"Ben buralara çok uzaklardan geldim." dediğinde ona döndüm.
"Buraları pek bilmiyorum ama dedikleri kadar güzelmiş" dediğinde güldüm "Bir yerin güzel olması için orada insan olmaması gerekiyor". Dediğime kaşlarını çattı ve bana döndü "Neden? Burada sen ve ben varız ama burası yine de güzel." dediğine kaşlarımı çattım.
Evet burası güzeldi.
Yol altımızdan hızla akıyordu ve ormanın büyülü havası her yanımızı sarmıştı.
"Ama bu her zaman böyle olmuyor ki. İstersen cennette ol bazen orada olmak istemiyorsun insanlar yüzünden." dediğimde yarım bir şekilde gülümsedi.
"Eğer yanında buna değer biri varsa cehennem bile senşn için cennet olabilir yani." dediğinde kaşlarımı çatarak dediğini düşündüm.
"Sanırım öyle." dediğimde kafasını salladı.
"Geldiğin yerde ne yapıyordun?" dediğimde bu kadar meraklı olmamalıydım ama onu öğrenmek istiyordum.
"Ben fotoğrafçıydım. Bütün dünyayı gezdim ve fotoğafını çektim." dediğinde etkilenmiştim.
"Sen ne yapardın?" dediğinde durdum. Omuz silktiğimde kaşlarını anlamamış gibi çattı.
"Pek bir şey yapamadım. İzin vermediler." dediğimde kafasını salladı.
"İndiğimizde fotoğrafını çekebilir miydim Shelia?"
"Çekebilirsin Remus."
.
fotoğraflara gülümseyin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
there is a light that never goes out | remus lupin
Fanfictionamy sadece gitmek istiyordu remusun da arabası vardı mini fic valevante,2020.