there is a light that never goes out | remus lupin

light

"Ee neden oraya gitmek istiyorsun?" dediğinde gözlerimi pencereden çevirip ona döndüm.

"Yanlış anlama ama hiç partileyecek gibi durmuyorsun" dediğinde kıkırdadım.

"Çünkü insanları ve ışıkları görmek istiyorum." dediğimde kafasını yoldan ayırıp bana baktı "Hiç görmemiş gibi konuşuyorsun." dediğinde Gözlerimi ondan ayırıp ellerime çevirdim. Ona bakarken yanaklarım kızarmıştı.

Yakışıklı birisiydi.

"Aslında hiç görmemiş gibi hissediyorum." dediğimde devam ettim. "Bunca senedir yaşamını sürdürüyordum ama bu gün yaşamaya başlamış gibi hissediyorum" Ona döndüğümde bana bakıyordu "Bu yanlış bir his mi?" dediğimde gülümsedi ve yola baktı.

"Hislerin yanlış ya da doğru bir tarafı yoktur bence onlar sadece hissedilmeyi talep eder. Yaşamaya başlamış olmana sevindim." dediğinde gülümsedim.

"Bende."dedim" Bende yaşamaya başladığıma sevindim. "

" Peki ismin ne? "dediğinde ona baktım." Gideceğimiz yer uzun sana hanımefendi demek istemiyorum sürekli" dediğinde güldük.

"Geldiğim yerde bana Amy diye seslenirdi ama Amy demeni istemiyorum." dediğimde bana baktı.

"Shelia olur mu? " dediğinde ona baktım.

"Olur. Ben Shelia" dediğimde elini uzattı

"Bende Remus" dediğinde elini sıktım

"Tanıştığımıza memnun oldum Remus" diyerek gülümsedim

"Bende memnun oldum Shelia" diyerek gülümsedi.

.

yaşamayı unutmayın