Arabadan indiğimde ayaklarımı toprak zemin karşıladı
Önünde durduğum bina cıvıl cıvıl ve bir o kadar da sakindi. Ormanlık alanda kalan bu dükkanlar sıra sıra dizilmişti. En sonda kalan bar/cafe ye doğru adımlayan Remusun arkasından bende yürüdüm.
İnsanlar bir bana bir çıplak ayaklarıma bakıyor sonrasında kaşlarını çatıyorlardı.
"Lütfen daha fazla kaşlarını çatmayın kırışacaksınız" diyerek çattığı kaşların ortasına işaret parmağımı koyunca karşımdaki adam şaşkınlıkla bana baktı.
"Affedersiniz" diyerek omuzlarından tutulduğum gibi kendine çeken Remus beni peşinden sürüklediğinde bir şey demedim "Hadi gel sana ayakkabı alalım. " dediğinde bana uzattığı eli tuttum. "Almana gerek yok." dediğimde "Doğum günü hediyesi." demişti.
"Bugün benim doğum günüm mü?" dediğimde bana döndü gülümseyerek "Sen bugün doğdun Shelia" dediğinde gülümsedim.
"İyi ki doğdum o zaman" dediğimde kıkırdadı.
"İyi ki doğdun Shelia"
Bar/Cafeye girdiğimizde insanlar eğleniyordu. Sarı loş bir ışık her yeri aydınlatıyor, insanlar fazlasına lüzum görmüyorlardı. Elimi tutan Remusun elini sıktığımda bana döndü. Güven vermek istercesine gülümsediğinde bende onunla beraber gülümsedim.
Arkadaşı sahnenin oradan "Remus" diye bağırdığında Remus gülerek "Sirius" diyerek gülümsedi. Çocuk siyah saçlarını sallayarak sahneden atladığında irkildim.
"Bu güzel hanımda kim?" dediğinde elimi uzattım
"Ben Shelia" dediğimde uzattığım elimi öptü
"Bende Sirius. Emrinize amadeyim" dediğinde kıkırdadım.
Biri ismini seslendiğinde "Üzgünüm beni çağırıyorlar. İyi eğlenceler" diyerek yanımızdan ayrıldı.
"Arkadaşın çok eğlenceli" diye güldüğümde o da benimle beraber güldü "Öyledir."
"İyi Akşamlar!" Sirius mikrofondan kalabalığa seslendiğinde kabalık onu kayıtsız bırakmadı.
"Bu akşamın son şarkısını arkadaşım Remusa ve onun yanındaki bu genç be güzel hanım efendiye takdim ediyorum" demişti. Yanaklarım kızardığında Remusa biraz daha yaklaşmıştım.
Remus gülümseyip beni kalabalığa çektiğinde Siriusta şarkıya başlamıştı.
"Kendi hayatının olmasını istemek yanlış mı?" dediğinde karşımda Remus ile beraber dans ediyordum.
"Hayır yanlış değil ama bilmeliyim
Biri böylesine gençken
Üzgün şarkı söyler" dediğinde ışıklar üstümüze düştü."Shelia, selam ver
Bu dünyanın kirini ayaklarının altına al canım" dediğinde kahkaha atarak Remusun kendi etrafımda döndürmesine izin verdim. Ayaklarım hala çıplaktı ve kirliydi.Kir ise bana ait değildi.
"Ve bu gece eve gitme" dediğinde Remusta şarkıya eşlik ediyordu.
"Çık ortaya ve sevdiklerini bul.
Senin sevdiğin ve seni seveni" dediğinde yeşil gözleri parlayarak bana bakıyordu. Kalbim ilk kez böyle hızlı atıyordu ki kulaklarım uğulduyordu."Elimi tut ve gezelim" dediğinde Remusun elini tuttum.
Diğer eli belimde beni kendine çektiğinde "Sen bir kızsın ve ben bir erkek"
"Shelia selam ver" diye mırıldandığımda
"Çık ortaya ve sevdiklerini bul" diyen Remusa baktım.
Çıplak ayaklarımı yukarı kaldırıp dudaklarına bir öpücük kondurduğumda şafak sökülüyordu. Gülümseyerek geri çekildiğimde bu sefer o beni öpmeye başlamıştı.
.başlangıçta her şey kötüydü
büyük ihtimalle devamında da mükkemel olmayacaktı ama yaşamaya devam etmek lazımdı.
bu yere kadar okuduğunuz için teşekkürler
iyi geceler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
there is a light that never goes out | remus lupin
Fanfictionamy sadece gitmek istiyordu remusun da arabası vardı mini fic valevante,2020.