İkinci Bölüm-ADINI SÖYLEMEDİN

64 37 92
                                    

yukardaki müziğide açıp okumaya devam edebilirsiniz...



Kız annesiyle olan son hatırladığı şey onunla bir göl başında oturup onunla bir enstrüman çaldığıydı.O an ikisinin de gözlerinin içi gülüyordu. İkiside hayattan soyutlanmış,kadın kızının gözlerinde sevdiği adamı görürken,kız annesinin yüzünde kendi geleceğini  görebiliyormuş. Kızın çok sevdiği o şarkıyı çalmaya başlamışlar.Anlamam nedenini,üzmüşler bebeğimi .Annesi her gün yatmadan ona bu şarkıyı açıyor,alnına bir öpücük koyduktan sonra birlikte uyuyorlarmış.


Ela yıllarca bu şarkıyla uyumuş. En sevdiği şarkı olmuş. 

Şimdi annesi onu bırakıp gitti diye,en sevdiği bu şarkıdan vazgeçebilir mi, hatta en sevdiği oyuncağı,annesiyle aldıkları en sevdiği  o güzel minicik elbiseden,en sevdiği yemekten,en sevdiği masaldan,en sevdiği yatağından sırf annesi bırakıp gitti diye tüm bunlardan nefret edebilir miydi. Gördüğü,duyduğu en ufak bir yerde aklına gelicekti. Onunla olan her anısını hafızasından nasıl silecekti. Fotoğrafların hepsini nasıl yok edecekti. En gizli,en ufak bir yerde bir tanecik kalacaktı. Hem en sevdiği şey o olmuştu. Annesinin sesi,annesinin kokusu. Tüm bunların dışında o en çok annesine benziyordu. Hatta ikizi olsa o kadar benzeyemezdi. 

Annesinin ölümüne şahit olmamak bile onu mutlu ediyordu. Ya görseydi,hep onun kabuslarıyla uyansaydı napardı. 

(Yıllar sonra)

Minik Ela büyümüş,serpilmiş ve mezun oluyor. Ama hastalığı yüzünden dışarı çıkamadığı için telefonundan izliyormuş özel olarak yapılan canlı yayından. Daha sonra babası odaya girmiş.Ona yaşıtları gibi okula gidip,öğretmenlerinin huzurunda bir konuşma yapamayacağı için, kendisi bir mezuniyet elbisesi giyip gelmiş. Kızına da bir kep bulmuş. 

Yha ne giydiiiin!..

Kep ve cübbe,fakülte ekibi her giyer.Eee naptın,konuşman hazırdır umarım ' demiş babası gülen yüzüyle.

'Hazırladım ama çok heyecanlıyım,şaşırmam umarım rezil olmak istemiyorum. Sevdiğim erkek beni izliyorda' demiş gülerek. 

Babası gözlerini devirerek bakmış,diplomasını eline vererek devam etmesi için onay vermiş.

Boğazını temizleyerek olmayan gözlüğünü takma işareti yapıp söze başlamış.

'Evet,öncelikle baş öğretmenim Sinan Öğretmene teşekkür ederim' dedi gülen yüzüyle.

'Rica ederim,abartamaya gerek yok hahah'

'İngilizce Öğretmenime'

'Rica ederim tatlım.'

'Almanca Öğretmenim Gül öğretmene'

'Benim için bir onurdu'

'Ve beden öğretmenimin ne kafada yaşadığından en küçük fikrim yoktu '

Haahahah sensin o. Ben kilolarca ağırlık kaldırıyorum' deyivermiş kahkahalar içinde.

'pEki hediyem?' diye sormuş Ela parlayan gözlerle.

Babası içeriye kadar gidip gelirken,elinde annesinin gitar kutusunu görünce şaşırdı. Yıllarca onun eşyalarını bir odada toplamışlar ve yıllarca o kapıyı açmamışlardı. Yıllar sonra onu annesinin bir eşyasını görünce biraz şok olmuştu. Ama annesinin eşyaları çok değeli olduğu için babasının ona bu hediyeyi vermiş olmasına çok sevindi.

'Buu... Annemin...' dedi tekdüze bir sesle.

'Biliyorum tatlım ama daha ne zamana kadar o odada kalacaktı bunlar.' deyip göz kırparak onu hediyesiyle baş başa bıraktı.

Odadan tam çıkmak üzereyken baba diyip boynuna sarılıverdi. 

Ve narin elleriyle gitarın tellerinde en sevdiği şarkıyı çalmaya başladı. Dudaklarını aralayıp mırıldanmaya başladı. Babası dönüp gerçekten 'annene çok benziyorsun hayatım. Şanslısın ki çok güzel bir kadındı' diyip odadan ayrıldı.

