DÜŞMAN ZEVKİ

144K 5.8K 3.4K
                                    

Sigarasından bir duman daha alıp, gözlerini kısarak bitmiş olan sigarayı küllüğünde ezip bıraktı. Çayından bir yudum alırken, kapı açılıp içeri Uygar girince yine zevkinin içine sıçan insan tanelerinden birine baktı usulca.

"Bir adam geldi, seninle görüşmek istiyor." dedi ciddiyetle. Özgür çayından yudum alıp elinde tutarken göz kırpıp kafasını salladı kimmiş anlamında. Uygar dudaklarını büktü.

"İlk defa görüyorum, ondan seni çağırdım. Değişik bir tip." dediğinde Özgür kafasını salladı ve çayını fondip yapıp ayağa kalktı. 

Balkon gibi olan kısımda aşağı baktığında bir adamın ve yanında da koruma gibi bir iri adamın daha beklediğini görünce merdivenlerden ellerini sallaya sallaya indi.

"Selamün aleyküm." diye seslendi merdivenleri inip otogalerinin içinden kapının önünde bekleyen adama doğru. Adam ona dönüp süzdü.

"Aleyküm selam." dedi yanına varmış olan Özgür'e bakıp. Beyaz gömlek ve altına bir pantolon giyinmişti üzerine Özgür. Adam onu süzüp, bakışlarını yeniden yüzüne çıkardı.

"Hayırdır, kimsin necisin?" diye sordu Özgür elini cebine koyup.

"Harun Akgün, Ümraniye'de bir otogalerim var ve daha birçok zincir oluşturduğum yerler." dediğinde Özgür kaşını kaldırmıştı. Adam göründüğü gibi zengindi.

"Allah daha arttırsın da, sebebi ne buraya gelmenin?" dedi sadede gelmesini isteyerek. Adam sakallarını ovdu.

"Size gelen her arabayı yüklü bir miktarda anlaşarak almak istiyorum. Bir nevi toptan satış gibi." dedi düz bir sesle.

"Paran çok heralde." dedi sırıtarak. Adam da ona tebessümle bakmıştı. Her gelen araba demek, oldukça yüklü bir miktar demek.

"Orası da bize kalsın." dedi biraz laf sokarak. Özgür laf soktuğunu anladığında cesaretinden dolayı daha çok sırıttı.

"Eyvallah, o zaman numaranızı veya kartınızı bırakın. Düşünüp karar vereyim." 

"Tamamdır." dedi adam ve elini uzatınca adamı direkt gelip kağıt parçasını verdi. Özgür elinde ki kağıda baktı, numara yazıyordu.

Adam konuşmayı daha fazla uzatmayıp gittiğinde, Özgür'de yeniden eski yerine geçmişti. Ayaklarını masaya koyup adamın adını bilgisayar ekranında arama motoruna yazdı. Hakkında hiçbir şey çıkmamıştı.

"Uygaaar çaaayy!" diye bağırdı halen ekrana bakarken. Birkaç dakika sonra Uygar gelip çayı bırakınca çayı yudumlarken gözlerini kapattı. Sonunda biraz huzur doluydu. Sessizdi, sakin bir etraf. Akşam çökmüştü ve birkaç saat sonra evine gidecekti. Herhangi bir olay çıkmamıştı. Derken kapı bir hışımla açıldı. Sonunda eve gideceği saatde geldiğinde ıslık çalarak masadan kalktı ve arabanın anahtarını alıp elinde döndürerek demir merdivenlerden aşağı indi.

"Uygar, ben gidiyorum siz de işleri halledip kapatırsanız." dedi arabasına doğru ilerleyip.

"Tamam abi." diye bağırdı Özgür. Burada çalıntı arabalarla uğraşıp, plakalarını söküp sahte plakalar takıyorlardı. İçinde ki en önemli parçaları çıkarıp takas için de hallediyorlardı.

Arabaya binip motoru çalıştırdı, geri geri gidip bir anda döndü ve hızla mekandan çıktı. Bir müzik açıp elini direksiyona vurup ıssız yolda giderken birden dikiz aynasından bakınca arkasında bir arabanın ona selektör yaptığını gördü. Kaşları çatılınca bu sefer dönüp arkaya baktı. Işıktan kim olduğunu göremiyordu. Arabayı yavaşlatınca, diğer araba kumlu yolda onun önüne geçti ve yan bir şekilde durdu. Özgür'ün kaşları çatılırken, torpido gözünde ki silahı aldı ve dışarı çıktı. Işık gözlerini kısmasını sağlarken elini süper edip öylece durdu. Işık kapanıp arabanın içinden tişört ve pantolon giyinmiş olan Aydın elinde tesbihi ile çıkınca gözlerini devirdi. Silahı beline koydu.

"Ne oluyor amınakoduğum?" dedi yanına tesbihini çevirerek gelen adama bakıp.

"Asıl sen anlatacaksın ne olduğunu yarram." dediğinde Özgür kaşlarını çattı.

