Görselde Barkın.
İyi Okumalar :)
Araba hareket etmeye başladığında aklımdan geçen tek şey Rüveyda'nın neden şoför tutma gereksiniminde bulunduğuydu. İster istemez endişelenmekten alı koyamamıştım kendimi. Ayrıca Rüveyda şoför ile beni aldıracaksa mekanın konumunu neden yollamıştı ?
Rüveyda son anda mı karar verdi acaba şoför yollamaya, bir bilginiz var mı ?
Dikiz aynasından sadece gözlerime bakıp cevap vermeden bakışlarını tekrar yola çevirdiğinde, titreyen ellerimle telefonuma sarıldım. İnatla telefonu açmayan arkadaşımla sessiz bir küfür kaçmıştı ağzımdan. Tekrar gözlerimiz kesişince tedirgin olduğumu çoktan anlamıştı.
Sizi Rüveyda yolladı değil mi ?
Bu sefer cevap vermesini umsam da yine cevap vermemişti. Ses tonumun yükselmesine aldırmadan camı açtım. Gerekirse camdan bile atlardım.
Sizi Rüveyda bile göndermiş olsa şuan sizinle yolculuk etmek istemiyorum. Hemen sağa çeker misiniz ?
Kırmızı ışıkta durduğumuzda direk kapıyı açmaya yeltensem de açamamıştım. Sorularıma cevap alamamanın da verdiği korkuyla camdan bağırmaya başladım. Ama camın kapanması bir saniyeyi bile bulmadı. Üstelik geri de açamadım.
Siz kimsiniz ya ! Neyin peşindesiniz?
Dolan gözlerimde artık cabası olmuştu. O kadar çaresizdim ki. Rüveyda'yı tekrar arayacakken polisi aramanın daha mantıklı olduğunu düşündüm.
Alo memur bey ? Evimin önünden bir arab-
Cümlemi tamamlamama izin vermeden telefonu elimden aldığı gibi çağrıyı sonlandırdı. Artık gözyaşlarımın akmasına engel olamıyordum.
Kimsiniz siz ?
Ağlarken bir yandan da ağzımdan çıkan tek şey kimsiniz olmuştu. Özel bir malikanenin bodrum katı tarzında bir yere indiğimizde sonunda araba durmuş kilit açılmıştı. Öylece arabadan inmemi bekleyen adama tiksinircesine bakıp kapıyı açtım. Arabadan inip etrafı incelerken tiz bir tekerlek sesiyle beni getiren araba gözden uzaklaştı. Kapkaranlık bir otoparktaydım. Yan yana dizilmiş bir sürü araba ve hepsinin de Mercedes olması gözümden kaçmamıştı. Ortada ki arabanın farlarının yanmasıyla gözlerimi kıstım ve bir iki adım attım. Arabada ki kişiyi net göremesem de kaputta yazan kocaman öküz yazısından kim olduğunu anlamam pek de zor olmamıştı.
Gözlerim yuvalarından çıkacak kadar açıldığında o da arabanın kapısını açıp dışarı çıkmıştı. Öylece bir birimize bakarken adım adım yanıma doğru geliyordu. Sesimin titrek çıkacağını bilsem de korktuğumu belli etmeden derdinin ne olduğu anlamam gerekiyordu.
Neyin peşindesin sen ! Bu yaptığın resmen adam kaçırmak farkında mısın ?
Alaylı ifadesiyle baştan aşağı süzmüştü beni. İster istemez elimle eteğimi aşağı doğru çekiştirdim.
Peki sen bu yaptığının karşılıksız kalacağını mı zannediyordun. Yada polise falan gideceğimi?
Yaptığım şey doğru değil evet ama böyle bir şeydense polise gitmen daha mantıklıydı !
Polise gidip ne yapacaktım, verdiğin hasarın parasını mı alacaktım senden ? Sence böyle bir şeye ihtiyacım var mı benim ?
İki yanına açtığı kollarıyla bende şöyle bir etrafa baktım. En az on ama fazlasının da olduğuna emin olduğum arabalarla dolu bir otoparktı, kocaman bir malikanesi olduğunu da düşündüğümde dediklerine hak verdim.
İyi de derdin ne o zaman ? Benden ne istiyorsun. Yaptırsaydın arabanı, eskisi gibi olurdu.
İyice dibime girdiğinde keskin bakışlarıyla gözlerimi kırpıştırmama engel olamadım.
Belki de bu halini daha çok sevmişimdir, eskiye dönmesini istemiyorumdur, olamaz mı ?
Dedikleriyle açılan ağzıma bakıp gülümsedi. İşaret parmağıyla çeneme dokunup arkasını dönüp çıkışa doğru yürüdü. Sonunda kapattığım ağzımla öylece onun gidişini izledim. Arkasını döndüğünde rahatlamaya başlayan vücudum yeniden gerildi.
Partide görüşürüz.
Göz kırpıp tekrar arkasını dönüp kapıdan çıkınca gözden kayboldu. Neye uğradığıma şaşırmıştım. Buraya resmen gözümü korkutmak için mi getirmişti beni ? Tekrar partide işi neydi ki ? Kafamın içinde dönüp duran sorulara araba sesiyle son verdim. Beni buraya getiren adamla göz göze geldiğimde hemen uzaklaşmaya çalışsam da engel oldu. Elinde tuttuğu telefonumu uzatıp almamı bekledi.
Doğum gününüze yeterince geciktiniz efendim, Barkın bey sizi bırakmamı emretti.
Emretti kelimesine şaşırsam da iki adım gerileyip yürümeye başladım. Cevap vermeme sırası bendeydi, değil mi ? Ayrıca öküzün adı Barkın mıydı ?
Efendim, ayrıca arabada size vermem gereken bir hediye var, Barkın beyin hediyesi.
Durmama neden olan şeyleri söylediğinde ister istemez meraklanmıştım.
Gerçekten doğum günü mekanına götüreceğini nerden bilebilirim ki?
Endişeniz olmasın efendim, saat daha da geç olmadan ulaştıracağım sizi.
Ne kadar korksam da nerede olduğumu bilmediğim bu yerden en hızlı şekilde uzaklaşmak istiyordum. Arabaya bindiğimde sessizce yolculuğumuz başladı. Mekânın önüne gelip durduğumuzda inmek için yönelmişken uzattığı kutuyla şaşırıp kalmıştım. Siyah kutuyu aldığımda diyecek bir şey bulamadığım için direk arabadan dışarı attım kendimi. Tanıdık simaları gördüğümde derin bir oh çekip mekana girdim. Artık kendimi güvende hissediyordum.
Sinirli bakışlarıyla bana doğru gelen Rüveyda'yı gördüğümde sitem edeceğini bilsem de ona fırsat vermeden sıkı sıkı sarıldım. O da şaşırsa da ellerini sırtıma koyup bütün kızgınlığını unutup ne olduğu hakkında soru yağmuruna başladı.
Eve geçelim her şeyi anlatacağım. Duyunca çok şaşıracaksın. Ama şuan hiç bir şey sorma. Sadece içip kafayı dağıtmak istiyorum. Olur mu ?
Anlamasa da başını sallayan arkadaşıma gülümseyip benim için ayrılan köşeye geçtim. Önüme ne konsa direk düşünmeden içtim. Sanırım pastaya sıra gelmeden kafayı bulmuştum. Çünkü karşımda oturan öküzü görüyordum. Partiye gelmekte ciddi miydi yani? Rüveyda da hızla yanıma gelip oturunca gözlerimi sıkı sıkı yumup açtım.
Arabasını mahvettiğin çocuk burada ?
Demek kafayı bulmamıştım. Cidden gelmişti. Tekrar bakışlarımı çevirdiğimde gözlerini bile kırpmadan bana bakıyordu. O anda hediyesine gözüm kaydı. Kutuyu alıp açtığımda içinden çıkan araba anahtarıyla gözlerim kocaman olmuştu. Altında siyah küçük kağıda yazılmış İtalyanca yazıyı görünce İtalyanca bildiğimi bilmesine şaşıracakken yazıyı okuyunca yazdıklarına daha çok şaşırmıştım. Hızla kafamı kaldırdığımda bakışlarım bakışlarını bulmuştu.
" Sei sempre mia "
Umarım beğenmişsinizdir. Oy ve yorum yapmayı unutmayın
İyilikle kalın ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA (DÜZENLENİYOR)
General Fiction"Beni ne kadar seviyorsun ?" "Gökyüzünde ki yıldızları kaç saatte sayabilirsin ?" "Onları saymak sonsuz zaman alır Barkın !" "İşte benim aşkımda öyle sonsuz !" ©Tüm Hakları Saklıdır