Park Chaeyoung hafif esen bahar havasında sahil kenarında yürüyordu. Baharın sonlarına doğru yaklaştıkları için suya giren insanlar vardı. Güneş batmak üzere olduğu için bu harika vakti kaçırmadan birkaç fotoğraf çekmek istedi. Deklanşöre bastığı sırada ekranda yazı belirince şaşırdı. Eliyle kameraya gölge yaparak ekranı net görmeye çalıştı.
❝Şu kediler dibimden ayrılmıyor.❞
Kalp atış hızı : 68
Kişi durumu : yükleniyor...
TEKRAR YÜKLE↻
Chaeyoung birkaç saniye peşinden iki yavru kedinin geldiği yaşlı kadına baktı. İnsanların düşüncelerini bu şekilde öğrenmek hoş bir şey değildi. Her ne kadar bu önemi olmayan bir düşünce olsa bile bu, ona doğru gelmiyordu. Fotoğrafı silmeye hazırlanıyordu ki omuzuna atılan el ile kameranın ekranını hemen kapattı.
"Selam Park Chaeyoung." kız gözlerini sonuna kadar açıp arkasını döndü. "Ah korkuttum mu?"
"Hayır, sadece şaşırdım diyelim..." Adını söylemesini beklercesine gözlerinin içine baktı.
Genç çocuk işaret parmaklarını kendi yüzüne doğrultarak gülümsedi. "Hadi ama, beni hatırlamıyor musun?" Pes edip ellerini serbest bıraktı. Chaeyoung ise onun bu halini garip ama sevimli bulmuştu. Hafif bir tebessüm etti. "Aslına bakarsan, seni bir yerlerden anımsıyorum."
Çocuk gözlerini sonuna kadar açıp güldü. "Ben Jung Jaehyun, ortak dersimiz vardı. Şimdi hatırladın mı?"
Chaeyoung gözlerini kıstı. "Sanki..." Parmağını şıklatıp kafasını salladı. "Doğru ya, dönem başında tanışmıştık değil mi? Ah kusura bakma, ahmak kafam hatırlamakta sıkıntı çekti."
Jung Jaehyun ellerini yana açıp bıraktı. "Olsun, sorun değil. Baştan tanışmış olduk." Kızın elindeki kameraya gözleri ilişince merakla sordu. "Kamera, fotoğrafçılık ile ilgileniyor musun yoksa?"
Chaeyoung kafasını olumlu anlamda salladı. Jaehyun ise karşısına geçip poz verdi. "E hadi, benim fotoğrafımı çeksene o zaman."
Chaeyoung çekingenlikle yaklaştı çünkü bir insanın resmini çekerse onun hakkında bilgilerin ekranda belireceğini biliyordu. "Aslına bakarsan..."
Jaehyun sıkıntıyla yerinde kıpraştı. "Hadi ama Chaeyoung, sadece bir tanecik." Chaeyoung bir tane fotoğraftan zarar gelmeyeceğini düşünerek kamerasını açtı. Jaehyun "İşte bu be!" diye bağırmıştı.
Jaehyun hemen ince kazağının kollarını dirseğine kadar sıvayıp ellerini havaya kaldırdı. 'V' işareti yapıp poz verdiğinde Chaeyoung gülümsemeden edemedi. Jaehyun'da bunu fark ettiğinde gülümsemesi yüzüne daha fazla yayılmıştı. Arkasından parlayan ve batmak üzere olan güneş, fotoğrafa güzel bir hava katıyordu.
Chaeyoung deklanşöre basıp ekrana baktığında Jaehyun hemen yanında bitmişti. Chaeyoung yazıların görünmesini istemediği için endişelenerek kamerayı arkasına sakladı.
"Benim fotoğrafımı bana göstermeyecek misin yoksa?" dedi Jaehyun kaşlarını kaldırarak.
"Şey, kameranın şarjı bitmek üzere. Ben sana e-posta ile atarım."
Chaeyoung cümleyi kurarken heyecandan biraz duraksıyordu. Jaehyun'un kamerayı elinden çekmesi durumunu göze alarak güç tuşunu bir kaç saniyede bulup hemen kamerayı kapatmıştı.
Jaehyun "İyi öyle olsun." diyip yürümeye başlayınca Chaeyoung, nefesini ne zaman tuttuğunun farkında bile olmadan salıvermişti.