Ela elindeki bu gitarı yıllar önce annesiyle birlikte tutmuş,tellerinden çıkan sesi en son o zaman duymuştu.

Hemen çıkıp,yakınlardaki amcasının iş yerinin önüne gidip bir şarkı söylemeli,elindeki anne yadigarı gitarıyla güzel şeyler çalmalıydı. Babasından gece yarısı vaktine kadar izin alıp yürümeye başladı. Sokakları geçti,dakikalarca yürüdü. Sonunda amcasının dükkanı önünde durdu. Selam verip her zamanki yerine yerleşti. Gitarını çıkarttı ve favori diğer şarkısını çalmaya başladı. 


Okadar güzel söylüyordu ki,sesleriyle büyülenmişti etrafındakileri adeta.

Şarkıda şöyle diyordu:

Aşık oldum celladıma,

Artık bitti.

Aşık oldum celladıma,

Yazıyordu bıraktığı notta...

İleriden sesini duyan bir çocuk geldi. Dakikalarca uzaktan izledi. Ela'nın yanına gidip tanışmak isteyince, Ela birsürü bahane bulup ayrıldı oradan. Çocuk arkasından 'daha adını bile söylemedin' dedi ama nafile Ela çoktan uzaklaşmıştı. Çocuk biliyordu ki onu görüşü son olmayacaktı. Dizilerde hep böyle olmaz mıydı. Böyle tesadüfen karşılaşılınca her zaman  onlar bir yerlerde karşılaşırdı. Kim bilir,belki de yeni bir aşk başlardı...

(Dakikalar önce)

Aras,arkadaşlarıyla mezuniyet partisinde eğleniyorlardı. Aras hariç taabi. Berk ve Rüzgar  çapkınlık peşindelerdi bir o kızın yanında,bir bu kızın yanında biterlerken Aras gitmek için ayaklandığında onun yanına geldiler. 'Aras kardeşim nereye daha parti yeni başlıyor' dedi Berk. 

'Siz eğlenmenize bakın ben pek havamda değilim'dedi Aras tekdüze bir sesle.

'İyi değilsen biz de gelelim kardeşim.' diye atladı Rüzgar.

'Saol bir şeyim yok sadece pek havamda değilim,görüşürüz.' derken çoktan uzaklaşmıştı bile.

Boş boş sokaklardan geçti,boş düşüncelerle bomboş nereye olduğunu bilmeyen adımlarıyla ilerliyordu. Sonra bir ses duydu. Ses bir sokak öteden geliyordu. Hemen sesin geldiği tarafa gitti. 'Aman yarabbim sesine bak,hayatta duyduğum en güzel ses.Rüya sesli kız' diye mırıldanırken Ela'yla göz göze geldiler. Aras gözlerini ayırmadan Ela'ya yaklaşırken birden anlam veremediği bir şekilde kızın hazırlanıp gitmek olduğunu görünce adımlarını hızlandırdı. Yanına gitti ve 'Tanışabilir miyiz?' diye sordu. Kızdan duymak istemediği ama tahmin ettiği o cevabı aldı. 'Hayır, acilen gitmem lazım,geç kaldım' dedi. Aras geç kalmadığını ve ondan kaçtığını sezerek 'Hayır geç kalmadın,kaçıyorsun ' dedi. 'Ne saçmalık,neden ve kimden kaçayım.' dedi Ela titrek bir sesle.

'Benden kaçıyorsun ve nedenini bilmiyorum' dedi Aras. 

'Senden kaçmıyorum,acilen eve gitmem gerek.'

'Tamam,peki öyle olsun.Ama iki dakika tanışabiliriz öyle değil mi?' dedi Aras ilgiyle.

'Hayır,köpeğim öldü.' deyiverdi bi anda neden söylediğini bilmeden.

'O zaman,hemen gitmen gerekmiyormuş' dedi Aras tekrar ilgiyle.

'Hayır hayır gitmeliyim,cenaze töreni hazırlayacağım' dedi gene saçmalayarak.

Sonra hemen kaçtı. Aras arkasından gitmeye yeltenip vazgeçti sonra 'Daha adını bile söylemedin' dedi duymayacağını bilsede.

----

Size güzel bir bölümle geldim. Umarım beğenmişsinizdir. 

Size bir de karakter tanıtması yapayım öbür bölümde. ;)☺♥♥

---

Yazım yanlışlarım olabilir aralarda onlar için özür dilerm

Yakındaki UzakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin