[damnadc adını burda görmeyi sevdiği için ve bana spoiler vermekle tehdit ettiği için tekrar sıkıştırdım buraya]
Jonathan banyosundan çıktı ve kıyafetlerini de giyip halasının yanına geldi. Bir süre daha vakit geçirdiler. Yaklaşık 45 dakika-1 saat içinde de kapının anahtar sesi evin içinde yankılandı. Jonathan heyecanla kapıya koştu ve Lena kapıyı açtığı gibi Lena'ya sarıldı. Jonathan ile konuşmayı bıraktıktan sonra Kara ve Alex'in yanına geldi ve koltukta oturan Kara'nın alnından öpüp Alex'e gülümsedi. Elindeki hamburger paketlerini masaya bırakıp üstünü değiştirmeye gitti. Kara Lena'nın gidişini tebessüm ederek izledikten sonra kardeşine döndü. Tekrar ciddileşip boğazını temizledi ve tekrar adam hakkında sorular sorup bilgi toplamaya başladı. En sonunda herkes yemeğini yemeğe başladı.
"Rao! Bunlara bayılıyorum!"
"Kara, sen her yemeğe bayılıyorsun." Alex kardeşine bakarak konuştu ve herkes güldü.
"Kale sevmiyor ama.." Lena tebessüm ederken konuştu.
"Onlar mükemmel! Kara, nasıl sevmezsin?!" Jonathan enerjikçe konuştu.
Kara şaşkınca Jonathan'a baktı. Ardından Lena'ya bakıp Jonathan'a cevap verdi. "Siz önceden konuşup mu planlıyorsunuz bunları?"
Lena güldü ve hamburgerden bir ısırık daha alıp cevap verdi. "Senin ağzının tadının kötü olması bizim suçumuz değil Kar!"
"Kale ne be?" Alex küçümseyerek konuştu. "Bu sefer Kara'nın tarafındayım!"
Kara güldü ve ablasıyla yumruk tokuşturdular.
"Hazır Potsticker demişken gidip biraz alayım mı?"
Lena göz devirdi. "Daha 2. hamburgerini bitirmedin. Bir dahakine 3 tane mi alayım?" güldü.
"1 hamburgerle nasıl doyuyorsunuz? Neyse almayayım bari öyle olsun." 2. hamburgerini hızlıca yedi.
Kara 2. hamburgeri bitirdiğinde diğerleri anca yemişti. Alex 1 saat kadar daha oturdu ve evine döndü. Kara, Lena ve Jonathan film açıp izlemeye başladılar. Kara ikisinin ortasında oturuyor Jonathan kucağında yatıyordu.
"Lee, aramızda sorun kalmadı değil mi?" Filmi izlerken Kara bir yandan Lena'ya soru sordu.
"Hayır. Sadece istediğin mesafeyi veriyorum."
"Bana bozulmadın değil mi?"
"Hayır. Yani, başta evet ama düşününce biraz izin vermek istedim."
Kara Lena'ya kafasını çevirdi. "Teşekkür ederim." Yanağından öptü.
Lena tebessüm edip filme döndü. Kara ise kızaran suratını hissetmesiyle hızla filme döndü.
Film bittikten sonra Lena ayağa kalktı ve gözleri kapalı, uyuyan Kara'yı gördü. Sessizce uyandırmayı düşündü ama yeğeni Kara'nın boynuna kollarını dolamış uyuyordu. Sessizce televizyonu kapatıp sessizce yatağına gitti.
**
Son birkaç günde de farklı bir şeyler olmamıştı. Sam, Alex, Kara ve Lena olarak eski arkadaşlar buluşmuş, yemek yiyip güzel vakit geçirmişlerdi. Sam Metropolis'e döndü. Günlerden pazartesiydi. Kara, Lena ve Jonathan kahvaltı yapıyordu.
"Ben DEO'ya uğrayıp ordan CatCo'ya geçeceğim muhtemelen. Jonathan ne olacak?"
"L-Corp'a gelsin diyeceğim ama.. Sıkılabilir."
Jonathan ağzındaki yudumunu yutup konuştu. "Evde kalabilirim."
"Yok yok. Birimizin yanında olman lazım. Ne olur ne olmaz."
Lena suyunu içerken Kara parmağını şıklattı.
"Ben DEO'ya uğrayıp eve dönüp seni alayım CatCo'ya gel o zaman. En kötü makale konularını toplar, evde çalışırım. Andrea'yı ikna edebilirim umarım."
"Sen bilirsin." Lena ayağa kalktı ve herkesin tabağını topladı.
Kara yavaş yavaş bu hayata alışmaya başlamıştı ve onu sevip değer veren biri olduğu için mutluydu. Lena ona kendini mutlu hissettiriyordu ve Lena'dan kesinlikle hoşlanmaya başlamıştı. J'onn'un dedikleri kafasında dönüp duruyordu ve eski anılarını düşününce gerçekten de aralarındaki ilişkide hep bir elektrik vardı, ya da Kara farkında olmasa bile Lena'dan hep hoşlanmıştı. En basitinden, Lena'nın eski sevgilisi Jack National City'e geldiğinde Kara ortada bir sorun yokken bile ondan hoşlanmamıştı ve onların randevularını resmen bozmuştu. James ile olan ilişkisini de desteklediği söylenemezdi. Lena'ya gerçek dertlerini anlatamasa bile Lena ile dertleşmeyi çok seviyordu. Veya Cafe'de buluşup yemek yemeği, L-Corp'a gitmeyi, Game Night'ta onunla takım olmayı. Kısaca Lena ile geçirdiği zamanın her saniyesinde hep çok mutluydu ve Lena'yı hayatı pahasına her zaman korumaya hazırdı. Ama Lena onun kim olduğunu öğrendiğinde işler değişmişti. Lena ona baktığında artık içi parlayan mutlu, sevgi dolu gözleriyle değil, kalbi parçalanmış kırgın bir şekilde bakıyordu. Kara bu yüzden kendinden nefret etmişti. Tabi bu evrende bunlardan hangileri yaşandı emin değildi, ama bu anılara hâlâ sahipti. Bir yandan da Lena ile ilişkisi daha önce yalanlar yüzünden bozulmamış gibi, hâlâ ona yalan söylüyordu ve bu onu gerçekten çok rahatsız ediyordu.
Lena'nın şöförünün gelmesiyle Lena diğerlerine veda edip evden çıktı ve Kara'da onun gidişinden bir süre sonra çıktı. DEO'ya girdiğinde herkes hareketliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vicissitudes | Supercorp
Fanfiction"Alex! Sensin! Anti Monitörü yendik mi?" "Anti- ne? Kara, kabus mu gördün?" "Crisis'ten bahsediyorum! Anti Monitör! Barry, Oliver, Legends, Kate, J'onn, DEO! Hep birlikte ona karşı savaştık!" "Kara seni anlamıyorum." Alex Kara'nın yanına oturdu. "Su...