~3~

10.3K 1K 1.8K
                                    


UYARI: YAZILANLARI HAYAL ETMEYİN YÜREĞİNİZE İNER (denenmiş ve onaylanmıştır)




"Deneyelim o zaman..."

Soobin anlamaya çalıştı, Yeonjun ona öpüşmeyi mi teklif etmişti yoksa yanlış mı anlamıştı? Eli ayağına dolaştı, aralarında neredeyse mesafe kalmamışken Yeonjun'un dudağının üstüne titreyen elini koydu. Yeonjun göz devirip geri çekildi.

"Hay elini..."

"Ne?"

Yeonjun bir şey demeden sandviçini yemeye devam etti. Yine yapmıştı işte, yine Soobin onu geri çevirmişti.

"Sandviçlerinizi bitirdiyseniz gidelim." dedi Yeonjun.

"Ama daha yeni geldik hyung." Kai dudağını büzdü. Daha fazla kalmak istiyordu ve haklıydı. Programlarının yoğunluğundan dolayı kendilerine zar zor zaman ayırabiliyorlardı, hazır böyle bir fırsatları var iken gitmek istemiyorlardı.

Yeonjun, "Peki, siz eğlenin. Ben gidiyorum. Yarın görüşürüz." dedi. Beomgyu peşinden gitmek için ayaklandığında Soobin onu durdurdu. "Bana bırak Beomgyu."

"Yeonjun!" Yeonjun sonunda durduğunda Soobin soluklandı.

"Ne oldu Soobin?"

"Eğer benim yüzümden üzüldüysen-"

"Bunun hakkında konuşmayalım." Yeonjun arkasını dönüp gidecek iken Soobin kolundan tuttu. Yeonjun iç çekip Soobin'e baktı.

"Hyung ben özür dilerim. Bu kadar üzüleceğini bilseydim-"

"Ne yapardın? Ben söyleyeyim, yine aynı şeyi yapardın."

"Neden bu kadar abarttın ki? Alt tarafı bir öpücük..."

"Tamam Soobin, daha fazla konuşmak istemiyorum. Yarın görüşürüz."

Yeonjun kolunu Soobin'in elinden kurtarıp hızla oradan uzaklaştı.

Soobin geri dönüp diğerlerinin yanına oturdu.

Taehyun, "Hyung, yaptığın çok ayıp bir şey. Hiçbir zaman Yeonjun hyungun seni öpmesine izin vermiyorsun. Mesela aynısını bana Beomgyu yapsa benden tiksindiğini düşünürdüm ve aramıza mesafe koyardım." dedi. Beomgyu da onu başıyla onayladı.

Kai, "Nasıl yani Beomgyu hyung seni öpmeye mi çalışıyor?" dedi. Taehyun gözlerini devirdi. "Mesela dedim Kai."

"Taehyun, sırf öpmesine izin vermiyorum diye ondan iğrendiğimi düşünmesi çok saçma." dedi Soobin.

Beomgyu ayağa kalktı ve sesini biraz yükseltti. "Hyung, ciddi misin? Bunu sadece öpmek istediği zaman değil, her zaman yapıyorsun. Yeonjun hyung sana azıcık yaklaşsa bile araya mesafe koyuyorsun, geri çekiliyorsun. Sana yemin ederim bana böyle davransaydın bir daha seninle konuşmazdım." Beomgyu kaşlarını çatıp hızlı hızlı yürümeye başladı.

"Kusura bakma ama Beomgyu haklı. Görüşürüz hyung." Taehyun da Beomgyu'nun arkasından gitmeye başladı. En son Kai ve Soobin kalınca Soobin'in gözleri doldu, gözleriyle yalvarıyordu gitmemesi için. Bu zamana kadar hiç ona böyle çıkışmamışlardı.

"Hyung eğer kalmamı istersen kalırım ama benden seni savunmamı bekleme. Hatalısın bu konuda." Soobin derin bir nefes aldı. En azından Kai gitmemişti.