Fakat Jaehyun onu kandırmış, bir kaç adım attıktan sonra hemen arkasını dönüp hızlı adımlarla Chaeyoung'un üzerine yürümüştü. Chaeyoung bir iki adım gerilemişti ama Jaehyun öyle yaklaşmıştı ki, nefesleri birbirine değiyordu ve burunları neredeyse bitişikti. Jaehyun durumdan faydalanarak ellerini Chaeyoung'un arkasına uzatmıştı. Bir çırpıda kamerayı aldı ve arkasını dönüp kameraya baktı.
"Hey! Ne yapıyorsun?" dedi Chaeyoung onun omzuna vurarak.
Jaehyun ise mağlubiyet ile arkasını dönmüştü. "Çok kabasın Park Chaeyoung, yeni tanıştığın birine vurmak hiç tasvip etmediğim bir davranış." dedi alayla.
"Kamerayı neden elimden çekiyorsun, o çok hassas bir kamera. Ağır darbelere dayanamaz." diyerek bahane uydurmuştu Chaeyoung. "Ayrıca, neden dibime giriyorsun? Rahatsız oldum."
"Kamerayı almak için tabii, şapşal." Gülümseyerek kamerayı Chaeyoung'a uzattı. "Maalesef kapanmış, gerçekten şarjı bitmiş."
Chaeyoung rahatlayarak ellerini beline koydu. "Tabii şarjı bitti, sana yalan söylemem. Kimseye yalan söylemem."
Jaehyun onu umursamıyor gibi yapıp telefonunu çıkardı. "Neyse, telefon numaranı ver. Bende sana e-postamı veririm. Fotoğrafı atarsın bana, olur mu?"
Chaeyoung kafasını sallayarak kendisine uzatılan telefona numarasını tuşladı. "Gece rahatsız edilmeyi sevmem, boş yere mesaj atılmasını sevmem, sabahları erkenden mesaj atılmasını sevmem, dersler dışında okul arkadaşlarımla muhabbet etmeyi sevmem. En önemlisi numaramın başka insanlara iznim dışında verilmesini sevmem."
Jaehyun'un ağzından belli belirsiz bir şaşkınlık ifadesi çıktı. "Vay canına, ben anlayışlı bir insanım. Bu dediklerinin hiç birini yapmam."
"Madem öyle, sözlerinin arkasında dur. Benim gitmem lazım. Yarın görüşürüz."
Jaehyun ona anlamsız ama komik bakışlarından yolladı. "İyi, yarın görüşürüz."
İkisi ayrı yönlere giderek evlerine doğru yol aldılar.
ღ
Chaeyoung kamerası ile bakışarak fotoğrafa bakıp bakmayacağı hakkında ufak çaplı bir savaş veriyordu. En sonunda bakmadan flash belleğe aktarmaya karar verince telefonuna mesaj gelmişti.
+*********** : selam
fotoğrafı buradan atabilir misin?
bu arada ben Jaehyun ^^
siz : ah selam
neden buradan atmamı istedin ki birden?
Jung Jaehyun : sadeceee
e-posta adresimin fazla saçma olduğuna karar verdim.
şimdiden teşekkürler ^^
siz : peki, buradan atacağım
Chaeyoung anlık bir karar ile fotoğrafa bakmak istedi. Neden bir anda kafasına estiğinin kendisi bile farkında değilken kamerayı açıp fotoğrafı aradı.
"Tamam Chaeyoung, şimdi sakince fotoğrafa tıkla. Kısa sürecek, hem kötü bir şey değil bu. Sadece birazcık kötü, çok azıcık, minnacık." derin bir nefes alarak kamerayı yerine bıraktı. "Bunu yapamama, lanet olsun. Bu kötü bir davranış."
Elini yüzünü yıkamak için odadan çıkacağı sırada kapının pervazına elini yaslayıp başını salladı. "Siktir et, bu şans ayağına bir daha gelmez."
Koşarak kamerayı eline aldı ve fotoğrafın üstüne tıkladı. Tıkladığı gibi bilgiler önüne düşmüştü.
❝Gülümsemesi kalbimi ısıtıyor, ben ne ara abayı yaktım bu kıza. ❞
Kalp atış hızı : 76
Kişi durumu : heyecanlı
TEKRAR YÜKLE ↻
Chaeyoung kamerayı yatağın üzerine bıraktı. "Hassiktir, bu ne!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
