O ise bana elini uzatmadan önce dikkatle yüzümü süzdü. Bir an her şeyi görebilecek sandım. Dudaklarımın kıyısında ve gözbebeklerimde sakladığım bütün sırlara tek bir bakışla vakıf olacak, birilerine beni buradan apar topar götürmeleri için talimat v...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
A S Y A
Başımın içinde tam teşekküllü bir kazı ve inşaat çalışmasıyla uyandım. Evet, bu kadar zonklamanın ve bu kadar ağrının tek açıklaması beynimin içinde yapılan bazı yıkımlar olabilirdi. Kafatasımın darbeli matkapla delindiğine o kadar emindim ki...
Dudaklarımdan ağlamaklı bir ses döküldü ve yatakta dönüp yüzümü yastığa gömdüm. Bu hareketimle birlikte kafamın içinde çakan şimşeklerin arasına cılız bir farkındalık sızdı; yastığım benim yastığım gibi kokmuyordu. Bunun farkına varınca bu bilgiyi teyit etmek için derin bir nefes alıp yastığı kokladım. Temiz, güzel ve erkeksi bir koku ciğerlerimi şenlendirince gözlerimi açmadan kaşlarımı çattım. Kimin yastığını kokluyordum?
Bu soru kendimi bir parça sapık gibi hissetmeme sebep olunca keyfim hepten kaçtı. Yüzümü buruşturarak dirseklerimin üzerinde doğruldum ve nihayet gözkapaklarımı araladım. Gördüğüm ilk şey koyu gri bir yastık kılıfı oldu. Evet, gerçekten de benim yastığım değilmiş. Gözlerimi yavaş yavaş kırpıştırırken dikkatli bir şekilde yatakta döndüm. Kafamın içindeki kızgın inşaat işçilerini daha fazla galeyana getirmek istemiyordum, hâlihazırda bana epey işkence ediyorlardı zaten.
Döndüğümde yastıkla aynı renkteki ince yorgan beni karşıladı. Bir başkasının yatağında uyuyor olduğumun farkındalığı içime, tenimi ürperten bir his salarken yutkunmayı denedim. Ama boğazım kupkuruydu ve acıyordu. Bu yüzden bu girişimim hüsranla sonuçlandı.
Odanın içinde bakışlarımı dolaştırdığımda daha önce hiç gelmediğim bir yerde olduğumu biliyordum. Fakat yine de bir parça tanıdıklık vardı. Bunun ne olduğunu çözmeye çalışırken yanı başımdaki komodini gördüm. Üzerinde bir bardak su, bir kutu ağrı kesici ve bir not kâğıdı vardı.
Notta ne yazdığını delicesine merak etsem de ilk işim bardağı alıp bir yudum su içmek ve boğazımdan aşağı inen serinlikle biraz olsun rahatlamak oldu. Sonra ağrı kesiciye uzandım. Boş mideyle bu ilacı içmem günün ilerleyen saatlerinde beni biraz pişman edebilirdi. Lakin şu an başımdaki kazı çalışmasının durmasına gerçekten ihtiyacım vardı. Durup neler olduğunu hatırlamaya çalışmam gerekiyordu ki kafamın içindeki duvarlar yıkılırken bu çok mümkün değildi.
Ağrı kesiciyi içtikten sonra sıra nihayet nota geldi. İkiye katlanmış kâğıdı alıp tek elimle açtım. Gözlerim harflerin üzerinde dolaşırken ilk bir saniye odaklanmakta zorlansam da sonunda notu okudum ve aklımdaki birkaç soru böylelikle cevaplanmış oldu.
Günaydın. Muhtemelen bir baş ağrısıyla uyanacaksın. O yüzden yanına ağrı kesici bırakıyorum. Küçük bir işi halletmek için evden ayrılıyorum. Fakat birkaç saat içinde döneceğim ve kahvaltı getireceğim. Bir yere ayrılma ve lütfen keyfine bak.
