𝐅𝐈𝐅𝐓𝐄𝐄𝐍

944 148 13
                                    

➴➵➶➴➵➶➴➵➶

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

➴➵➶➴➵➶➴➵➶

Capella Bones, uzun zamandır arkadaşı olan Regina'ya gülümseyip, "Pazartesi görüşürüz." diyerek, kalabalığın arasından zor bela bir şekilde açılan asansörlerden birine girdi.

Tamam, Sihir Bakanlığı daha prestijli ve daha iyi olabilir ama bu, iş çıkışlarında karınca sürüsü gibi tüm cadı ve büyücülerin toplanacağı anlamına gelmiyor.

En arkada köşeye sıkışırken, çantasını göğsüne bastırıp karışan parfüm ve ter kokuları arasından zorlukla nefes almaya çalıştı.

"Pardon." diyen bir ses duydu.

Capella nefes almayı bıraktı, daha doğrusu almaya çalıştığı işleme bir son verdi. Kalbinin atış hızı şaha kalkarken, genişlemiş gözleriyle önünde ki tanımadığı bir adamın ensesine dik dik baktı.

Hemen yanındaydı. Kolu koluna usul usul değiyordu.

Yutkundu. Çoktan dudaklarını dişlemeye başlamıştı bile, panik seviyesi nirvana yapmıştı.

Göz ucuyla genç Seherbaz'a baktı, hemen sağ taradındaydı, yanı başındaydı. Tekrar yutkundu ve heyecanla tireyen ve terleyen elleriyle çantasını daha sıkı kavradı.

Asansörün yukarısında yazan sayıya endişeyle baktı, gideceği yere dört kat olduğunu gördüğünde ağzının içinde birkaç küfür geveledi.

Tekrar göz ucuyla Sirius'a baktı, sanki onun küfürlerini duymuş gibiydi, dudakları eğlenen bir ifadeyle yukarı kıvrılmıştı.

Şimdi son üç kat vardı.

Derin bir nefes aldı, Sirius'un sahip olduğu lezzetli parfümle büyülendi. Zihinsel olarak sayıları saymaya başladı, böylece daha erken sakinleşebilirdi, öyle umuyordu.

Asansörde ki çoğu kişi, Capella ve Sirius dışında, bir üst katta, yani buharlaşma alanında indi. Aynı yerde başbaşa kalmalarından dolayı mutluluktan mı, diğerleri onları yalnız bıraktıkları için öfkeden mi bilmiyordu, ama ağlamak istedi.

Sadece, Sirius ve o.

Bomboş olan ortamda yanında ki adam gram kıpırdamadı, hala yan yana omuz omuzaydılar.

Sonunda telefon kulübesine geldiklerinde, Sirius, "Sonra görüşürüz, Capella." dedi kulübeden ilk çıkarak.

Capella gözlerini kırpıştırıp sersem bir ifadeyle arkasından çıktığında genç adam ilk sapaktan sağa dönmek üzereydi bile.

Derin bir nefes aldı ve sakinleşmeye çalıştı.

Ellerini cebine atıp, birkaç adım ileriye yürümüştü ki parmağına bir şey değdi.

Bir kağıt parçası.

Cebinden mavi kağıt parçası çıktığında neredeyse kendi tükürüğünde boğuluyordu. Bu, Sirius'a öğlen bıraktığı nottu, ona bıraktığı son nottu.

Gözlerini kırpıştırıp şaşkın bir şekilde, "Ha?" dedi kendi kendine.

Zaman kaybetmeden hızla katlanmış kağıdı açtı ve kendi yazdığı notun arkasına yazılmış tanıdık el yazısına baktı.

➴➵➶➴➵➶➴➵➶

Sevgili Capella,

Seni çoktan buldum bile.

Kahvelerini çöpe atıyordum ve bunun için ne kadar özür dilesem az.

Ama notların bende, onlar çok hoşlar ve sayende günüm iyi geçiyor.

Yoldaşlık'a katıldığını duydum, haftaya Caradoc'un evinde görüşürüz.

Saygılarımla,
Sirius.

𝐂𝐨𝐟𝐟𝐞𝐞 𝐁𝐫𝐞𝐚𝐤 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin