Bölüm 5

45K 978 41
                                    

İyi Okumalar :)

Yatakta huzursuzca kıpırdandım, başım patlayacak gibi ağrıyordu. Gözlerimi araladığımda siyah nevresimleri görmemle kısık olan gözlerim kocaman olmuştu. Hızla yatakta oturur konuma geldiğimde odaya göz gezdirdim. Perdeler yarım çekilmişti ve hava hâlâ karanlıktı. Yaşadıklarım bir bir aklıma geldiğinde yataktan kalkıp kapıya koştum. Kilitli olabileceğini düşünsem de açılan kapıyla şaşırmıştım. Uyurken katlanan elbisemi düzeltip yalın ayak odadan çıktım. Evin içinde çıt sesi dahi yoktu ve bu beni çok daha tedirgin ediyordu. Merdivenlerin başına geldiğimde sessiz ve yavaş adımlarla aşağı indim. Etrafa göz gezdirdiğimde kimse yoktu. Odadan gelen kısık ışık koridoru aydınlatıyordu. Adımlarım istemsiz oraya yöneldiğinde önce kendi kendine çalışan televizyonu gördüm, sesi sonuna kadar kısıktı. Daha fazla yaklaşıp odaya adımımı attığımda koltukta otururken uyuya kalan onu gördüm. Başını arkaya doğru yaslamış, eşofmanlarıyla sanki hiç bir şey olmamış gibi öyle sakince uyuyordu. Sessizlikten faydalanarak hızla geldiğim gibi geri yürüdüm koridoru da geçip dış kapıya geldiğimde usulca çevirdim kapıyı. Uyuduğum odanın kapısı gibi buda açılır sanmıştım. Portmantonun çekmecelerini açtım kapadım anahtar bulma ümidiyle. Geri çekilirken çarptığım cam kasenin yere düşmesiyle ağzımdan fark etmeden korku nidası çıkmıştı. Elim ayağım iyice birbirine girdiğinde hala anahtar bulamamıştım.

Ne yapıyorsun sen orda ?

Sesini bir anda duymanın verdiği şokla bir kaç adım geriledim ve anladığım kadarıyla bir kaç parça cam ayağıma girmişti. Acıyla mırıldandığımda o da adımlarını bana doğru atmaya başladı.

İyi misin kızım sen, cam parçalarını görmüyor musun ! Ayağın kesildi.

Hâlâ derdinin bu olmasıyla öfkeyle diğer kaseyi de ben yere attım.

Sence şuan ayağım umurumda mı ? Bir an önce defolup gitmek istiyorum buradan.

Senin umurunda olmayabilir ama benim umurumda. Kal orda bir adım bile atma.

Ayakkabısıyla cam parçalarını kenara itip yanıma geldi. Kucağına almak için hamle yaptığında daha çok geriledim.

Eve gitmek istiyorum, aç şu kapıyı.

Ahsen, güzelim sabrımı sınama benim. Sana sesimi yükseltmek istemiyorum ama zorluyorsun.

Ben ne zaman senin güzelin oldum ya ? Hasta mısın sen !

Her kelimemin onu daha da sinirlendirdiğini biliyordum. Cevap bile vermeden hızla beni kucakladığında şaşkınlıktan ağzım açılmıştı.

Polise gideceğim, buradan bir çıkayım ilk işim seni ihbar etmek olacak. Gerçi arkadaşlarım çoktan polise gitmiştir.

Öyle mi dersin ? Sence ben bunları düşünemeyecek kadar salak mıyım ? Çıktığım odaya girdiğimizde beni yatağa bırakıp banyo olduğunu düşündüğüm odaya girdi. Bir kaç patırtıdan sonra elinde ilk yardım çantasıyla geri geldi. Önümde diz çöküp ayağımı avcunun içine aldı ve dikkatlice incelemeye başladı. Bense olabildiğince şaşkın bir ifadeyle hareketlerini izliyordum.

Arkadaşın, Rüveyda şuan acilen babanın yanına doğru gittiğini zannediyor. Sık görüşmeseniz de kalp krizi geçiren babanın yanına koşulsuz gideceğine inanmıştır değil mi ? Bu arada seni çok aradı ama haberin olmadan açmadım telefonu tabi istersen sen arayıp konuşabilirsin. 

Şaşkınlığım daha çok artarken o pansuman yapıp sardığı ayağımla işini bitirmişti. İki bacağımdan da tutup beni yatar konuma doğru getirdiğinde kendimi geriye doğru çekip sırtımı yatağa yasladım. Dikkatle üstümü de örtüp bacaklarımın hemen yanına oturup gözlerini gözlerime dikti.

Anlamıyorum, babamın kalp krizi geçirdiği yalanını söyleyip arkadaşımı kandırıyorsun ama şimdi istersen onu arayabilirsin diyorsun, nasıl bu kadar emin oluyorsun anlamıyorum çünkü ilk fırsatta kaçırıldığımı söyleyeceğimi biliyorsun. 

Gözlerime uzunca bakıp ayağa kalktığında bende yataktan doğrulmuştum.

Çünkü, arkadaşına yalan söylemedim. Kaşlarım istemsizce çatılırken o odadan çıkmak için hamle yapmıştı. Ayağımı umursamadan direk kalkıp kolundan tutup bana bakmasını sağladım. Beni ayakta görünce onunda kaşları çatılıp beni geri yatağa oturttu. 

Ne demek istedin, yalan değil derken ne demek istedin ?

Demek istediğim baban gerçekten kalp krizi geçirdi ve durumu şuan stabil, bir evde benim ayarladığım doktorlar onunla ilgileniyor. Sen istersen babanla ilgilenmeye devam ederler, istemezsen de onu o evde yalnız başına bırakırlar. Arkadaşını arayıp babanın yanında olduğuna inandırmak  da babanın sağlığı da senin kararın. Sen bunu bir düşün.

Gözlerim dolarken o odadan çıkıp kapıyı kapatmıştı, bu sefer kilitlemişti de. Resmen herkesi iyi olduğuma inandırmamı istiyordu aksi halde babamı ölüme terk edecekti.

_____

Evet umarım beğenerek okumuşsunuzdur. Yeni bölümlerde görüşmek üzere,

İyilikle kalın. 



MAFYA (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin