•11•

1.6K 214 116
                                    

༄༄༄

Rosé'den;

"Anne, gelmesem olmaz mı ya?!"

Yalvarır bir ses tonuyla beraber mutfakta olduğunu düşündüğüm anneme doğru seslendim. Bu sırada da üzerimdeki şirin mi şirin ince askılı, sade ve de mini olan bu sarı elbiseye karşılık gözlerimi devirdim.

"Rosé, bu konu hakkında tek bir itiraz daha duymak istemiyorum demiştim tatlım. O yüzden itiraz etmeyi bırak ve de bir an önce hazırlan."

Dedikleriyle beraber bıkkınca bir nefes verdim ve gözlerimi devirerek aynaya doğru döndüm. Annemin zoruyla giydiğim bu sarı elbiseyle ve yine annemin zoruyla yaptığım bu balıksırtı örgülü olan saçlarımla beraber oldukça şirin görünüyordum.

Sanki aynada gördüğüm bu Rosé, ben değilmişim gibi hissediyordum ve bu yüzden pek keyifli olduğum da söylenemezdi. Yine de el mahkum annem ne derse desin yapmak zorundaydım çünkü eğer yapmazsam bana ne tür işkenceler uygulayabileceğini de gayet iyi biliyordum.

Evet, aslında hiç kimseden korkmayan ben; annemden fazlasıyla korkuyordum.

Bugün, babamların daha yeni iş anlaşması yaptıkları ve de oldukça iyi anlaştıkları bir aileye akşam yemeği için gidecektik. Bu aileyi ben tanımıyordum ve aslında gitmeyi de hiç istemiyordum fakat annem de babam da gelmem konusunda oldukça kararlılardı.

Yani, bana da diyecek pek bir şey kalmıyordu o yüzden.

Makyaj masamın üzerinde duran minik beyaz çantamı elime aldıktan sonra tek bantlı, çok topuklu olmayan beyaz ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve aynada son bir kez kendime bakarak odadan dışarıya çıktım.

"Çok güzel olmuşsun bebeğim..."

Anneme karşılık gözlerimi devirmek istesem de, elbette ki bunu yapmadım ve tebessüm ederek teşekkür ettim. O ise bu sırada, heyecanla kravatını bağlamaya çalışan babama doğru döndü ve babamın bu hali karşısında gülümsedi.

Ailemle pek yakın bir ilişkim yoktu ama yine de aramızın kötü olduğunu söylemem de pek doğru olmazdı. En azından bizim kızların arasında ailesiyle en iyi anlaşan, kesinlikle bendim.

Bizim kızlar demişken, aklıma da birden Lisa'nın Jungkook'a karşılık oynadığı intikam oyunu geldi. Yarın pazar günü olacaktı ve onlar da dışarıya çıkacaklardı. Ayrıca, Lisa'nın dediğine göre de yarın Jungkook'u kendine aşık edecekti.

Eğer başka biri olsa bu imkansız der geçerdim fakat karşımdaki kişi Lisa olduğu için bu durum pek de imkansızmış gibi gelmiyordu. Bu işin sonunun nasıl olacağını ise oldukça merak ediyordum.

"Hadi gidelim, geç kaldık zaten!"

Babamın söylenmesiyle beraber üçümüz de kapıya doğru adımladık. Dışarıya çıktıktan sonra da arabamıza doğru ilerledik ve babam da şoföre bugünlük kendisinin kullanacağını söyleyerek anahtarları ondan aldı.

Böyle aile yemekleri tarzındaki şeylerden çok nefret ederdim aslında ve babamla annemin işi gereği de -inşaat alanında olan güçlü bir şirketimiz vardı çünkü- küçüklüğümden beri hep bu aile yemeklerine katılmak zorunda kalırdım.

Yaklaşık 20 dakika süren bir yolculuğun ardından büyük bir evin önünde durduğumuzda, kapıdaki görevli adam hemen yanımıza geldi ve biz arabadan indikten sonra da arabayı uygun bir yere park etti.

Bu sırada biz ise, eve doğru ilerledik ve bizi güler yüzle karşılayan kadın hizmetliye karşılık gülümseyerek selam verdik. İçeriye girdiğimizde de, iki kişinin bizi ayakta beklediğini fark ettim.

Crazy QuadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin