s i x

551 47 4
                                    

"Siz de gördünüz mü?"

"Tam bir rezalet!"

"Asla beklemezdim!"

"Onun gibi biri için fazla
aşağılayıcı..."

"Ah, onu seviyordum. İnanamıyorum!"

Birinci kat koridorunu bu ve bunun gibi tonlarca cümle doldururken Jennie -her zamanki gibi- olanlardan haberdar olmanın mutluluğunu yaşıyordu.

Tam olarak kendisinin yaptığı bir şey değildi ama bu işte tabii ki parmağı vardı.

Kendi dolabının önüne gelince dolap kapağına yapıştırılmış kağıdı aldı, incelemeye başladı.

Kağıtta üstüne kocaman, kırmızı bir çarpı atılmış Namjoon'un resmi vardı ve altında da kocaman harflerle yazılmış bir not...

"148 IQ'lu, seksi arkadaşınızın GAY olduğunu biliyor muydunuz?"

Jennie gülümsedi.

Bu olayın bu kadar çabuk yayılmasına açıkçası şaşırmıştı ve Joohyun'u da takdir etmişti.
Bu kadar kısa sürede Seulgi'yle görüşüp
bilgiyi onayladıktan sonra bunu
kağıda dökmek...
Joohyun gerçekten kötü bir insandı.
Bunu çok iyi başarıyordu.

Jennie dolabından birkaç kitap alıp dolabın kapağını kapattı.
Sınıfına girdi.
Tahmin ettiği gibi Namjoon sınıfta değildi.

Kitaplarını sırasının üstüne bıraktı ve
bahçeye çıktı.
Göz önünde bulunmayan, köşedeki banklardan birine geçmişlerdi.
Namjoon da tam ortalarında oturuyordu.

Jennie suratına sahte bir üzüntü yerleştirip seri adımlarla arkadaşlarının yanına gitti.

"Namjoon iyi misin?"

Namjoon Jennie'nin yapmacık üzüntüsüne karşılık sadece boş gözlerini ona çevirmekle yetindi.

Bu işin içinde parmağının olduğu çok açıktı.

"Çok iyi(!) Jennie bak! Hatta o kadar iyi ki... Neyse..."

Hoseok'un bağırışına karşılık Jennie sadece sinirle nefes verdi ve Namjoon'un karşısına oturdu.

"Şimdi n'apacaksın?"

Lalisa'nın üzüntülü sesiyle Namjoon ona döndü.

"Burdan giderim herhalde. Bu şartlar altında bir daha o binadan içeri giremem."

Jennie kafa salladı.

Diğerlerine döndü.

"Ama gitmene gerek yok ki! Biz senin hep yanındayız, değil mi?"

Gözlerini arkadaşlarında gezdirdi. Son bir haftadır ilk defa yanlarına uğramış olan Yoongi elini ensesine attı ve kafasını başka yöne çevirdi.

Jimin kolunu Chaeyoung'un omzuna attı, ıslık çalarak gözlerini gökyüzüne çevirdi.

Lalisa elleriyle oynamaya başlamıştı.

Taehyung su alma bahanesiyle yanlarından ayrılmıştı.

Jin ve Joohyun zaten bu olay patlak verdiğinden beri ortada yoklardı.

Jeongguk ise doğrudan çatık kaşlarla Jennie'ye bakıyordu.

Namjoon çaresizce nefes verdi.
Ayaklandı.

"Görüşürüz, belki..."

Bahçe kapısından çıkıp gittiğinde Jennie suratındaki 'Üzgün dost' maskesini çıkarıp yüzüne gülümsemesini yerleştirdi.

Hayır, o Namjoon'un okuldan gitmesini istememişti; o sadece laf arasında Joohyun'a bundan bahsetmişti. İpler onun eline geçince ise senaryo tamamen değişmişti.

••••

"Nothing..." |bangtanpinkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin