•15•

1.4K 199 146
                                    

༄༄༄

Lisa'dan;

"Lisa, nereye gidiyoruz? Neden hiçbir şey söylemiyorsun?"

Jungkook'un oldukça sabırsız çıkan sesini duymamla beraber bıkkınca bir nefes verdim ve ona doğru dönerek, "Biraz sabırlı ol Jungkook, anlayacaksın birazdan nereye gittiğimizi!" diyerek elimin içinde olan elini daha da sıkı bir şekilde tuttum.

"İyi de beni hep böyle geçiştirip duruyorsun! Doğru düzgün bir açıklama da yapmıyorsun! Meraktan çatlayacağım birazdan senin yüzünden Lisa!"

Zaten gergin olan beni, Jungkook'un üst üste konuşması daha da çok gererken sakin kalmaya çalışarak ona doğru döndüm ve hafifçe gülümsedim. "Tamam tamam geldik Jungkook. Seninle konuşmak istediğim bazı şeyler vardı da, o yüzden buraya getirdim seni."

Benim dediklerimle beraber şaşırmış olacak ki, kaşlarını hafifçe kaldırdı ve biraz önce geldiğimiz okulun arka bahçesindeki boş alana bakmaya başladı.

Jennie'nin dahiyane fikrini uygulayabilmemiz için en iyi yer burasıydı çünkü...

Jennie'ye ve Jisoo'ya göre bu iş bugün kökünden hallolacaktı ve bu üçlü -özellikle de Jungkook- şu zamana kadar üzülmedikleri kadar üzülmüş olacaklardı.

Bu saçma oyunun -saçma diyordum çünkü artık benim için tamamen saçmalıktan ibaret bir hale gelmişti- içerisine girmeden önce ben de Jennie ya da Jisoo gibi bu üçlünün acı çekmesini istiyordum ama...

Ama şu anda Jungkook'un acı çekecek olma düşüncesi bile kalbimin sızlamasına neden oluyordu.

Ne yapmam gerektiğini ya da bu işin içinden nasıl çıkmam gerektiğini asla bilmiyordum ve ayrıca da, resmen sıkışıp kalmış bir haldeydim. Bir tarafta onları ne kadar çok sevdiğimi asla kelimelere sığdıramayacağım Jennie, Jisoo ve Rosé; bir tarafta ise kalbimi çoktan ele geçirdiğini hissettiğim Jungkook vardı.

Bu durum resmen Tanrı'nın bana karşılık kötülük yaparsan eğer, cezasını da böyle çekersin işte deme şekli gibiydi. Oldukça kötü düşünmüştüm... Şöyle bir bakılırsa duruma, resmen hiçbir suçu olmayan birinin duygularıyla oynamak istemiştim ben.

Sadece ödevimi yapmamış olması ya da olmaları onları incitebileceğimiz anlamına gelir sanmıştım. En acınası olan şeyler de, bizi diğerleri gibi alttan almadıkları ve de bize karşı çıktıkları için onlara gayet rahat zarar verebileceğimizi düşünmemdi aslında.

Ama unuttuğum bazı şeyler olmuştu işte. Bir insanın duyguları asla bu kadar hafif şeylerle incitilemezdi. Bir insana sırf karşınızdayken suspus durmuyor diye zarar verilemezdi. Bunlar oldukça yanlış şeyleri ve ben bunu çok geç fark edebilmiştim.

Şu zamana kadar birçok insanın canını yakmıştım. Daha doğrusu yakmıştık. Okulun çılgın dörtlüsüydük ya biz, önümüze gelen her şeyi yapabilirdik. Kimse duramazdı karşımızda. Durdukları zaman da bir şekilde hadlerini bildirirdik zaten.

Hadi şimdi de bildirsene Lalisa Manoban! Aşık olduğun çocuğu incitsene herkesin içinde...

Hayat bana öyle güzel bir oyun oynamıştı ki, al sana kötülük demişti resmen. Şu zamana kadar yaptıklarını ancak bu şekilde ödeyebilirsin diyerek beni öyle arada bırakmıştı ki, ne tarafa gideceğimi şaşırmıştım.

Jungkook'a ne ara bu kadar aşık olduğumu bile anlayamamıştım aslında. Sanki büyük bir bedel ödemem gerekiyormuş gibi birden ilişivermişti kalbime; tüm saflığıyla, mükemmelliğiyle ve iyi niyetiyle...

Crazy QuadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin