Bismillah"Sen... Sen ne yaptın az önce?"
Yeonjun içten içe korkmaya başlamıştı çünkü Soobin çok sinirli gözüküyordu. Ne diyeceğini düşünürken Soobin'in bağırmasıyla yerinden sıçradı.
"Beni nasıl öpebilirsin?! Gay olup olmadığımı bile bilmiyorsun. Beni öpmeye nasıl cesaret ettin? Yoksa senden hoşlanıyorum mu sandın? Cidden ergen kızlar gibi sana ilgi gösteren herkes senden hoşlanıyor mu sanıyorsun? Hah, bir de 'kızma' diyorsun. Ne yapacaktım, iyi ki beni öptün diye boynuna mı atlayacaktım?"
Yeonjun Soobin'in yüzüne bakamıyordu. Utançtan ölmek üzereydi. Zaten kendini kötü hissediyordu, Soobin'in sözleri de ona hiç yardımcı olmamıştı. Soobin, bir an fazla üstüne gittiğini düşündü fakat az önce olanlar aklına gelince bu düşünceyi yok etti.
"Benden mi hoşlanıyorsun?" Soobin'in sesi biraz daha sakin çıkıyordu.
"Hayır... Anlık oldu, kendimde değildim." Yeonjun hâlâ Soobin'in yüzüne bakmıyordu.
"Eğer gerçekten hoşlanmıyorsan bunu gözlerime bakarak da söyleyebilirsin değil mi?"
Yeonjun yavaşça başını kaldırdı. İstemeyerek Soobin'in gözlerine baktı, gözlerinden ateş fışkırıyordu.
"Senden o anlamda hoşlanmıyorum."
Soobin şaşırdı. Yeonjun'un kekelemesini, gözlerini kaçırmasını bekliyordu ama Yeonjun tam tersine gözlerini Soobin'e dikmiş, kendinden emin bir şekilde konuşuyordu.
Soobin, "O hâlde bir daha beni öpmeye çalışma, biraz mesafe koyalım aramıza. Şu sevgili gibi davranma işini de yapmayacağım artık." dedi ve 'iyi geceler' bile demeden odadan çıktı.
Yeonjun kendini yatağa attı. Her şey onun yüzünden olmuştu. Resmen Soobin ona birazcık ilgi gösterdi diye onu öpmüştü. Şimdi de mesafeli davranacaklardı birbirlerine. Yeonjun, gözleri dolunca daha fazla düşünmemeye karar verdi ve uyumaya çalıştı.
Soobin odaya girer girmez Beomgyu soru sormaya başladı. "Ne oldu hyung? Nasıl geçti? Umarım barışmışsınızdır... Yeonjun hyung seni affetti mi? Aranız nasıl?"
Soobin derin bir nefes aldı. "Beomgyu yeter! Güzel geçiyordu ve aramız düzelmişti, beni öpene kadar..."
"NE!?" Beomgyu adeta çığlık atarak yataktan sıçramıştı. Soobin böyle bir durumda olmasalardı ona kahkaha atarak gülerdi.
"Ben gıdıklıyordum onu, sonra üstünden kalkacaktım. Üstünden kalkıyorken kendine çekti beni. Sonra da öptü."
"OHA! NASIL SAKİN SAKİN ANLATIYORSUN YA?"
"Beomgyu bağırmasana! Herkesi başımıza toplayacaksın."
"Tamam tamam... Eee, sen ne yaptın?"
"Ben..."
"Evet, sen?"
"Sevgili rolünü daha fazla yapmayacağımı söyledim."
"Ne?"
"Biraz bağırmış da olabilirim."
"Ne?!"
"Aramıza mesafe koymamız gerektiğini de söyledim."
"NE?! SEN YEONJUN HYUNGUN YANINA ARANIZI DÜZELTMEK İÇİN GİTTİN VE ONA ARANIZA MESAFE KOYACAĞINI MI SÖYLEDİN?"
"Ya bağırmasana!"
"Sen Yeonjun hyunga bağırdın ya!"
"Beomgyu! Anlattığıma pişman ettirme beni."
"Git özür dile. Yanlışlıkla söyledim falan de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D/C + yeonbin
Fanfiction[TAMAMLANDI] Her şey Yeonjun'un "Cesaret" demesiyle başladı...