•9•

1.6K 234 194
                                    

༄༄༄

Jisoo'dan;

"Sen geç güzelim, ben de hemen geliyorum."

İçimden, 'Güzelin miyim gerçekten?' diye düşünürken bu düşündüğüme gülmek istesem de, bundan vazgeçip kendimi hemen toparladım. Bu sırada da onu kafamla onaylayıp ilerlemeye başladım.

Kızlar evde kara kara Lisa'nın Jungkook'u kendine nasıl aşık edebileceğini düşünürken, Jin ise beni aramış ve uzun bir süredir beraber hiçbir şey yapmadığımızı söyleyerek sinemaya gitmeyi teklif etmişti.

Ben de tabii ki biricik arkadaşlarımı o halde bırakıp, bu mükemmel teklifi kabul etmiştim. Yani etmeme gibi bir şansım da yoktu çünkü her ne olursa olsun, Jin'di bu. Onunla tek bir saniye bile daha fazla zaman geçirebildiğimde, oldukça mutlu oluyordum.

Sinema salonlarının olduğu tarafa doğru geldiğimde elimdeki biletten izleyeceğimiz romantik komedi filminin salon numarasına baktım. Salon 5 olduğunu gördüğümde de, hemen birkaç adım ilerdeki Salon 5'e doğru ilerledim.

Salona girdikten sonra elimde tuttuğum bilete tekrardan bakarak oturacağımız koltuk numaralarını buldum ve de hızlıca K-14, K-15 olan koltuklara yani arka taraflara doğru ilerlemeye başladım.

Koltuğa yerleştiğimde ön tarafımdaki koltuklarda iki tane yaşlı amcanın oturduğunu görmemle beraber şaşkınca kaşlarımı kaldırdım. Genellikle gençlerin izlediği türden olan bu romantik komedi filminde ne işleri var acaba diye düşünmeden de edememiştim doğrusu.

Bunu umursamamaya çalışarak kafamı iki yanıma doğru salladım ve telefonumu cebimden çıkarttım. Sessize aldıktan sonra tekrardan cebime koyacaktım ki, Lisa'nın aradığını görmemle beraber aramayı yanıtladım.

"Buralarda satıcı bir arkadaş varmış da, onunla mı konuşuyorum acaba şu anda?!"

Dedikleriyle beraber gülerek gözlerimi devirdiğimde, "Neden aradın beni Lisa?!" diyerek oturduğum koltukta biraz daha geriye doğru yaslandım.

"Artık arkadaşımızı aramak için de bir sebep gerekiyor demek ki. Çok kırıldım çok..."

Ona karşılık bıkkınca bir nefes vererek güldüğümde, "Neyse neyse... Onu bunu boş verelim de şimdi, yakışıklı eniştem ne yapıyor bakalım?" dediği için de gülüşüm yüzümde soldu ve sertçe yutkundum.

Siktir...

"Şu an dondun kaldın kesin Jisoo... Ya benim salak arkadaşım, kaç yıldır tanışıyoruz sonuçta ve sen buna rağmen anlamayacağımızı mı sandın? Çocuğun içine düşecek gibi oluyorsun onunla konuşurken ve durum böyleyken de onu sevdiğini anlamamız çok da zor olmadı yani."

"Ne zamandan beri biliyordunuz peki?"

Dediklerim karşısında düşündüğü için olsa gerek birkaç saniye boyunca duraksadı. "Bayağıdır biliyorduk ya, sana söylemedik çünkü sen bize söyle diye bekledik ama senin de söylemeye hiç niyetin olmadığı için artık ben söyleyeyim bari dedim."

"Lisa... Çok özür dilerim sizden sakladığım için." Mahçup bir şekilde dediklerim üzerine, tatlı bir şekilde güldü. "Saçmalama kızım ya, ne özürü? Boşver biz sana kızgın değiliz ki. Hem sen bugün güzel bir akşam geçir, sonra eve geldiğinde daha detaylı konuşuruz zaten hep beraber."

"Tamamdır o zaman görüşürüz bebeğim, seni seviyorum." Benim dediklerimle beraber öpücük attı ve, "Ben de seni seviyorum Jisoo, görüşürüz!" diyerek telefonu kapattı.

Yakalandığım için bir yandan üzgünken bir yandan da mutluydum çünkü kızlardan bunu sakladığım için hiç rahat değildim. Neyse ki, şimdi onlar da biliyorlardı ve ben biraz da olsa rahatlamış hissediyordum artık.

Crazy QuadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin