Özür olarak iki bölüm yayınlamaya karar verdim.Umarım beğenirsiniz. İyi okumalarr...
Jale Hanım'ın odasına giderken nedensizce heyecanlanmıştım.
— Kız Armina bu Jale Hanım sana ceza verecek olmasın?
— Saçmalama Eda ne yaptım ki ceza verecek. Hem siz de hep benim yanındaydınız bir şey olsaydı sizi de çağırırdı. O değil de ben nedensizce heyecan yaptım ya.
— Ya Kazım saçmala daha neden çağırdığını bilmiyorsun.
— Aynen Ceyda haklısın.Tamam sakinim.
Gidene kadar içimden sayı sayıyordum. Neden bu kadar heyecan yapmıştım ki acaba.
Bu arada Jale Hanım 'ın odasına da gelmiştik
— Ceyda biz kapıda bekleyelim. Belki özel konuşacakları vardır.
— Aynen kanka biz kapıda bekleyelim. Sen gir biz kapıda bekliyoruz. Bir şey olursa bize seslenirsin.
— Tamam Kızlar ben giriyorum.
Nedensizce heyecan yapmamın sebebi galiba Jale Hanım'ın bizi çok yanına çağırmamasıydı.
Kapıyı tıklatıp içeri girdim. İçeride 2 tane benden birkaç yaş büyük olan adamlar,bir tane 45 yaşlarında bir adam ve Jale Hanım vardı.
Bi dakika bi dakika ben bu bu iki adamı nerden tanıyorum? Tabi ya bunlar biz okulun sahasında oynarken bize bakan kişiler.
— Buyrun Jale Hocam beni çağırmışsınız.
— O nasıl bir söyleme şeklidir acaba Armina?Buyrun Jale Hanım diyeceksin. De bakayım.
Allahım sen bana sabır ver ya çıldıracağım. Çattık ya...
— Buyrun JALE HANIM beni çağırmışsınız.
Jale HANIM kısmını biraz bastırarak ve bağırarak söyledim salak ya. Tövbe tövbe.
— Hah işte böyle aferin sana. Bu beyefendiler seninle konuşmaya gelmişler.
— Neden Jale Hanım bir problem mi var?
— A yok canım sadece tanışmak istiyorlarmış.
— Peki Jale Hanım
— Ben çıkayım siz rahat rahat konuşun.
— Aynen Jale Hanım bizim konuşmamız bitince sizi çağırırız.
Adını bilmediğim genç olan adamlardan bir tanesi böyle söyledikten sonra Jale Hanım odadan çıkmıştı. Ben de boş olan koltuklardan birine oturmuştum.
— Ne istiyorsunuz benden?
— Merhaba ben de Ali tanıştığıma memnun oldum.
— Pardon kendimi tanıtmayı unuttum. Ben de Armina. Şu anda en önemli olan adlarımız değil mi?(!) Neden yurduma kadar geldiğinizi öğrenebilir miyim ya da neden beni okulumda izlediğinizi öğrenebilir miyim acaba?
— Bence şu önemli olan adlarımız. Dediğim gibi benim adım Ali. Ali Çetiner.Bunlar da oğullarım. Selim ve Buğra.
— Peki tanıştığımıza göre şimdi sorabilir miyim acaba okulumda ne işiniz vardı?
— Okuluna senin için gelmedik okula bakmaya geldik çünkü yakında olacak yeni kardeşimizin nasıl bir okulda okuduğuna bakmak istedik ve ayriyeten bizim nasıl bir okulda çalışacağımızı öğrenmek istedik.
Dedi adının Buğra olduğunu öğrendiğim kişi.
— Tamam da bu üvey kardeşiniz kim ve ben bu konunun neresindeyim acaba?
— Tam olarak içindesin. Çünkü üvey olacak kardeşimiz sen olacaksın. Tabi buraya bunu konuşmaya gelmiştik.
Duyduklarım karşısında şok olmuş bir biçimde ona bakıyordum. Ne demek istiyordu hiç anlamadım.
— Ne demek istiyorsunuz anlamadım ne üvey kardeşi?
— Özür dilerim açıklayamadım. Şöyle açıklayayım. Biz seni evlatlık edinmek istiyoruz ondan dolayı buraya geldik ve işlemleri başlattık. Müdüre Hanım'a da seninle konuşmak istediğimizi söyledik. Ayrıca ben öğretmen olduğum için senin okulunda öğretmen olarak atanacağım. Selim de seninle okuyacak ama o lise 3'e gidiyor.Bildiğim kadarıyla sen lise 2'ye gidiyorsun değil mi?
— Evet lise 2'ye gidiyorum.
Şimdi daha iyi anlamıştım ama ben buradan nasıl ayrılacağım. Eda ve Ceyda'yı nasıl bırakacağım. Gerçi okulda görüşürüz ama bilmiyorum. Bu arada ne ara aktığını bilmediğim göz yaşı elime damlamıştı bile.
— Kusura bakmayın ağlamam sizinle alakalı değil. Ben buradan nasıl ayrılacağım peki?
— Bak kızım üzüntünü anlıyorum ama bizimle gelirsen inan daha mutlu olursun bak istersen işlemler bitince sen bize bir haftalığına gel eğer sevmezsen gidersin. Anlaştık mı?
Ali Bey'in dediğini duyduktan sonra daha iyi hissettim.
— Tamam peki ama bazı sorularım var?
— Sor tabi kızım.
— Neden ben?
— Bu soruya ben cevap vereyim.
Dedi ve devam etti Buğra abi.
— Çünkü ben atanacaktım ve okul arıyordum. Bizim holdingimiz olduğu için okulların çoğu bizi tanır. O gün senin kolejine da bakmaya gittiğimde seni ağlarken gördüm ve gerçekten nedensizce içimde bir şey kırıldı üzüldüm. Yanımda da müdür vardı neden ağladığını ona sordum o da bana ceza aldığı için dedi. Ben de çok üstelemedim.Evet kolejde okuyoruz ama biz bursluyuz yani zengin olmaktan kaynaklanan bir şey değil. Ağladığım gün de Yaren bana iftira attığından dolayı ceza almıştım. Normalde kolay kolay ağlayan birisi değilim ama okulda verilen cezalar biraz ağır olabiliyor ondan dolayı ağlamıştım.
— Tamam peki ben sizinle mi kalcağım?
— Evet canım bizimle birlikte bizim evimizde kalacaksın.
— Peki eşiniz var mı yani sizin de anneniz?
— Annemiz yok. Biz küçükken ölmüş.
— Peki başka kardeşiniz var mı?
— Hayır yok.
— Tamam. Peki kaç yaşındasınız?
—Ben 17 yaşındayım. Abim 24 yaşında. Babam 48 yaşında. Sen de 16 yaşındasın değil mi?
— Evet 16 yaşındayım.Benim sorularım bu kadar sizin sormak istediğiniz başka bir şey var mı?
— Yok kızım. Zaten birbirimizi zamanla tanırız. Şimdi sen arkadaşlarının yanına git biz yarın gelip seni alırız evimize gideriz olur mu?
— Yarın mı? Tamam ben eşyalarımı toplamaya başlayım. İyi akşamlar size tanıştığıma memnun oldum.
— Biz de memnun olduk kızım iyi akşamlar.
Çıktıktan sonra Eda ile Ceyda'nın hala kapının önünde beklediklerini görünce koşarak onlara sarılıp ağlamaya başladım.
— Noldu Armina? Kız beni korkutma söyle noldu Ceyda şuna bak bi nasıl ağlıyor kız noldu diyorum söylesene.
— Ay bilmiyorum Eda. Noldu Armina bak korkmaya başlıyorum.
— Kızlar yok bir şeyi sadece biraz üzgün siz onu odasına çıkartın dinlensin.
— P-Peki.
Eda Buğra abinin söylediğine kekeleyerek cevap verdi. Sonra da beni odaya çıkartmaya başladılar.İçeri girince direkmen yatağa yattım ve o güzelim uykunun kollarına kendimi bıraktım.
Sabah birisinin yanağımı öpmesiyle uyandım. Kimin uyandırdığına baktığımda ağlamaktan gözleri şişmiş Eda'yı görmem bir oldu.
— Ne oldu kuşum? Neden ağlıyorsun?
— Yo ağlamıyorum ki bak.
— Eda bas baya ağlıyorsun. Ben salak mıyım söyle noldu?
— Daha ne olsun. Gidiyormuşsun daha ne olsun acaba? Ben o cümleyi duyunca ne yaşadım biliyor musun?
— Gel bakayım buraya bir sarılayım sana. Bu arada Ceyda nerede?
— O biraz dinleneyim dedi ve yattı. Kalkar birazdan.
— Tamam kuşum gel sen de biraz dinlen sonra ne olduğunu baştan itibaren anlatırım ben size.
— Yok olmaz zaten sen birazdan gidecekmişsin. Ben Ceyda'yı uyandırayım sen anlat biraz dertleşiriz hem.
— Tamam kuzum sen nasıl istersen.
Dedikten sonra Eda Ceyda'yı uyandırmaya gitti. Ben de yatağımı topladım. Ceyda kalkar kalkmaz benim boynuma atladı.
— Yaaaaaaa Armina biz ne yapacağız acaba bana söyler misin?
— Kuzum zaten aynı okuldayız sonra ben sizin ziyaretinize gelirim her gün.Tamam mı?
— Tamam.
— Hadi geçin karşıma ben size her şeyi anlatayım bir. ( Her şeyi baştan sona anlatır.)
— İşte böyle oldu ondan dolayı beni izlemiş o zamanlar.
— Ya kızım biz de geliriz değil mi arada sırada senin evine?
— Saçmalama Eda tabiki de her zaman gelirsiniz. Onlar izin vermezlerse bile ben bir yolunu bulur ikna ederim.
— Yaaaa canım kardişim benim seni çoook seviyorum.
— Ben de sizi çoook seviyorum da bana bakın bakayım bensiz kanka yaparsanız bozuşuruz. Duydunuz mu beni???
— Asıl sen bizsiz kanka yaparsan biz bozuşuruz dimi Eda?
— Aynen Ceydoşum
— Neyse Kızlar çok laklak yaptık birazdan gelirler beni almaya. Ben bavulumu hazırlıyayım.
— Sen onu dert etme biz Ceydoşumla hallettik her şeyi.
— Yaaa siz en iyi kardeşlerimdiniz.
— O nasıl bir cümle Armina acaba senin başka kardeşin var mı da?
— Ya tamam yok. Neyse boş yaptık ya o değil de ben sizsiz ne yapacağım?
— Tamam beni çok seviyorsun bensiz yapamıyorsun ama lütfen Armina'cım bu kadar belli etme bari.
— Cıvıtma Eda.
Bu sırada odanın kapısı çalındı.
— Giiiiiiiiiiiirrrrrrr.