1.◇RÜYA

274 3 0
                                    

Keyifli okumalar...

1.

Kan , duyduğum tek koku odaklandığım tek görüntüydü şu an . Bu dar sokakta gecenin karanlığına rağmen. Hiçbir zaman tam anlamıyla şanssız biri olduğumu düşünmemiştim , şu ana kadar. Olaylar o kadar hızlı gelişti ki gözlerimin önünde. Bir an gerçek ile düş arasında ipte ki bir cambaz misali sallandığımı hissetim. Bir yanım bulunduğum yerde olabildiğince ufalıp görünmez olmak isterken, diğer yanım aptalca düşünceleri bir kenara atıp koşmamı, koşup kan gölünün ortasında yatan adama yardım etmemi söylüyordu.Savrulan düşüncelerim arasında koştum adamın yanına.Kandan olabildiğince uzak durmam gerekiyordu ama bu mümkün görünmüyordu.Botlarım şimdiden bileklerime kadar kana bulanmıştı.Adam yüzükoyun yatıyordu kanın içinde.Uzaktan görebildiğim kadarıyla karnından bıçaklamışlardı.Tanrım, nasıl insanlar var hayatta ! Bir kişiye karşı dört kişi , hiçte adil değildi. Tam şerefsizlere göreydi.Düşüncelerim dört bir yanda iken titreyen ellerimle dokundum omzuna. İçimden" Umarım fazla ağır değilsindir" diyerek sırtüstü çevirdim bu yabancı adamı.Yüzü kandan dolayı seçilmiyordu.Biraz daha uğraşıp kenara çektim onu. En azından buraya sokağın cılız ışığı vuruyordu. Bu sayede yarasını görebilecektim.Yanına diz çöküp tişörtünü sıyırdım karnına bakmak için. Tek bir kesik vardı ama oluk oluk kan akıyordu o kesikten.Kanı içinde tutmam gerekti.Elim kapüşonuma gitti, hemen çıkarıp yanıma koydum.Yarasına tampon olarak kullanabileceğim tek şeyi, beyaz tişörtümü çıkardım üstümden.

Tüylerim diken diken olurken hemen tekrar giydim kapüşonu.İçimde daha dürüst olan tarafım "El çabukluğunun sebebi tecavüze uğrama korkusu olmasın" dedi.Çaresiz ve korkak tarafımı derinlere gömmek isteyerek "Kapa çeneni ! " dedim. Sesli konuştuğumu sonradan fark ettiğimde etrafa göz gezdirme ihtiyacı duydum.Neyse ki çöp konteynırının kenarında uyuyan kedi dışında yalnızdım bu sokakta.İstikrarsız düşüncelerim odaklanmamı engellerken titrek ellerimle kesiğe bastırdım tişörtümü. Sağduyulu yanım devreye girip ellerim benden bağımsız şekilde boynuna gitti adamın. Şimdi hissettiğim bu cılız atış , bana umutlu bir nefes verdirdi. Yalnız elimi çabuk tutmalıydım. Sonuçta ben burada ancak ehliyet sınavını geçebilmek için göz gezdirdiğim ilk yardım bilgileri ile müdahale ediyordum. Ellerim yaranın üstünde , yardım dilenircesine kaldırdım başımı gökyüzüne '' eğer şu an beni izliyorsan , ne olur yardım et'' iç yakarışlarımı bir kenara alıp , gerçek bir yardım için telefonu mu aramaya başladım. Ceplerim de hissettiğim boşluk, beni çaresizliğe bir adım daha yaklaştırdı. Telefonum yanımda olmadan sokağa çıkmazdım halbuki. Hele de böyle geç bir vakitte. Fakat bir an bu sokağa nasıl geldiğimi de anımsayamadım. Hatırlamak için zihnimi yorarken ensemden aşağıya soğuk bir ter süzüldü yavaşça.

O korku dolu anlarımda bir yardım fişeği misali kör edici bir ışık aldı gözlerimi. Ellerim gözlerimin önüne siper alırken , ışığın kaynağının devasa bir siyah arabaya ait olduğunu gördüm. Motorun sesi durdu ve ıssız sokakta kapıların açılıp kapanma sesleri duyuldu. Hala aynı pozisyondaydım. Sadece ellerim adrenalinin verdiği etki ile tişörtün üstünde yumruk olmuştu. Şimdi iki tane takım elbiseli adam vardı karşımda. Bir tanesi hemen arka kapıya uzanıp açtı ve bir kişi daha indi araçtan. Bana doğru yaklaşan adım seslerinden bir tanesinin buraya geldiğini anladım. Yetersiz sokak ışığında anlayabildiğim kadarıyla karşımda duran kişi, siyah uzun bir kaban giymiş, yaşlı fakat dinç bir adamdı. Ben korku ve merakla yüzünü incelerken o , korkunç mavi gözlerini yerde yatan bedenden kaldırıp bana baktı.

-Sen ne yaptığını sanıyorsun ?

Tok sesi bu ara sokakta yankı yapıp bana ulaşırken içimin ürperdiğini hissettim. Polis olma ihtimali yüzde kaçtı? Bu düşünce , bir yandan içimi rahatlatırken bir yandan da suçlu durumuna düşme korkusu yarattı içimde. Sesimi bulabildiğim bir an cevap verdim.

Başka Bir TutkuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin