Jisoo'nun sabahtan beri kendisine soğuk davranması üzerine Jennie daha fazla dayanamamış ve soluğu Jisoo'nun sınıfında almıştı.
Kafasını sınıftan içeri uzattı ama içeride ayaklarını sıraya uzatmış telefon oynayan Yoongi'den başka kimse yoktu.
Bahçeye indi.
Oradaydı.İçeceğini yudumlarken karşısında oturup asla susmak bilmeyen Lalisa'yı dinliyordu, daha doğrusu dinliyormuş gibi yapıyordu.
Jennie seri adımlarla yanlarına gitti.
Yan masadan bir sandalye çekip Jisoo'nun yanına oturdu."Selam JenJen!"
Lalisa'nın neşeyle şakımasına karşılık Jisoo hiçbir tepki vermemişti.
"Hâlâ beni suçladığına inanamıyorum. Sana söyledim onu ben çağırmad-"
"Sadece o mu sanıyorsun?!"
Jisoo'nun ani çıkışıyla Jennie yaslandığı masadan doğruldu. Kaşlarını çattı.
"Benimle oynadığını fark etmedim mi zannediyorsun?!"
Jennie sinirlenmişti. Tamam, onunla oynuyordu, yalan değildi. Ama onu seviyordu da, yani o öyle sanıyordu.
"Ne saçmalıyorsun sen?! Ben seninle oynamıyorum!"
Jisoo sinir ve alayla karışık bir şekilde güldü.
"Sen onu benim külahıma anlat Jennie..."
Jisoo masadan kalktı, gitti.
Jennie ve Lalisa ardından sadece baktılar.
Lalisa anlam verememiş, Jennie ise umursamamıştı.
~~
"Jisoo iyi mi?"
Jin'in sorusu üzerine masada oturan -Jisoo dışında- herkes ona dönmüştü.
Jennie yan gözle Jin'e baktı.
Söylediğini dinlemişe benzemiyordu.
Omuz silkti ve önündeki salatayı çatalıyla oynamaya devam etti.Chaeyoung ise kafasını Jin'e çevirme zahmetinde bile bulunmadan Jeongguk ile olan sohbetine devam ediyordu.
Jimin telefonuyla ilgileniyordu.
Diğerlerinin de pek farklı olduğu söylenemezdi.
Joohyun Jin'in sorusuna kimsenin tepki vermediğini görünce gülümsedi.
Parmaklarını Jin'in tapılası yüzünde gezdirmeye başladı.
Ve bir anda herkesin bakışı ikisini bulmuştu.
Çünkü biliyorlardı ki Jin, suratına dokunulmasından hiç hoşlanmazdı.
Bu kişi sevgilisi bile olsa...Jeongguk bile şaşkındı, ilişkileri planlanananın aksine ciddi bir hâl alıyordu.
"Şu Jisoo'yu fazla mı kafaya taktın sanki Jinnie~"
Joohyun'un aegyo ve alayla karışık söylediği cümleden sonra Jin kaşlarını çatarak ona döndü.
"Abartıyor muyum? Aslında, evet! Dün geceden sonra bence abartmalıyım da."
Joohyun göz devirdi.
Jin her zaman Jisoo'yu bir kız kardeş olarak görmüştü belli ki.
Ortamdaki gergin hava hüküm sürmeye devam ederken herkes önüne dönmüştü.
"Ben bi' lavaboya kadar gideceğim, geleniniz var mı kızlar?"
Joohyun'un lafı üzerine herkes boş bakışlarını ona çevirmişti.
Bir süre kimseden olumlu bir yanıt alamayınca göz devirip masayı terk etti.Herkes -Jin dışında- derin bir nefes aldı ve birbirlerine dönüp koyu sohbete başladılar.
••••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Nothing..." |bangtanpink
Fiksi PenggemarBu okulda doğrular konuşulmaz! Ne kadar çok yalanın varsa o kadar iyisindir. Yalanlar üzerine kurulu hayatlar yaşayan ve yalanlar üzerine kurulu bir arkadaşlıkları olan bir grup... Gerçekler ortaya çıktığında, işte, o zaman oyun biter! Onların oyu...