Gri

49 12 28
                                    

Yazım ve noktalama hataları için şimdiden özür diliyorum keyifli okumalar ✨

Güneş çehresini yeniden göğe adadı .
Kadın " Tanrım özgürlük kor ateşte kavrulmaksa yanıp kül olacağım " diye fısıldadı.
                                                      10.02
Titreyen avuç içlerimin arasında tutmakta zorlandığım takvim yaprağında yazılı rakamlar sanki acıyı ilmek ilmek benliğime işlemeye yeterliydi.
Bugün solmuş bir papatya olmadan önce kutlayacağım ilk ve son doğum günüm ...
Yüreğimde bir boşluk açılmış ve bu boşluğa atılan her toprak bana uzuvlarımı hakimiyeti altına alan acı olarak geri dönüyordu.

"Anne " diye haykırmak istedim . Kelimelerin boğazımda oluşturduğu düğüm bütün hislerimi bir kafese mahkum ediyordu.
Eskiden düşüncelerim ,özgürlüğüm ve benliğim hapsolmaya mahkum edilirken şimdi ise hislerim.
Zaman geçtikçe özgürlükle bütünleşeceğimi düşünürken yanıldığımı fark ettim .
Zaman beni özgürlükle değil acıyla bir bütün haline getirdi.

Gözbebeğimden firar eden damlaları umursamadan gökyüzünde sabitledim bakışlarımı.
"Kadın yosun yeşili harelerinden tek tek süzülen gözyaşlarını gökyüzüne borçluydu."

Derin bir nefes alıp normale dönmeye çalışarak olduğum yerden doğruldum.
Telefonumun ekranını açıp saate baktığımda hazırlanmam için iki saate sahip olduğumu anladım.

Bütün hayatımda deprem etkisi yaratan haftasonunu geride bırakıp klasik bir pazartesi sabahına uyanmıştım.
Klasik pazartesi sabahı olarak nitelendirdiğim sıradanlaşmış sabahı ben ve hayatım  ilk defa bu denli acıyla karşılamıştık .

Dolabın kapağını açıp okul üniformasını ve eteğini giyinip altına diz kapağımın hemen altına biten avokado desenli çorapları geçirdim .

Kahverengi saçlarımı bol bir örgüyle toplayıp perçemlerimi elmacık kemiklerime doğru salık bıraktım.

Yüzümü renklendirmesi adına ruhumun yaralarını kapatmaya yeterli niteliğe sahip olamayan fakat çehremdeki kusurları kamufle eden kapatıcıyı kullandım.

Dudaklarımda ki çatlak ve belirgin morlukları yok edebilmek adına parlak olmayan bir ruj sürüp çantamı yerleştirmek için ilerledim.

Telefonuma gelen mesaj sesi olduğum yerde irkilmeme sebebiyet verdi.

Gelen mesaj Afraya aitti .
"Minik kuşum Dora . Umarım kıçını kaldırıp telefonuna uzanmış ve bu mesajı okuyorsundur . Okula erken gel nedenini sorgulama lütfen . Seni bekliyorum "

"Afra yine ne işler çeviriyorsun be kızım "

İtiraz nidalarım için ön hazırlık niteliğindeydi yazdığım mesaj .

Mesajıma görüldü attığında anladım ki itiraz nidalarım başlamadan bir son bulacak.

Afra benim sahip olduğum tek arkadaşım.
Aslına bakarsak onu arkadaş olarak niteleyip sıradanlaştırmak istemiyorum .
Bana ve bana ait olan her şeye -Ölüme On Kala dışında-dair bilgi birikimine sahip tek insan .

Çantama birkaç kalem ve defter attıktan sonra fermuarını kapatıp yanıma alarak odayı terk ettim.

Tülay teyzemi uyandırmak ve uyandırmamak arasında gidip geldiğim sırada teyzeme ait tanıdık tını ile arkamı döndüm .

"Dora uyanmışsın hayatım bende senin için kahvaltı hazırlamıştım ."

Teyzemi kırmak istemiyordum aynı zaman da Afrayı da bekletmek cazip gelmiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölüme On Kala Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin