Günlerden Salı aylardan Kasım dı. Dışarda esen rüzgar insanın kemiklerini eski sallanan sandalyeler misali tir tir titretiyor , zangırdayan dişlerden çıkan çatırtı dolu sesler büyük şehrin keşmekeşi içerisinde yutulup yok olmaya mahkum oluyordu. Güneş sisteminden yansıyan hasta ruhlu ışınlar galaksiyi aydınlatıp gecenin rengini süpürüp silse bile acılar olduğu yerde kalıyor doğan günle beraber hafiflemek yerine sadece üstü örtülüyordu. Hal böyleyken bedensel çıplaklıgını örtmek için giydiği yünlü elbiseler ruhunun çıplaklığını kapatmaya yetmiyor , dünden kalan ölü toprağını üzerinden atamıyordu. Canı acıyor avuçları kanıyor yaradan akan kanlar iyileşmeden bir yenisi daha açılıyordu benliğinde. O debeleniyor ama çırpındıkça karaya vuran balıklar gibi canını teslim ediyordu. Teslim olmak istemiyor , direniyor , ağlıyor, isyan ediyor ama o yapay mutluluğa alışan sinir sistemi uyuşmak ve soyutlamak istiyor istediği olmadığında ise hırçınlaşıp hem kendine hemde çevresine onarılmaz zararlar veriyordu. Dışardan içine damar yoluyla enjekte ettiği sıvıyla mutlu oluyor kısacık bir an bile olsa mutlu hissediyor, umarsızlaşıyor, uyuşuyor kabuğundan çıkan ve dış dünyayı sevmeyen kelebekler gibi tekrar kozasına dönüyordu. Normal şartlarda asla çıkmasına izin vermediği kahkahaları çok serbest bir şekilde savuruyor gördüğü yorgun düşlerde mutluluk hayalleri kuruyordu. İçinde bulunan tüm organları dile gelip hıçkıra hıçkıra ağlıyor gözleri donuyor dili susuyor kulakları sağır oluyordu. Sonsuz karadelige yuvarlanırken sadece kahkaha atıyor ve niye güldüğünü kendide bilmiyordu. Çünkü o anlarda içindeki şeytan göğüs kafesini yırtıp dışarı çıkıyor mavi çirkin varis damarları gibi kendini belli ediyordu. Şimdi parkesi soyulmuş yere cenin pozisyonunda kıvrılmış halde huzursuz uykunun kollarındayken bebekler kadar masum , savunmasız görünüyordu. Icten içe çürüyor ve kısacık hayatı kopuk anı kırıntıları sekilinde gözlerinin önünden geçerken sadece gözlerini kapatmakla yetiniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Issızlık Kokan Kahkahalar
Short StoryBana göre evrene amaçsızca savurduğumuz kahkahaların bir kokusu rengi , şekli ve mutlaka anlatacak bir hikayesi vardır.Şimdi gelin sizinle ıssızlık kokan kahkahlarımızı mercek altına alıp derinlerde yatan yaşanmışlıklara, kırgınlıklara merhem arayal...