"Kai ben böyle olacağını nereden bilebilirdim? Nasıl davrandığımın farkında bile değildim. Gerçekten Yeonjun hyung ondan iğrendiğimi düşünmüş müdür?" Kai yavaşça başını sallayınca Soobin ofladı.

"Hyung üzülme, aranızı düzeltebilirsin. Bu akşam Yeonjun hyungdan özür dile ve gönlünü al. Biliyorsun Yeonjun hyung bize kıyamaz ve hemen affeder. Seni de affedecektir, biraz uğraşman gerek sadece."

Soobin gülümsedi. Kai her zaman onun yanında duruyordu ve ona moral veriyordu. "Çok teşekkür ederim Kai, sen olmasan ne yapardım bilemiyorum."

- - -

Hava kararmıştı. Soobin heyecandan odada bir ileri bir geri yürüyüp duruyordu.

"Ya hyung! Başım döndü yeter."

"Beomgyu çok heyecanlıyım."

"Ben de, umarım planımız işe yarar. Plan deyince de tuhaf oldu, sanki çok büyük bir şeymiş gibi..."

"Off Beomgyu uzun cümleler kurma, anlamıyorum dediğini."

"Tamam tamam, hadi git artık."

Soobin derin bir nefes aldı. Odadan çıkıp karşı odaya doğru ilerledi. Kapıyı çaldı ve anında kapı açıldı. Yeonjun'un sarı saçları dağılmıştı, üzerindeki siyah eşofman takımı ile de oldukça yakışıklı gözüküyordu.

"Ne var Soobin?" ses tonundan ona kırgın olduğunu anlamıştı Soobin. Ne olursa olsun hyungunun gönlünü alacaktı.

"Gelebilir miyim?" Yeonjun geriye doğru çekilip Soobin'in geçmesine izin verdi. Soobin, içeriye geçtikten sonra kapıyı kapatıp Yeonjun'a baktı. Yeonjun yatağına oturmuş, ona bakıyordu.

Soobin planını uygulamaya karar verdi. Hiçbir şey demeden sırıtarak Yeonjun'a doğru yürümeye başladı. "Soobin bir şey demeyecek misin? Neden bana öyle bakıyorsun?" Soobin Yeonjun'un üstüne atlayıp Yeonjun'u yatağa düşürdü. Yeonjun bağırmak istedi ama bağıramadı çünkü Soobin onu gıdıklıyordu. Yeonjun o kadar çok gülmüştü ki artık karnı ağrımaya başladı, Soobin sonunda gıdıklamayı bırakınca nefesini düzene sokmaya çalıştı.

"Soobin deli misin? Ölüyordu-" Yeonjun alnının ortasında hissettiği dudaklarla nefesini tuttu. Soobin küçük öpücükler bırakarak alnından aşağıya doğru iniyordu, burnunun ucuna da öpücük bıraktıktan sonra geri çekilip Yeonjun'u inceledi. Yeonjun gözlerini kapatmıştı, kalbi deli gibi atıyordu ve Soobin'in bunu duymamasını umuyordu.

"Senden hiçbir zaman iğrenmedim, çok tatlısın Yeonjunie~" Soobin son bir kez Yeonjun'un yanağını öptükten sonra üstünden kalkıyordu ki, Yeonjun onun kolunu tutup kalkmasını engelledi.

"Umarım şimdi yapacağım şey için bana kızmazsın Soobin."

Soobin cevap vermek için ağzını açtığı anda Yeonjun ensesinden tutarak onu kendine çekti ve dudaklarını birleştirdi. İkisinin de dudakları hareket etmiyordu. Yeonjun gözlerini kapatmıştı, Soobin ise onun tam aksine gözlerini fal taşı gibi açmıştı. Yeonjun, Soobin'in dudağını öpüp dudaklarını ayırdı. Soobin şoktan kurtulup konuştu.

"Sen... Sen ne yaptın az önce?"





Bölüm biraz kısa oldu ama umarım beğenmişsinizdir❤❤

D/C + yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin