Eve doğru yürüyordum. Yaklaşık 1 saat daha orada hiç konuşmadan oturmuştuk. Sonra okulun çıkış saatinin yaklaştığını, annemlerin bir şey anlamaması için eve gitmem gerektiğini söyledim. Sadece kafasını salladı. Eve kadar 10 dakikalık yolum vardı. Uzaklaştırma aldığımdan ailemin haberi olmamıştır inşallah diye dua ede ede bitirdim o 10 dakikalık yolu da. Ayrıca Jankat ile yaptığımız anlaşma da gülümsememe neden oluyordu. Asla sözümden dönmeyecektim. Ne olursa olsun. Eve geldiğimde annem güldü.
"Hoşgeldin kızım, nasıl geçti okulun?"
Ohh, çok şükür bilmiyorlardı. Ben de gülümsedim.
"İyi geçti ama çok yoruldum. Hemen odama çıkıp dinleneceğim."
Annemin cevabını beklemeden odama çıktım. Mağaramdan sonraki en huzurlu yerdi bu oda. Gerçi artık mağaram değildi orası. Mağaramızdı. Saat daha erken olsa da geç yattığım için okuldan sonra hep uyurdum. Hemen pijamalarımı giyip yatağa yattım. Jankat'la olanları düşünerek uykuya daldım.
Deliksiz ve rüyasız bir uykudan sonra gözlerimi açtım. Saat 18.30du. Karate kursum için hazırlanmam gerekiyordu. Hemen giyinip aşağıya indim. Annemin yaptığı kekten biraz atıştırdıktan sonra kursa doğru yürümeye başladım.
Otobüsle birlikte 25 dakikalık yolun ardından kursa adımımı attım. Hocam beni görünce gülümsedi. Kareteyi daha da fazla seviyordum diğerlerine göre. Bu yüzden çok dikkatli davranır, her hareketimi kusursuz yapmaya çalışırdım. Tabi bu da beni gözde öğrenci konumuna getiriyordu.
Daha sonra derse başladık. Hocamız yeni hareket ve duruşlar, birkaç püf nokta anlattı. Uygulamalı olarak da gösterdi. Hepimiz yaptık ama tabiki en iyi yapan gene ben olmuştum. Erkekler bile yanımda sönük kalıyordu.
Okulun aksine fazlasıyla eğlendiğim bir ders geçirdim. Sonra mutlu bir şekilde eve döndüm. İki saat sonra boksa gidecektim. Gitmeden önce biraz antreman yapmaya karar verdim. Tam boks eldivenlerimi takmıştım ki telefon çalmaya başladı. Hah çok güzel. Kimin aradığına baktım. Gereksizse eldivenleri tekrar çıkarıp takmakla uğraşamazdım çünkü. Melek arıyordu, yani gereksiz değildi. Oflayarak eldivenleri çıkardım ve telefona baktım
"Alo?"
"Alo, Çağla. Okuldan çıkıp gitmişsin. Noldu kızım. Biz hiçbir şey bilmiyoruz."
"Uzaklaştırma aldım Melek. Birkaç gün okulda olmayacağım."
"Ah be kızım, biraz sinirleri-"
"Melek nasihat vermeye aradıysan kapatıyorum"
"Tamam, tamam. Ama buluşalım ya. Ben özlerim öyle görüşmezsek."
Gülümsedim. Melek gerçekten Melek gibi bir kızdı.
"Anlaştık"
"Görüşürüz"
Telefonu kapatıp yatağa fırlattım. Eldivenlerimi tekrar giydim ve yarım saat torbayı yumrukladım. İnanılmaz rahatlatıcı bir şeydi. Yorulduğumda duş alıp aşağı indim. Annem televizyon izliyordu. Yanına oturup ben de izlemeye başladım. Annem sakin bir sesle
"Okuldan mesaj geldi, uzaklaştırma almışsın" dedi
Birden dondum kaldım. Annemin sesi sakindi ama aniden kızmaya başlayacaktı. Bundan emindim. Kendimi açıklamak için ağzımı açtım
"Ama an-"
"Çocuğun birini dövmüşsün! Yok, biz seni o kurslara vermekle çok büyük hata ettik. Cezalısın. 2 ay okuldan eve, evden okula. 10 dakika geç gelirsen babana söylerim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl
Romance-Hikaye güçlü bir kadın karakter, güçlü bir erkek karakter ve çete savaşları içerir.- Mağaraya girmemle birlikte içerdeki papucumun 'bad boy'unu görmem bir oldu. Sinirli bir şekilde bağırdım. "Hey! Burası benim 3 yıllık düşünme yerim. Başka birini...