"Lan mal, sen önümü kesiyorsun." dedi sinirle. Adam şimdi tesbihi bir çubuk gibi düz tutup ona bakıyordu.

"Bugün mekana gelen adam, sana ne dedi?" diye sordu kaşını kaldırıp. Ayağını ileri atıp yan bir şekilde ona baktı Özgür.

"Sanane lan angut." dediğinde sinirle dilini ısırdı tesbihli adam.

"Sanane, banane faslını geç uğraştırmadan anlat." dedi tesbihini ona doğru rastgele sallarken. Birkaç saniye durdu.

"Gelen arabaları almak istedi."dedi Özgür kısaca. Aydın gözlerini kısıp düşündü.

"Bu herif Tanerlerin mekana da gidip aynısını demiş.." dedi düşünceli bir sesle. Bu sefer Özgür kaşlarını çatmıştı.

"Sana da dedi mi?" dedi Özgür.

"Evet" dedi Aydın halen düşünürken.

"Alla alla..." dedi bu sefer Özgür, adamın o kadar parası olacağını düşünmüyordu. Bir sıkıntı vardı.

"Bir iş var bunun içinde." dedi Aydın sinirli bir şekilde, "Neyse çıkar kokusu yakında." dedi bu sefer gözlerini Özgür'e dikip.

"Aynen." dedi Özgür.

Aralarında birkaç saniyelik bakışma yaşandı, ardından Özgür yayvan bir şekilde sırıttı karşısında ki kıroya.

"Ee madem buraya kadar gelmişsin, sikişelim bari bir tur." dedi alayla. Aydın birkaç saniye yüzüne baktı, ardından boş araziyi ne olur ne olmaz diye süzdü. Elini pantolonuna atıp kemerini çıkarmaya başlarken Özgür gülüyordu. Aydın ona doğru adım atarken o da pantolonunu çıkarmaya başlamıştı. Aydın çene hareketi ile onun arabasının arka kapısını gösterirken sırıtıp arkaya ilerledi.

Kapıyı açar açmaz arkasında hissettiği aletle, kendi aletini tuttu. Aydın onu girişe yaslayıp boynundan tutarken üç parmağını yalayıp, karşısında ki adamın deliğine götürdü ellerini. Parmaklarını deliğe sokarken aynı zamanda dişlerini de sıkıyordu. Açık olan uzuvlarına hafifçe rüzgar vurdukça daha da azıyordu. Beyaz kalçayı avuçlayıp parmaklarını soktuğunda hızlı hızlı parmaklamaya başladı. Nefesi hızlanmıştı hırstan. Özgür'ün iniltileri yükselirken biraz daha hızlandı. Ardından elini çekip, tesbihi bileğinde asılı kalırken kalmış olan aletini önünde ki kıçın deliğine birden soktu.

"Ahhh Aydın..." diye inledi Özgür kendini kaybetmiş bir şekilde. Aydın dişlerini sıkıp içinde gelgit yaparken Özgür'ün saçlarını arkaya doğru çekti.

"Bir daha inle!" dedi boğuklaşmış sesiyle hararetle gitgel yaparken. Özgür zevkten ona aldırmamıştı. Saçlarını biraz daha çekti. Özgür gözlerini kapattı.

"Mmmh daha hızlı Aydın..." dedi tahrik olmuş sesiyle. Aydın artık belini kırmak istercesine hızlı hızlı giriyordu içine.

"Sikeyim seni" dedi hırlayarak. İkisi de sex yaparken kendilerini kaybediyorlardı ve argo kelimelerden zevk alıyordu.

Aydın büyük bir şekilde inledi. Köküne kadar içine sokunca, içinde ki bedenin titrediğini gördü, boşalıyordu. Kendisini bir kez daha bastırıp titreyerek içine boşaldı rahatlamış olan gencin. İkisi de nefes nefese kalmıştı. Biraz öylece durup ardından toparlandılar. Özgür, terlemiş olan bedene bakıp pantolonunu çekti. Aydın'da aynı şekilde pantolonunu çekiyordu. Aydın cebinden bir sigara çıkarıp ağzına koydu ve ucunu tutuşturup yaktı.

"Güzel miydi?" diye sordu gözlerinin içine bakarken, ağzında sigaraya konuşmuştu ve bu yüzden ağzı dolu çıkıyordu, sigara da her kelime ile oynamıştı.

"Güzeldi.." dedi Özgür sırıtarak. Karşısında ki adam ona böyle yaptığı işten memnun olmasını beklermiş gibi sorunca yalan söyleyip onu sinir edemiyordu. Hele ki cidden soruyorsa.

Aydın gözlerini kısıp sigarasından bir duman aldı ve dişlerini birbirine geçirip dumanı içine çekip burnundan çıkardı. Ardından başıyla selam verip, arabasına doğru ilerledi. Özgür'de kendi arabasına bindiğinde kıçının ağrısını umursamadan arabayı çalıştırdı ve evine gitmek için yol aldı.

KAVGALIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin