Bunu keyifle söylemişti. Ben bozuntuya verir diye düşünürken utanmama sebebiyet veren bir şey söylemişti. Saniyeler önce neredeyse yere yatarak kahkaha atan ben şimdi suratım beş karış olmuş bir biçimde dikiliyordum.

Bahçeyi sulamaya devam ederken ıslık çalmaya başladı. Gülüyordu.

Ona yaklaşıp hortumu kaldırdım. Planım onu ıslatmaktı ama ne yapacağımı anladığı için hortumun ucunu yüzüme çevirdi. Saniyeler içinde sırılsıklam olmuştum!

Gözlerim kapanmıştı ve ağzım açıktı. Şaşkınca bahçenin ortasında duruyordum. O ise kahkahalar atıyordu.

Ben kendime gelmeye çalışırken o kahkahalarına devam ederken hortumu yere bıraktı ve bana fırsat vermeden suyu kapattı. Sonra daha çok gülmeye başladı.

" Seni aptal. Ben arkadaşlarımla buluşacaktım " dedim sinirle. Hem saçım hem makyajım bozulmuştu. Üstelik kıyafetlerim çok olmasa da ıslanmıştı.

Gülmesini sonunda bastırmayı başarıp konuştu. " Gel seni temizleyelim. Böyle gidersen insanlar seni görünce nesli tükenmekte olan panda şehire inmiş deyip ihbar edebilirler " Maskaramın akmasından bahsediyordu. Çok komikti.

Ona göz devirdim. O ise yanıma gelip kolumdan tuttu. " Hadi gel "

Bu halde gidemezdim tabi ki. Eve girersem annemin sorularına cevap vermek zorunda kalacağım için zaman kaybederdim. Geç kalmıştım bile. Mecbur onunla gidecektim.

Önümde yürüyerek eve ilerliyordu. Birden sırtına atlayıp ıslak kafamı tişörtüne sildim. O da ıslansın.

" Sarılmak için yer arama. Demen yeterli " dediğinde sinirle sırtından indim. Ben mi yer arıyordum? Anca rüyasında görürdü.

" Gerizekalı " dedim onu takip etmeye devam ederken. O ise gülüyordu. Gıcık.

Eve girip banyoya çıktık. Bana havlu verdi ve banyo dolabından kurutma makinesini çıkarıp fişe taktı. Ayrıca yüzümü silmem için de aynanın önüne ıslak mendil paketi koymuştu. Saçımın ıslaklığını havluyla kabaca alırken duvara yaslanmış, kolları bağlı şekilde beni izliyordu.

" Ne o eserini mi izliyorsun ? " Dedim kaşlarım hâlâ çatıkken. Çok sinirlenmiştim. Hem beni mahvetmişti hem de buluşmaya geç kalmıştım.

" Eserimden daha güzel olan bir şeyi izliyorum " gülümsüyordu. Hem beni ıslat hem de iltifat et. Cevap vermedim.

Saçlarımı havluya sarıp ıslak mendille yüzümü temizlemeye başladım. Daha sonra suyla yüzümü güzelce yıkadım. Aynada kendime baktığımda Ulaş dikkatlice beni izliyordu. Yüzümü kuruladıktan sonra sıra saçımı düzeltmeye gelmişti. Havluyu saçımdan alıp kurutma makinesini çalıştırdım.

RÖNTGENCİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin