"Nereye?" dediğinde ince ama şekilli kaşlarını çattı
"İnsanların ve müziğin olduğu bir yer olabilir" dediğimde kafası karışmış bir şekilde bana baktı.
"Aslında... arkadaşım bugün sahne alacak ama emin misiniz? Sizi hastaneye de götürebilirim." dediğinde kafamı iki yana salladım.
"Oraya gidelim lütfen."
"Peki" dediğinde ayağa kalktı. Elini uzattığında tuttum. Ayağa kalktığımda çıplak ayaklarımı gördü.
"Ayakkabıların nerede senin?" dediğinde bir an saygı eklerini unutmuştu. Ne dediğini fark etmiş olacak ki "Yani ayakkabılarınız... nerede acaba diye soracaktım." dediğinde omuz silktim.
"Kayboldu" dediğimde kaşlarını çattı "Hanımefendi beni endişelendiriyorsunuz sizi hastaneye götürmemi istemiyorsanız en azından evinize götüreyim" dediğinde kafamı iki yana sallayarak karşı çıktım.
"Lütfen beni eve bırakma" dediğimde şaşkınlıkla "Neden?" diye sordu.
"Çünkü orası artık benim evim değil, onların evi ve artık orada hoş karşılanmıyorum." dediğimde bana baktı. Gözleri güzeldi.
"Bunu yaptığıma pişman olacağım" diye mırıldandı kendi kendine ama ben duymuştum. Arabaya doğru gittiğinde ben hala olduğum yerde duruyordum.
Arabaya binmeden önce arkasını döndü
"Gelmiyor musun?"
.
o ayakkabılarını giymemiş olabilir ama siz giyin ayaklarınız acımasın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
there is a light that never goes out | remus lupin
Fanfictionamy sadece gitmek istiyordu remusun da arabası vardı mini fic valevante,2020.